‘Ulaşım politikalarındaki yanlışların üzeri örtülüyor’

‘Ulaşım politikalarındaki yanlışların üzeri örtülüyor’
Tren faciasıyla ilgili 3 personelin gözaltına alınmasını eleştiren Avukat Ersin Albus, siyasi iktidarın ulaşım politikalarının üzerini örtmek için kazayı 3 personele yıktığını söyledi.

Derya OKATAN


ARTI GERÇEK- Ankara’da Yüksek Hızlı Tren ile bir kılavuz lokomotifin çarpışmasıyla meydana gelen kazaya ilişkin 3 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar TCDD personeli. Birleşik Taşımacılık Sendikası’nın avukatı Ersin Albus, 3 personelin gözaltına alınmasının AKP iktidarının yanlış ulaşım politikalarının üstünü örtme amacı taşıdığını söylüyor.

9 kişinin yaşamını yitirdiği, 86 kişinin yaralandığı kazayla ilgili Cumhuriyet Savcılığının başlattığı soruşturmada jet hızıyla gözaltılar yaşandı. TCDD'de görevli hareket memuru S.Y, tren teşkil memuru (makasçı) O.Y. ve kontrolör E.E.E. hakkında gözaltı kararı verildi.

İLGİLİ HABER: SORUMLU ÜÇ İŞÇİ DEĞİL, BAKAN İSTİFA ETMELİ

BTS’nin avukatı Ersin Albus, mevzuatı ve gözaltıları Artı Gerçek’e değerlendirdi.

Albus, "Bu bir proje. Ankara’dan Konya’ya, Ankara’dan İstanbul’a zırhlı tren projesi. Anahtar teslim bir projedir. İhale şartnamesindeki koşullar tamamlanmadan teslim alıp işletmeye açılmaması lazım. Bunu açmışlar" dedi.

Kazanın sinyalizasyon sisteminin olmamasından kaynaklandığını hatırlatan Albus, bununla ilgili kanunsal bir düzenleme olmadığını, kurumun kendi içinde emirlerle düzenlediğini anlattı.

TRENLERİ GÖREN KUMANDA MERKEZİ YOK

Albus, şöyle devam etti: "Yüksek Hızlı Tren işletiyorsanız bunun asgari koşulları var. Bunları yerine getirmeden treni işletmeye başlamışsınız. İlk olarak sinyalizasyon olması gerekir. Sinyal sisteminin merkezden komuta edildiği tren takip merkezi olması gerekiyor. Hava meydanlarındaki kuleler gibi demiryollarında da seyrin düzenlendiği, talimatlandırıldığı ve takip edildiği kumanda merkezleri vardır. Bu merkezde bir pano vardır. Panoda hangi tren, numarasıyla birlikte nerede, kaçıncı kilometrede, hangi istasyonda, hangi yoldan gidiyor görürsünüz. Siz Ankara’da trenin nereden nereye gittiğini kumanda merkezinde göremiyorsunuz. Böyle bir şey olabilir mi! Aynı yol üzerinde karşılıklı iki tren birbirine doğru geliyorsa, kumanda merkezi olmadığı için bunu görebilme şansı yok. Tren aynı yolda karşılıklı ilerliyor. Birisi Ankara’dan, birisi Sincan’dan yola çıkmış Marşendiz’e kadar gelmişler. Bunu görecek sistemi neden kurmadınız?"

Avukat Albus, 'mevzuat yetersiz mi?' sorusuna "Yönetmelik kağıt üzerinde yazılanlardır. Hemen bugün kanun da yapabilirsiniz. Önemli olan yaptığınız işin, hele hele çok tehlikeli iş sınıfında olan demiryolcu taşımacılığı ile ilgiliyse teknolojiye, bilime, akla uygun olması gerekir. Mevzuat eksikliği değil teknolojinin yerine getirilmemesi olayı var burada" yanıtı verdi.

‘İNSAN HATASINA BAĞLAYAMAZSINIZ’

Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘Kontrol lokomotifinin o rayda olmaması gerekiyordu' açıklamasını da değerlendiren Avukat Albus, yüksek hızlı trenlerin çok riskli olduğuna dikkat çekti: "Sabah tren sefere çıkmadan önce bir kılavuz lokomotif hızlı trenin geçeceği güzergahı kontrol eder. İstanbul’a gidiş yönünde gider, Ankara’ya dönüş yolunda döner. Sabah Konya’ya gidecek trenin de o kılavuz trenin gittiği yol üzerinden gitmesi gerekiyor. Her sabah oradan gidiyor zaten ama bu sabah oradan göndermemişler, ters yoldan göndermişler. Karşıdan kılavuz tren değil yüksek hızlı tren de gelebilirdi. İnsan hatasına bağlayamazsınız. Orada emniyet sistemleri kurmanız gerekiyor. Raylara döşenen bir malzeme vardır, trenlerde otomatik frenlemeyi sağlar. Trenin gittiği yol üzerinde başka bir tren varsa, karşıdan tren geliyorsa treni otomatik olarak durdurur. Yüksek hızlı trende bu emniyeti kullanmanız gerekir. Siz sinyalizasyon ve diğer emniyet sistemleri tamamlanmadan neden bunu işletmeye açıyorsunuz? İhale şartnamesi tamamlanmadan neden teslim alıp işletiyorsunuz? Bakanın, genel müdürün çalışanlara çıkışmasını esefle karşılıyorum."

'SİYASİ İKTİDAR BÜROKRATLARA KURALSIZ TALİMATLAR VERİYOR'

Avukat Albus, 'sorumlu kim' sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Sorumlu sistem. Demiryolu politikaları. İsim önemli değil. Bir, işletmeyi açanlar sorumludur. İki, liyakatsız atama yapanlar. Bu liyakatsız atamalar nedeniyle iç barış bozulmuştur. Üçüncüsü de demiryolu bürokratlarına siyasi iktidarın verdiği kuralsız talimatlar. Tamamlanmadı denildiği zaman ‘açın kardeşim’ deniliyor. Bırakın bürokratları, müteahhitlere de ‘yetiştireceksin’ diye talimat veriliyor. Bunun sonucunu insanlar canlarıyla ödüyor. Bu talimatlara direnme şansı da olmuyor. Yukardan gelen siyasal talimat hukuka, işletmeciliğe uygun değildir diyenler görevden alınıyor."

'BÜROKRATLAR DEĞİL PERSONEL CEZALANDIRILIYOR'

3 kişinin gözaltına alınmasını eleştiren Av. Albus, kazanın sebeplerine geriye doğru gidip bakmak gerektiğini ifade etti. Albus, "3-4 demiryolu çalışanını cezalandırarak kazaları önleyemezsiniz. Çorlu, Pamukova kazaları da çok ciddi kazalardı. Hepsinde personel cezalandırıldı, bir tane bürokrat cezalandırılmadı. Pamukova kazasında demiryolu genel müdürünün çok ciddi sorumluluğu vardı ancak yargılanmasına izi verilmedi. Çok rahat davranıyorlar. Siyasi iktidar ulaşım politikalarının yanlışlığının üzerini örtmek için 3-5 personelin üzerine yıkıyor. Ancak bu şekilde başka faciaların önüne geçilemez" dedi.

Öne Çıkanlar