Temelli: SİHA’ları Saray’ın dünürü üretiyor

Temelli: SİHA’ları Saray’ın dünürü üretiyor
'TOMA’ları da AKP’li bir eski vekil üretiyor.'

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin grup toplantısında konuştu. Grup Toplantısına, Bitlis’te bulunan Garzan Mezarlığı’ndan çıkartılarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’na götürülen çocukları ve yakınlarının cenazelerini isteyen aileler ve anneler katıldı. 

Temelli, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren 68 kuşağının devrimci önderlerinden Teslim Töre’yi anarak konuşmasına başladı. Temelli, " Adaletsizlik ve şiddet her yeri kaplamaya devam ediyor. Teslim Töre de maalesef yurt dışında hayata gözlerini yumdu. Anısı ve mücadelesi önünde saygıyla eğiliyorum. Ve yine sevgili Tahir Elçi cinayetin üzerinden 4 yıl geçti. 4 yıl olmasına rağmen failleri konusunda herhangi bir ilerleme kat edilmedi" diye konuştu.

‘MÜCADELE GÜNÜNDE KADINA ŞİDDET VARDI’

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin de konuşan Temelli, "Mirabel Kardeşler Dominik’te yürüttüğü mücadele sonrasında katledildiler. Ama bu katliamdan sonra büyüyen mücadelenin sonu diktatörün de sonunu getirdi. Türkiye’de dün akşam kadınlar şiddetle mücadele için buluştu. Mücadele gününde yine kadına şiddet vardı. Kadına yönelik şiddetin kaynağı olan erkek egemen siyaset kendini dün gece bir daha teşhir etti" şeklinde konuştu.

‘AKP CENAZELERE EL KOYAN BİR İKTİDAR’

Bitlis’te Garzan Mezarlığı’nda yaşananlara dair Temelli, şunları söyledi: "O dönemde hiçbir sorun yoktu. Aileler sevdiklerinin kemiklerini bir mezara gömemedi. Bunları konuştuğumuz bir süreci yaşıyoruz. Nasıl bir süreç ki, ölüye saygısız bir süreç yaşıyoruz. Bu mezarlıklardan biri de Bitlis’in Yukarı Ölek köyüne bağlı Garzan Mezarlığı. 19 Aralık 2017’de Garzan Mezarlığı’nda DNA testi gerekçesiyle 267 kişiye ait kemikler İstanbul Adli Tıp Kurumu’na taşındı. 267 cenazeden sadece 5 tanesi ailesine teslim edildi. Geriye kalan 262 cenaze Sarıyer’de Kilyos kimsesizler mezarlığına defnedildi. AKP iktidarı cenazelere el koyan ve uzun süre ailelerine vermeyen, mezarlıkları bombalayan, ölülere her türlü kötülüğü yapan bir iktidar olarak tarihe geçti ve tarihe geçmeye devam ediyor. Kemiklerin Bitlis’ten İstanbul’a sürülmesi ve kemiklerin ailelere verilmemesi, kimsesizler mezarlığına defnedilmesi ölü bedenlere ve ailelere uygulanan işkencedir, şiddettir kabul etmiyoruz."

CEZAEVİNDEKİ İHLALLER

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin de konuşan Temelli, Osmaniye Cezaevinde 15 tutuklunun 15 gündür açlık grevinde olduğunu söyledi. Temelli, "Birçok cezaevinden aynı haberler geliyor. Adalet Bakanına bir kez daha çağrı yapıyoruz. Cezaevleri konusunda gerekli adımları  atın. Çıkıp sağda solda insanlara boş boş hikayeler anlatmayın. Artık ciddi olan memleketin ciddi meselelerine çözüm üretin" şeklinde konuştu.

‘BİZE GERİ ADIM ATTIRAMAZSINIZ’

HDP’ye dönük baskılara dikkat çeken Temelli, şöyle konuştu: " HDP’ye yönelik şiddetin dozunu her geçen gün attırmaya devam ediyorlar. Esenyurt’ta arkadaşlarımız gözaltına alındı ve tutuklandı. Elle tutulur hiç bir şey yok. Uydurma delillerle, fezlekelerle gözaltı ve tutuklamalar faşizmin açık şiddeti devam ediyor. İstediğiniz kadar gözaltılara devam edin. İstediğiniz kadar açık şiddetinizi uygulayın bizi yıldıramayacaksınız. Bize geri adım attıramayacaksınız." 

‘ÖSO ÇETELERİNİN MAAŞLARI NEDEN ÖDENİYOR?’

Kuzey Doğu Suriye’de devam eden askeri müdahalelere ilişkin de Temelli, şunları söyledi: "7 kişilik bir ailenin bulunduğu araç 21 kasımda SİHA tarafından vuruldu. Katliamın hemen ardından resmi açıklama geldi. O açıklama hiç değişmiyor. Her katliam sonrasında SİHA’ların reklamı yapılıyor. Bu silahları Saray’ın dünürü üretiyor. TOMA’ları da AKP’li bir eski vekil üretiyor. Diğer zırhlı araçları ise Erdoğan’a aşık olan bir zat üretiyor.

