Temelli: İttifak yerel seçimlerle sınırlı kalmayacak

Temelli: İttifak yerel seçimlerle sınırlı kalmayacak
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, Kürt partileri ile yapılan ittifakın yerel seçimlerle sınırlı kalmayacağını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP), Azadî Hareketi, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD), İnsan ve Özgürlük Partisi, Kürdistan Komünist Partisi, Kürt Demokratlar Platformu (PDK) ve Kürdistan Demokrat Partisi-Türkiye (PDK-T) ile sağladığı ittifakın seçimle sınırlı kalmayacağını belirten Eş Genel Başkan Sezai Temelli, "Çok çok önemli bir adım. Daha da büyüyecek" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, yerel seçim çalışmaları, Kürt partileri ile sağlanan ittifak ve batıda demokrasi cephesinin kurulmasına dönük çalışmalar ile açlık grevleri ve Suriye'deki gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı'na konuştu.  

Uzun süredir yerel seçim çalışmalarını sürdürdüklerini belirten Temelli, "Genellikle Türkiye'de yerel seçim çalışmaları deyince, aday açıklaması veya aday yarıştırması anlaşılıyor. Yandaş medyayı da bu haberler kaplıyor. Aslında aday meselesinden önce yerel seçimlerin en önemli özelliği, yerelde çalışmalar yapmak, yerelin sürece katılmasını sağlamak, halkın bizzat sürece katılmasını sağlamaktır. Bunu başardık. Hem fizibilite çalışmaları ile hem de zemin çalışmaları ile bunu sağladık. Son olarak halkın aday seçimine katılmasıyla birçok yerde önemli bir süreci tamamladık" dedi.

ADAYLAR AÇIKLANACAK

Belediye eş başkan adaylarını en geç 20 Ocak'a kadar açıklayacaklarını söyleyen Temelli, adaylarını toplumla buluşturacaklarını ve ondan sonra yerel seçim kampanyasının başlayacağını söyledi.

'İTTİFAK TARİHİ BİR ADIM'

Kürt partileri ile ittifak sağlamanın tarihi bir adım olduğunu söyleyen Temelli, "Önemli bir buluşmaydı. Öncesi var, sonrası da olacak. Öncesi çok uzun bir zamandır var. Hatta ortada HDP yokken başlamış bir tarih var. En son 24 Haziran seçimlerinde kısmen yan yana gelmeler sağlandı. 24 Haziran seçimleri döneminde de bunun önemli bir adım olduğunu belirttik. Sonrası daha da büyüyecek dedik. Evet büyüdü, herkesin çok emeği var. Her şeyden önce bu sürece emek koyan bütün arkadaşlarımı kutluyorum. Çok çok önemli bir adım. Daha da büyüyecek. Bugün belki eksiklikler var ama çok kısa bir zamanda onlarında katılacağı çok daha geniş bir buluşma sağlanacaktır. Sadece yerel seçim, bir kaç belediye başkanlığı, bir kaç meclis üyeliği ile anlamlandırmak mümkün değil. Kürt halkının uzun süredir beklentisine yanıt veren bir buluşmadır. Ulusal birlik umuttur, bu anlamda atılan adımlar umuttur. Sadece Türkiye açısından değil, tüm bölge coğrafyası açısından umuttur. İnanıyorum bundan sonra çok daha önemli adımlar atılacak. Tabi 31 Mart seçimler bu açıdan kritik bir eşik. Bu sürecin iyi değerlendirilmesi, bu seçim sürecinde önemli başarılara birlikte imza atılması, seçimlerden sonra hayalini kurduğumuz çalışmalara da çok önemli katkılar sunacaktır" diye konuştu.

'CUMHUR İTTİFAKINI GERİLETMEK SORUMLULUĞUMUZ'

Batıda yürütülen 'demokrasi cephesi' çalışmalarına da değinen Temelli, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu stratejiye aynı samimiyet ve aynı güçle sahip çıkıyoruz. Çünkü bugün Türkiye'de tekçi bir anlayış vardır, kayyımcı bir zihniyet vardır. Cumhur İttifakı denen faşist bir blok var. Bunu Türkiye halkları adına geriletmek bizim sorumluluğumuzdadır. Bölgede bunu başardık. Şimdi tüm Türkiye'de demokrasi cephesini güçlendirecek adımlar atma konusunda da aynı özgüvenle, sorumlulukla hareket ediyoruz. Halk siyaset kanallarını açacak. Siyasetin sorumlularını harekete geçirecek. Burada bunu yapan güçlü bir halk iradesi, toplumsal mücadele zemini var."

