Usturuplu soyguncular!..

Beşiktaş denildiğinde nedense artık aklıma ne Şeref Stadı, ne Süleyman Seba ne de yenilgisiz şampiyonluk geliyor. Beşiktaş’ın adı bir süredir sadece soygun ve soyguncuları çağrıştırıyor!..

Doğrusu bu ya ikilemde kaldım… Bir kulübün özenle, iz bırakmadan nasıl soyulduğunu mu anlatmaya çabalamalı yoksa sıradan bir maçı nasıl kazandığını mı? Beşiktaş’ın Göztepe’yi İnönü Stadı’nda (Evet ‘İnönü’ zira ne park olduğu hala belirsiz) 3-0 yendiği maçta olup biteni aktarmadan önce, Beşiktaş’ın borç batağına nasıl sürüklendiği gerçeğini görmezden gelmek en azından bizim meslek ilkelerimizle  bağdaşmaz.! Memleket insanı soygunları ve soyguncuları kanıksasa da yansız-tarafsız her gazetecinin görevi, soygunları gün yüzüne çıkarmaktır!

Fikret Orman başkanlığındaki Beşiktaş’ın 2016 yılında Spartak Moskova’ya 1.3 milyon Euro ödeyerek kadrosuna kattığı Aras Özbiliz transferi, salt Beşiktaş’ın değil Türkiye’deki kulüplerin nasıl soyulduğunun en somut göstergesi oldu. Aras iyi futbolcudur, kötü futbolcudur değil tartışılan… Beşiktaş, 7 dakika oynayan futbolcunun sözleşmesini 3 ay önce durduk yerde uzatıyor ve bu sözleşmeyi fesh etmek için de oyuncuya 2 milyon 250 bin Euro fesih bedeli ödemek zorunda kalıyor. Beşiktaş’ın Göztepe’yi 3-0 yenmesi mi yoksa Beşiktaş’ın göz göre göre soyulması mı? Son 18 yılda öylesine usturuplu soygunlara tanıklık ettik ki buna da şaşırmamak lazım diyeceğim ama yok o kadar da değil! Fikret Orman’ın 436 milyon TL borç yüküyle devraldığı Beşiktaş’ın güncel borcu 3 milyar TL’yi aştı, üzerine bir de bankalar birliğinden 290 milyon TL kredi alındı…

Beşiktaş kongre üyelerini anlamak da giderek zorlaşıyor. Göz göre göre kulüp elden gidiyor ama onlar hala Fikret Orman’ı alkışlamaya devam ediyor. O zaman size de müstahak!.. Ha bir de ‘yenelim de ne olursa olsun’ mantığında tribünde, ekranda başında, sokakta bir grup var ki… Bu konuda gerçek bu saatten sonra Beşiktaş’ı hiçbir sermaye grubunun kurtaramayacağı, kurtarmaya da yeltenmeyeceği. Beşiktaş sayesinde kaç kişi kendisini, işini - gücünü, ailesinin geleceğini kurtardı?   

Ve bir de aktarmakla yükümlü olduğumuz maç var. Beşiktaş’ın Göztepe’yi 3-0 yendiği dün geceki karşılaşmayla ilgili anekdotlarda sıra. Jeremain Lens’e gelmeden önce tabii ki Tyler Boyd…24 yaşındaki Yeni Zelandalı genç adamın futbolcu olduğundan emin mi bu transferi yapanlar? Yoksa bu transferin ardında da mı ‘bul karoyu al parayı’ oyunu mevcut? Bir başka olasılık da Tyler Boyd’un profesyonel sörfçü olması ve yanlışlıkla futbolcu olarak transfer edilmesi! Sevgili Abdullah Avcı haklısın, senin sistemin - düzenin farklı Ricardo Quaresma’yı kulübede oturtup Jeremain Lens’i sahaya sürersin. Ancak aklında bulunsun, Quaresma da Sergen Yalçın gibi ayrıcalık isteyen bir yetenek. Bakma sen onu eleştirenlere, Portekizli son yıllarda Beşiktaş’ı sırtlayan en önemli isim oldu. Jeremain Lens Beşiktaş’ta forma giyiyorsa herkes bu takımda oynayabilir sevgili Abdullah… Oğuzhan Özyakup mu? Sadece hamallık yapmak istemiyor (karınca olarak da okunabilir), bir pasla, bir golle kahraman olmak ve alkışlanmak istiyor. Fizik, kondisyon sorunu yaşamıyor onun ki tamamen kişilik ayrışıklığından kaynaklanıyor. Yok paşam bu oyunun adı futbol zaman zaman çok çalışacaksın, kimi zaman da verdiğin pasla, attığın golle günü kurtaran isim olup çıkacaksın. Sakın unutma, değil Beşiktaş’tan aldığını onun yarısını dahi su sıralarda sana dünyadaki hiç bir kulüp ödemez. Beşiktaş’a ciddi şekilde borçlusun!

Caner Erkin hani geçen haf a yerden yere vurulan Caner Erkin… Dün gece maçı tek başına aldı, farkında mısınız?  Fransız oyuncu Georges-Kévin N'Koudou konusunda da soru işaretleri oluşuverdi. Bence o da hayal kırıklıklarından birisi… Daha ilk maçı, zaman geçsin. Tabii hatta sezon da bitsin, milyonları alıp gitsin. Beşiktaş denildiğinde nedense artık aklıma ne Şeref Stadı, ne Süleyman Seba ne de yenilgisiz şampiyonluk geliyor. Beşiktaş’ın adı ne yazık ki bir süredir sadece soygun ve soyguncuları çağrıştırıyor!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi