Türk kürt kardeştir (?)

HDP’nin hazırlayacağı söylenen anayasa taslağında bu temel soruna (madde 66) 'Türkiyelilik, Anadoluluk' gibi çok da anlamlı olmayan ifadeler dışında bir hukuksal çözüm bulunabilecek mi?

31 Mart yerel seçimleri, sürecin İstanbul özelinde uzaması hepimizin çok fazla günlük konularla ilgilenmemize sebep oldu; bu durumun çok da iyi bir şey olmadığı çünkü dipte çok temel sorunların, öncelikle çözülmesi gereken sorunların yeterince tartışılmamasına neden olduğu kanısındayım.

Kürt meselesi konusunda etkin adım atmak, bir şeyler yapmak, söylemek gerekiyor ise Abdullah Öcalan’ın tecridi (zaten kısmen kaldırıldı galiba) konusu mu yoksa mesela "Türk-kürt kardeştir" ifadesinin anlamı ya da anlamsızlığı üzerine kafa yormak mı daha önemli, tartışmak gerekebilir.

"Türk-kürt kardeştir" ifadesi doğrusu kulağa hoş gelen bir ifade, kimsenin ifadenin özüne karşı çıkacağını da zannetmem.

Ancak, bu söze biraz daha anayasal bir çerçevede (hukuksal demiyorum) baktığınızda aslında çok sorunlu olabileceğini ve meselenin bu boyutunun da pek konuşulmadığını farkediyorsunuz.

HDP’nin bir demokratik anayasa taslağı hazırlığı içinde olduğunu okuyoruz basından, umarım bu taslak bu anayasal sorunlara da somut çözümler üretecek, sadece yaklaşık kimsenin tersini söylemediği, söyleyemeyeceği ilkeler dizisi olmaktan öteye geçecektir.

Milliyetçi-ulusalcı çevreler çok eski değil, bundan yaklaşık otuz sene önce kürt kelimesi yerine "etnik bir grup" ifadesini tercih ediyorlardı; bu kesim, milliyetçiler, ulusalcılar (bu iki kelime bence eşanlamlıdırlar) bugün bu noktaya, "Türk-kürt kardeştir" noktasına geldiler ise, bu durum iyi bir şeydir ama bu iyileşme sorunun sevimsiz anayasal özünün, hukuki öz demiyorum asla, aynı durduğunu saklayamıyor.

"Türk-kürt kardeştir" ifadesi de kulağa hoş gelmekle birlikte çok da anlamlı bir ifade değil çünkü zaten tüm halklar, insanlar kardeş olarak gelirler bu dünyaya, aksini düşünmek çok komik olur.

Şu "Türk-kürt kardeştir" ifadesinin anlamı üzerine biraz kafa yoralım isterseniz.

Türk ve kürt kelimeleri aynı cümlede araya "ve" bağlacı ya da bir tire koyarak kullanılıyorsa, bu kullanım bu iki kavramın farklı kimliklere tekabül ettiği anlamına gelir, aksi türkçe ve başka dillerdeki gramer ve lengüistik kurallarına aykırıdır.

Demek ki ülkemizde, başka kimliklerin de yanında türkler var ve bir de kürtler var ve hepsi, türkler ve kürtler de dahil olmak üzere kardeşler, buraya kadar bir sorun yok.

Ancak, mesele anayasal düzeyde ortaya çıkıyor ve bizim o kötü Anayasamızın bir maddesi (66) tüm bu farklı kimlikleri tek bir üst kimlik sıfatıyla tanımlıyor ve işin sıkıntılı tarafı bu sözde üst kimlik sıfatının alt kimliklerden birinin de sıfatı oluşu.

"Türk-kürt kardeştir" sözünden hareket ettiğimize göre, bir temsili aileden örnek verelim.

Bir ailenin varsayalım üç çocuğu var: Ahmet, Mehmet, Ayşe, bu üç çocuk kardeşler ve farklı kimliklere tekabül ediyorlar.

Ancak, şayet, aile büyükleri bu üç çocuktan birlikte bahsederken "çocuklarımız" ya da "Ahmet, Mehmet, Ayşe" demek yerine üçü için de ortak bir sıfat, en büyüğün sıfatını-ismini mesela Ahmet’i kullanırlarsa durum çok sıkıntılı olur çünkü bir çocuk Ahmet-Ahmet, ikincisi Ahmet-Mehmet, üçüncüsü de Ahmet-Ayşe olurlar.

"Türk-kürt kardeştir" ifadesi ve Anayasanın 66. Maddesi birlikte düşünüldüğünde durum aynı bu aile örneği gibidir.

Anayasanın 66. Maddesine göre her vatandaşın vatandaşlık sıfatı türktür ve böylece ortaya türktürkler (ben duble türk diyorum bunlara) ama aynı zamanda türkkürtler, türkaraplar, türk-boşnaklar vs. çıkmaktadır ve bu durum kardeşlik mantığı ile bağdaşmaz.

Bu önemli sorunu dünyada çözmüş ülkeler de vardır; Birleşik Krallık’da başka kimliklerin yanında dört temel kimlik vardır: İngilizler (çoğunluk), iskoçlar, irlandalılar ve galliler.

Birleşik Krallık bizim yaptığımızı yapmış olsa idi, bu dört temel kimliğin varlığını tanırken ortak pasaport ismi olarak ingiliz pasaportu diyebilir idi ama demedi ve "British" ifadesi gibi bir alt kimlikle ilişkisi olmayan bir kavram kullandı ve meseleyi çözdü.

Bizim Anayasa ve anayasacılar bu meseleyi çözemiyorlar; bakalım, HDP’nin hazırlayacağı söylenen anayasa taslağında bu temel soruna (madde 66) "Türkiyelilik, Anadoluluk" gibi çok da anlamlı olmayan ifadeler dışında bir hukuksal çözüm bulunabilecek mi?

Bendenizin önerisi Anayasa 66. Maddeyi, değiştirmeksizin, tümüyle anayasadan çıkarmaktır; herkes, türk, kürt, ve diğerleri. Türkiye Devleti vatandaşıdır ve bu hukuki üst kimlik yeterlidir, bir başka sıfat gerekmemektedir.

Kanımca, Anayasada kürt sorunuyla doğrudan ilişkili üç madde (7, 42, 66) ve dibace var, umarım HDP bu maddelere düzgün alternatifler üretir ama unutmayalım madem hepimiz kardeşiz, hepimizi ilgilendiren, en azından 7, 42 ve 66. maddeler kadar önemli başka maddeleri de, mesela 118, mesela 136, mesela 160, HDP ele alır.

Ben de bu süreçte bu konulara ilişkin yazılar yazmak arzusundayım.

2014 senesinde hazırlanan anayasa taslağında vatandaşlık maddesi önerileri arasında en düzgünü AKP’nin önerisi idi; AKP de bu konuya ilişkin bir taslak hazırlar ise, AKP’nin 2014-2019 arasında nasıl bir siyasal kimlik aşınmasına maruz kaldığını çok net görürüz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi