Le Monde: Suriye'de Hevrin Halef’in katli

Le Monde: Suriye'de Hevrin Halef’in katli
Fransız Le Monde gazetesi Türkiyenin Kuzey Suriye'ye yaptığı askeri harekat sırasında Kürt siyasteçi Hevrin Halef'in öldürülmesi olayını tamsayfa yayınladı.

ARTI GERÇEK - Fransa merkezli Le Monde'nun Beyrut muhabiri Benjamin Barthe ve Allan Kaval imzasıyla 22 Kasım'da çıkan gazetede tam sayfa olarak yayımlanan 'Suriye'de Hevrin Halef'in katli' başlıklı bir haber yayımlandı. Artı Gerçek yazarı Yiğit Baner tarafından çevrilen yazı ise şöyle:

Hevrin Halef’in 13 Ekim Pazar günü kaldırılan cenazesi, sonu gelmeyen bir savaşın olağan cenazelerden biri değildi: Yaşanan korkunç olayın damgasını taşıyordu. Bir gün öncesinden beri tüm cep telefonlarda, artık 'Şehit Hevrin' olarak anılan 35 yaşındaki genç kadının aracının, çevresi silahlı ve kamuflaj üniformalı adamlar tarafından sarılmış ve kurşunlarla delik deşik edilmiş görüntüleri dolanıyordu.

Hepsi birkaç gün önce Türk ordusu ile beraber -o zamana kadar çoğunluğu Kürt olan Suriye Demokratik Güçleri ‘in denetimindeki- Suriye'nin Kuzey Doğusunu fethetmeye gitmiş Ankara yanlısı grupların üyesidir.

ÖLÜMÜNÜN YOL AÇTIĞI DUYGUSAL TEPKİYİ ANLAYABİLMEK O GÜNE GERİ DÖNMEK GEREK

Hevrin Halef, Kürt hareketinin yörüngesinde doğan ve ülkesinin geleceği için ademi merkeziyetçiliği savunan küçük bir siyasi oluşumun, Geleceğin Suriye Partisi'nin önde gelen kadın yöneticisiydi. Onu tanıyanlar, canlı, zeki ve çok çalışkan bir kişilik olarak tanımlarlar. Yalnız yaşayan, çocuğu olmayan bir kadın olarak, Kürt hareketinin sahnelediği şekliyle kadınların özgürleşmesini ve önemli siyasi sorumluluk mevkilerine gelmelerini simgeliyordu. Ölümünün yol açtığı duygusal tepki anlayabilmek için o güne, yani öldürüldüğü 12 Ekim Cumartesi gününe dönmek gerek. O gün olup bitenlerin akışı artık netleşti.

O sabah Hevrin Halef, siyah bir 4 X 4 aracın içinde partisinin genel merkezinin bulunduğu ve Rakka’nın kuzeyindeki küçük bir belde olan Ayn İsa'ya gitmekte. Direksiyonda ise örgütün şoförü Ferhat Ramazan var.

Araçları Suriye'nin kuzeyindeki bozkırlara doğru ilerlerken, Hevrin Halef diplomatik görevini sürdürmeye hazırlanıyor. Ancak genelde sakin olan bu yol artık tehlikeli hale geldi. Savaş zamanı siyasi sabır dönemini geride bıraktı.

ANKARA'NIN HİZMETNDEKİ PARALI ASKERLER HER TÜRLÜ KÜRT ÖZERKLİĞİNDEN NEFRET EDİYOR

Ankara'nın hizmetindeki paralı askerler, üç gündür ülkenin Kuzey doğusunu ele geçirdiler ve bir müfrezeleri uluslararası M4 yoluna dahi ulaştı. Başlarında Ahrar El Şarkiye örgütünün komutanı Ebu Hatim Şakra var. Selefi eğilimli bu Suriyeli grup, son derece şiddetli olarak biliniyor ve daha önce de Türkiye'nin Suriye'de yürüttüğü iki askeri operasyona, yani Ağustos 2016-Mart 2017 tarihleri arasındaki Fırat Kalkanı’na ve Ocak 2018'de Zeytin Dalı'na, Kürt kantonu Afrin’e yönelik saldırıya katılmıştı. Bu gruptakiler Türkiye'deki iktidarın İslamcı görüşlerini paylaşıyor ve aynı şekilde her türlü Kürt özerkliğinden nefret ediyorlar.

Afrin'de özel konutları yağmalamakla ve el koymakla suçlanmışlardı. Alkol satan bir mağazayı darmadağın edip cihatçı şarkılar söylerken de filme çekilmişlerdi. Başka isyancı gruplarda da çatıştılar.

Bu tarz şiddet hareketleri Ankara'daki yetkilileri hiç rahatsız etmiyor. Hatta Mayıs 2018'de Ebu Hatim Şakra birçok başka Türk yanlısı milis şefiyle birlikte bizzat Afrin Savaşı'ndaki 'cesaretlerini' öven başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın huzuruna çıktı.

TÜRKİYE LİDERİNİN PİS İŞLERDEN RAHATSIZ OLMAYAN İTAAT EDECEK İNSANLARA İHTİYACI VAR

Türk liderinin, Suriye'nin kuzeyindeki Kürt egemenliğini kırarak bu bölgeyi fiili bir Türk mandasına dönüştürmek yönündeki ülküsünü gerçekleştirmek için, bu tür pis işlerden rahatsız olmayan, gemileri yakmış ve ona körü körüne itaat edecek insanlara ihtiyacı var.

12 Ekim sabahı, Hevrin Halef ve şoförü kendilerini bekleyen tuzaktan habersiz, yolda ilerliyorlardı. İslamcı milisler bölgede zaten hazırlıklarını yapmışlardı. Daha sabahın köründe M4 otoyolu üzerinde bir baraj kurmuşlardı. Kürt hareketine bağlı olmasından şüphelendikleri herkesi zorla araçlarından indiriyorlardı. Genç bir kameraman milise eşlik ediyordu, El Haret Rabbah. Görevi, bu operasyonun filmini çekmek ve görüntüleri propaganda amacıyla yaymak.

Durdurulmuş olan ve uzun bir kuyruk oluşturan araçları gösteren videolardan birinde, bir Suriyeli milis şöyle seviniyordu: "Bu PKK'lı domuzlardan birçoğunu Haseki/Membiç otoyolunda canlı ele geçirdik." 

Bazı Otomobilciler direniyor. Kameraman France 24'ün internet sitesinde: "Ateş açanlar oldu, kimisi de adamlarımızı ezdiler" diyor, "sonuçta savaşçılar onları etkisiz hale getirdi." Kibarca demek istediği şu: Öldürüldüler.

Hevrin Halef ve şoförü barajı gördüklerinde iş işten geçiyor, yavaşlayıp durmak zorunda kalıyorlar. Kamuflaj üniformalı milisler araçtan inmelerini emrediyorlar. Reddettiklerini görünce de aracı tarıyorlar. Kameramanlarının çektiği görüntüler, onları delik deşik olmuş aracın önünde toplanmış halde gösteriyor. Şoförün cesedi ayaklarının altında. Muhtemelen arka koltukta kıvrılmış vaziyette duran Hevrin Halef o sırada hâlâ hayatta. Karşısında kapıyı zorla açan adamlar duruyor. Bu dosyaya iyi bilen ama adını gizlemeyi tercih bir kaynak şöyle diyor: "Kadın bağırarak adını söylüyor, belki canını kurtarabileceği umuduyla kim olduğunu haykırıyor."

İtiş kakış sırasında annesini arıyor ama cep telefonu ya saldırganlardan birinin eline geçiyor ya da yere düşüyor. 62 yaşındaki Suad Muhammed telefonu açtığında Arapça bağırıp çağıran sesler duyuyor ama kimse ona cevap vermiyor. Daha sonra, Suriye Kürt haber ajansı North Press’e: "Hevrin herhalde düşmanın eline geçti diye düşündüm" diyor Suad Muhammed. Bir süre sonra, saldırıdan haberdar olan Hevrin’in bir dostu onu aramaya çalışıyor, telefonu bir erkek açıyor ve kendini Suriye muhalefetinin bir savaşçısı olarak tanıtıyor. Ona şöyle sesleniyor: "Siz Kürtler hainsiniz, siz hepiniz PKK’nın ajanlarısınız!"

'HEVRİN'İN KATLİ VAHŞİ BİR BARBARLIK EYLEMİYDİ'

Aynı dostun Amnesty International’e söylediklerine bakılırsa, telefonda konuşan bu kişi ona Hevrin’in ölümünü de tebliğ ediyor. Le Monde’a konuşan anonim kaynak ise şöyle diyor:

"Hevrin’in katline 4 ya da 5 savaşçının katıldığı, vahşi bir barbarlık eylemiydi."

Oradan ayrılmadan önce, Ahrar El Şarkiye grubunun adamları bir başka tutsaklarını daha infaz ediyorlar: Elleri arkadan bağlı yerde yatarken vuruyorlar onu ve bu sahneyi kameramanları filme çekip daha sonra internette yayınlıyor. Bu görüntüler uluslararası bir infiale yol açıyor.

Aslında bu sahne, o gün M4 otoyolunda yaşanan saldırıların sadece bir küçük bir kısmı. Kürt istihbarat kaynaklarına göre o gün 9 kişi daha vuruluyor. Dördünün naaşı Derik kentine ulaşıyor, bunlardan ikisi de Hevrin Halef ve şoförü. Onları bölgeyi silah zoruyla yeniden ele geçiren Kürt güvenlik güçleri otoyolun kenarında buluyorlar.

Derik’te, 'şehitlerin' naaşlarını yıkayarak cenaze törenine hazırlamakla görevli iki kişi var, biri herkesin 'Hasan yoldaş' dedikleri bir erkek de diğeri Leyla Muhammed isimli bir kadın. Bu sefer her ikisi de gördükleri karşısında dehşete kapılıyorlar. Çünkü Hevrin Halef'in yüzü, kafatasının içine çökmüş durumda, saç derisi kopmuş, sanki saçından tutulup yerlerde sürüklenmiş gibi; kolları ve bacakları yara bere içinde ve cildinde yanık izleri var, bu da olasılıkla onu öldürmek için yakın mesafeden ateş edildiği izlenimini veriyor.

O günden beri Ahrar El Şarkiye grubu kendini temize çıkarmaya çalışıyor. Yayınladıkları bir videoda, kendilerini yaralı bir Kürt kadın savaşçının yaralarını sararken gösteriyorlar. Yine Twitter hesaplarından yayınladıkları başka bir propaganda videosunda, kendilerine iyi davranıldığını söyleyen erkek tutsakları gösteriyorlar.

Suriye muhalefetinin Gaziantep'e yerleşmiş olan geçici hükümeti, filme çekilmiş olan infaz olayına karışan iki milis hakkında soruşturma açıldığını ve gerekirse askeri mahkemeye sevk edileceklerini iddia ediyor. İşin tuhafı, Suriyeli muhaliflerin Savunma Bakanlığı başlıklı bir kâğıttaki bildiriyle bu tedbirleri açıklayan ve altına imza atan kişi, Ebu Hatim Şakra’nın ta kendisi, yani İslamcı grubun şefi. Şakra, buna karşın Hevrin Halef'in öldürülmesindeki her türlü sorumluluğu reddediyor. Her şey ortada olduğu halde, "terörist PKK grubunun lider kadrosundaki bu kadının" (onu böyle nitelendiriyor) kendi adamları tarafından linç edilmediğini iddia ediyor. Aslında Türk hükümetinin emrindeki içi boş bir kabuktan ibaret olan muhalefet hükümeti de buna itiraz edecek hiçbir şey bulamıyor.

Ankara'nın savaş köpekleri Böylece Kuzeydoğu Suriye'de cirit atmaya devam edebilecekler. Genç kadının öldürülmesinden 10 gün sonra yayınlanan yeni videolardan birinde, bir başka milisin adamları bir Kürt kadın savaşçının cesedine zarar veriyor ya da hâlâ yaşamakta olan bir başkasına zarar verirken sevinç çığlıkları atıyorlar.

Öne Çıkanlar