Savaş, ticaret ve siyaset. Bu savaş lobisi yerli ve milli. Bunları çok iyi biliyoruz. Kuzey Suriye’de yıkım giderek derinleşiyor. Bu krizi derinleştiren başlıca unsurlardan biri de Erdoğan’ın öve öve bitiremediği cihatçı çeteler. Biz bunlara IŞİD ve El Kaide artığı çeteler diyoruz. Çünkü ÖSO’nun asıl yapısını bunlar oluşturuyor. IŞİD lideri Bağdadi sınırın 5 kilometre ötesinde öldürüldü. Bu bile AKP-IŞİD ilişkisinin nasıl olduğunu göstermesi açısından yeterli. Bu savaşın faturası da halkımıza çıkarılmaya devam ediliyor.  ÖSO çetelerinin maaşları nereden ödeniyor."

‘YEREL YÖNETİMLERİ ORTADAN KALDIRMAK İSTİYORLAR’

Temelli, konuşmasına şöyle devam etti: "24 belediyemize kayyım atanmış durumda. Daha önce de 6 belediyemize KHK kumpası ile el konulmuştu. Toplam 30 belediyemiz çalındı. 14 belediye eşbaşkanımız tutuklu.  Geçen hafta da bizler Kayyım Raporu’nu toplumla paylaştık. Daha önce de Kayyım Raporu hazırlamıştık savcılık o raporu toplattı. Fakat Sayıştay’ın kayyım raporu olayın vahametini ortaya koyuyor. Olayın vahametini bütün açıklığı ile sergiliyor. Bir kez daha bir kayım raporu paylaştık. Demokratik kamuoyu ve tüm kesimlere çağrımızı bir kez daha yenilemek istiyoruz, bunlar yerel yönetimleri ortadan kaldırmak istiyorlar. Adına da Mardin Kayyım modeli demişler. Neden Mardin? Çünkü en fazla suç, en fazla kayyım suçu Mardin’de işlenmiş. Her şeyi Saraya tek adama bağlamaya çalışıyorlar. Kürtleri yok saymanın adı bu modelde ortaya çıkıyor. Kürdün iradesini yok sayıyorlar. Kayyım Kürde yaşam alanı bırakmamanın adıdır. 

AKP-MHP KÖTÜLÜK REJİMİDİR

Yerine kayyım atanan belediye eş başkanların tamamının üzerine atılı olan suçlarına baktığımızda belediye görevlerinden oluşmuyor. Bakın ne ile suçlanıyorlar. Kendi aday tanıtım toplantılarına gitmişler. Belediye eşbaşkanı olacak, aday tanıtım toplantısı var oraya gitti diye tutuklanmış eşbaşkanlarımız. Fıkra olarak anlatsan anlatılır. AKP-MHP kötülük rejimidir. Kürtlere saldırmaya Kürt düşmanlığa devam etmektir. Sürekli bunu büyüterek iktidarda kalmaya devam etmektedir. Bu bir tuzaktır. 

ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI

Hevesi kursağında kalmış çekilmemizi bekliyormuş Ona cevabı bir annemiz çok güzel verdi. Dedi ki, ‘Aslanlar meydanı boş bırakırsa tilkiler meydanı alır.’ Biz de annemize söz veriyoruz. Meydanları boş bırakmayacağız. Kayyım rejimine karşı demokratik parlamenter rejim olsun diye mücadele ediyoruz. Demokrasinin önünde büyük engel olan AKP-MHP bloğunu tarihin göndermek için erken seçim diyoruz. Atanan kayyımları, kayyımcı AKP-MHP ittifakı ile birlikte faşizmin çöplüğüne göndermek için hodri meydan diyoruz. 

DİYANET SARAYDAN YANA KONUŞUYOR

Ekonomik şiddet her yerde. Bu şiddeti herkes her gün çok daha can alıcı bir şekilde hissediyor. Diyanet’ten ise buna karşı bir hutbe yayınlandı. ‘İsyan etmeyin.’ Diye. Diyanet bu sıkıntı değil yıkım yıkım. Diyanet’e buradan sesleniyorum. Bir kez de yoksullardan yana bir söz et. Emekçilerden yana söz et, çiftçilerden yana söz et. Hep Saraydan yana konuşuyorsunuz. AKP-MHP iktidarının halkımıza, emekçilere dayattığı bir zulümdür biz de bu zulmü kabul etmiyoruz. 

SAVAŞ VE SARAY BÜTÇESİ

Şuanda bütçe görüşmeleri sürüyor. Gidin bakın o bütçe kimin bütçesi. Halkın, emekçinin, kadınların,  çocukların bütçesi mi hayır. Sarayın bütçesi. Savaş ve saray bütçesi. Savaş ve saraydan beslenenler bu bütçeyi talan ediyorlar. Bütçe hakkımız gasp ediliyor. Bu arada bu ay gelen faturalarınıza baktınız mı? Neden savaşı finanse eden ÖSO maaşları ödeyen müteahhitlerine habire kredi açan bu iktidar bedelini bu yolla alıyor. 

ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ TEHDİT ALTINDA

Öğretmenler gününü kutladılar 24 Kasım’da. Oysa Eğitim-Sen’in yaptığı bir araştırma var. Öğretmenlerin yüzde 97’sinin satın alma gücü azalmış. Yüzde 78 öğretmenin borcu artmış. Atanmayan binlerce öğretmen var. Atanmış öğretmenler yoksulluk içinde. Öğretmenlik mesleği tehdit altıda. Bakan çıkmış diyor bu maliyet meselesi. Neden öyle diyor. Çünkü eğitim bakanı özel okul işletmecisi. Oysa öğretmenler çözüm bekliyor. Özlük haklarının iyileştirilmesini, 3600 ek göstergenin hayata geçmesini bekliyorlar. Bu konuda bir adım atılıyor mu? Hayır. Borçsuz bir dünya, ataması yapılmayan öğretmenin kalmadığı bir eğitim sistemi için erken seçim. 

YENİ BİR ÖRGÜT KURMUŞLAR, İŞSİZLER ÖRGÜTÜ

Kara delik oldu sana kara çukur. Bu hale neden geldiğimiz nedeni hayata geçirdikleri sosyal politikalardan kaynaklı. Çünkü bir sosyal politikaları yok. Yoksulluğu yönetmek ve yoksulların mağduriyetlerinden yararlanarak oy hesabı yapan bir iktidar var. Emeklilere hakaret edenlere koltuklarında etmek için onurlu ve insani bir yaşam için erken seçim diyoruz. Yeni bir örgüt kurmuş, işsizler örgütü. Üniversite mezunlarının 5 milyonu borç içinde yakında yeni iddianamelerde bunları görürseniz şaşırmayın. Bu iktidar ve bu iktidarın o meczup bakanı kendinden olmayan herkesi terörist olarak görüyor ve sürekli zulüm ve şiddeti arttırıyor.

HİÇ BİR MEVZİMİZİ BIRAKMAYACAĞIZ

Bu gidişata dur dememiz lazım bu yüzden de 20 kasımda Ankara’da bir toplantı gerçekleştirdik. Halkımız demokratik kazanımları olan mevzileri sonuna kadar savunacağız. Meşruiyetini yitirmiş olan hiçbir hukuku tanımayan, saldırılara karşı direnişimizi devam ettireceğimizi ve hiçbir mevziimizi terk etmeyeceğimizi halkımıza deklare ettik. Bizler HDP olarak belediyelerde, Mecliste, sokaklarda baskıcı engellemelere rağmen faşist uygulamaları teşhir etmeye devam edeceğiz.

TÜRKİYE DEMOKRATİKLEŞEMEZ

Siyasal, toplumsal,  ekonomik her anlamıyla yönetememe krizi içinde olan bu iktidarın bir an önce son bulması için erken seçim dedik. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşemez. Türkiye demokratikleşemeden de Kürt halkı başta olmak üzere hiçbir halk ve inanç kesimi kendilerini güvence altında bulamaz. AKP iktidarına edî bese diyoruz. Ortadoğu’da sebebi olduğu krize dair tek sözü şantaj olan bu iktidardan kurtulmalıyız. Türkiye halklarının vicdanına güveniyoruz. AKP-MHP iktidarına halklarımızın tarihi bir ders vereceği inancıyla erken seçim çağrısında bulunduk,  bulunmaya devam edeceğiz. Kuvvetler ayrımı ve denge denetleme ağlarından oluşan güçlü bir rejime geçmek için erken seçim çağrımızı bir kez daha yapıyoruz. 

SEÇİM ÇAĞRISI YAPIYORUZ

Bu anayasa gerek içeriği gerek ruhu itibariyle Türkiye’nin çok kimlikli toplumunun ihtiyaçlarına cevap vermekten uzaktır. Demokrasi, adalet ve özgürlük taleplerini karşılamaktan uzaktır. Net olan şudur: Mevcut Anayasanın yarattığı düzen Türkiye halklarının ortak gelecek umudunu yok etmektedir. Ortak gelecek ancak çağın ve toplumun ihtiyaçlarına uygun hazırlanmış bir toplumsal mutabakat ve demokratik anayasa ile mümkündür. Demokratik Anayasanın ilk adımı olarak AKP-MHP ittifakını yenilgiye uğratmak için erken seçim çağrısı yapıyoruz. HDP olarak 31 Mart’ta yarattığımız demokrasi seçeneğini mutlaka sonuca götüreceğiz." (MA)

Öne Çıkanlar