'DEMOKRASİDE ISRAR EDENLER TECRİDE KARŞI ÇIKMALI'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit ve buna karşı süren açlık grevlerini hatırlatan Temelli, "5 Nisan 2015’ten bu yana ağırlaştırılmış tecrit koşulları var. 5 Nisan 2015'e gelmeden çok kısa bir süre önce Dolmabahçe Mutabakatı'nın kabul edilememe hali var. Oysa Dolmabahçe Mutabakatı denen o 10 madde aslında Türkiye'de demokrasi tercihinde bulunan bir irade. Demokratik bir çözüm iradesi. Leyla Güven bir suça ve hak gaspına karşı durduğu kadar, Türkiye'nin en kritik meselesi olan demokrasi meselesinde de bir tercihi açığa çıkartıyor. Ya tecrit ya demokrasi. Demokraside ısrar edenler, tecride karşı çıkmalı. Bunu bunca yıl anlatmamıza rağmen, bunca yıl mücadelesini vermemize rağmen kulaklarını kapatanlar, görmeyenler, görsün diye Leyla Güven bugün 62 gündür açlık grevinde. Bu çok önemli bir itirazdır. Bu sese kulak verilmelidir. Geç kalınıyor. 62 gün kritiktir. Herkes bir an önce elini taşın altına koymalıdır, sorumluluk almalıdır. Türkiye kamuoyunda sivil toplum örgütleri, sendikalar, aydınlar, hukukçular, siyasi partiler üzerlerine düşen sorumlulukla, Leyla Güven’in sesine ses katmalı, gücüne güç katmalı, tecridin sonlandırılması için inisiyatif almalıdır" şeklinde konuştu.

'TÜRKİYE'NİN SURİYE'DE ÇÖZÜMÜ DESTEKLEMEMESİNİN NEDENİ KÜRT DÜŞMANLIĞI'

Suriye'deki gelişmeleri de değerlendiren Temelli, Türkiye'nin bir Kürt meselesi olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"İktidar Kürt meselesini çözmek istemediği için ne Türkiye'de ne de Suriye'ye huzur ve barış var. Bu anlayış Kürt düşmanlığı ile Türkiye'yi nasıl bir uçuruma sürüklediyse, aynı anlayışı Suriye'ye de taşımıştır. İdlib'te yaşananda budur. Bir sürü çetenin orada Suriye halklarına yaratmış olduğu zalimlik ortada. Afrin'de yaşanan budur. Türkiye'nin Suriye'de demokratik çözümü neden desteklemediği sorusunun arkasında Kürt düşmanlığı yatar. Bu artık saklayamadıkları bir gerçektir. Eğer Türkiye Kürt düşmanlığı yerine Kürt barışı ile hareket etseydi, hem Türkiye'de hem Suriye'de hem Irak'ta bugün başka bir dünya mümkün olabilecekti. Türkiye bunu ıskalamıştır."

'KEŞKE BÜTÜN DIŞ GÜÇLER SURİYE'DEN ÇEKİLSE'

ABD'nin askerlerini Suriye'den çekeceğine yönelik açıklamalara da değinen Temelli, "Keşke bütün dış güçler oradan çekilse. Fakat mesele bütün çıplaklığı ile orada duruyor. Mesele IŞİD meselesidir. Bütün farklı isimlerine rağmen IŞİD meselesidir. İdlib'te de bir sürü çete var. Bir birlerini öldürüyorlar, vahşeti izliyoruz. Mesele bu çetelerle, vekalet savaşının yürütücüleriyle rabıtaları bitirmektir. Bu bağları sonlandırmak ve Suriye'de demokratik bir anayasanın yapılabilirliğinin önünü açmak, tüm Suriye halklarını ve temsiliyeti sağlayan bütün güçleri bir masa etrafında buluşturmaktır. Bu iş bir an önce sonlanmalı ve demokratik çözümün önü açılmalıdır" dedi. (Mezopotamya Ajansı)

Öne Çıkanlar