HADEP’in OHAL’li 1999 seçim kampanyası

HADEP’in OHAL’li 1999 seçim kampanyası
HADEP’in parti olarak katıldığı 1999 seçiminde Genel Başkan tutukluydu, PKK liderinin yargılamasına ilişkin belirsizlik ise sürüyordu.

Aydın BOLKAN


Türkiye OHAL koşullarında ilk kez seçime gitmiyor. 12 Eylül öncesinde ilan edilen, daha sonra Türkiye’nin tamamına yayılan sıkıyönetim, 1987’de dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından kaldırılarak OHAL uygulamasına geçildi. Bölge illerinde ise valilikler arasında koordinasyon görevini yürütmesi amacıyla OHAL Bölge Valiliği kuruldu. OHAL ilk etapta Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Siirt, Tunceli ve Van'da geçerli oldu. Daha sonra OHAL ile yönetilen illere Adıyaman, Bitlis ve Muş illeri mücavir yani komşu iller olarak eklendi. 1990'da il olan Batman ve Şırnak ise son iki il olarak OHAL bölgesine dahil edildi.

1994 yılından itibaren OHAL’in kapsamı giderek daraltılmaya başlandı. Bitlis mücavir il oldu, ardından Elazığ OHAL ile yönetilen il olmaktan çıkarıldı. 2002 yılının Kasım ayına gelindiğinde sadece Diyarbakır ve Şırnak’ta OHAL kaldı. AKP’nin ilk dönem iktidarında, bu iki ilde de OHAL kaldırıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidara geldiklerinin birinci ayında OHAL'i kaldırdıklarını, yaptığı konuşmaların birçoğunda dillendiriyordu.

Türkiye OHAL uygulaması ile 2016 yılında yaşanan darbe girişiminden sonra bir kez daha tanıştı. 2017 yılında yapılan Anayasa Referandumu uzun yıllar sonra OHAL ile yapılan ilk seçim oldu. 24 Haziran’da Türkiye bir kez daha OHAL ile seçime gidecek.

Bu yazı dizisinde, Türkiye’nin geçmiş OHAL’lerinde yaşanan seçimleri hatırlamaya çalışacağız.

HADEP’İN OHAL’E İNAT, 1999 SEÇİM KAMPANYASI

2 Ekim'de Ülkede Özgür gündem Gazetesi mahkeme kararıyla kapatıldığı için, 7 aydır gazete çıkmıyordu. Özgür Bakış gazetesinin hazırlıkları İstanbul merkezde yürütülürken, gazetenin seçime on gün kala çıkarılacağı, tüm büroların buna göre hazırlık yapması istendi. Özgür Bakış Gazetesi yeni yayın hayatına başlayacaktı. 18 Nisan 1999 seçimlerini izlemek üzere bir ekip oluşturulması kararı alındı.

HADEP Genel Başkanı Murat Bozlak ve merkez yöneticilerinin önemli bir kısmı da Ankara Güdül cezaevinde tutuklu bulunmaktaydı. PKK lideri Abdullah Öcalan 15 Şubat’ta Kenya'dan Türkiye'ye getirilmiş nasıl bir yargılama olacağı konusunda ise bir belirsizlik sürmekteydi. Bu süreçte HADEP'in 10 günlük seçim gezisinin izlenmesi gerektiği gazete merkezi tarafından kararlaştırıldı. Gazete Merkezi'nden gazeteci arkadaşım Selda Sürmeli ile geziyi izleyecektik. Yalnız gezinin startı Mersin'den verilecekti. Tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Selda Sürmeli'yle Ankara Otogarı'nda buluşup, Mersin'e hareket ettik.

Bir araçla HADEP Akdeniz Beldesi önüne ulaştığımızda büyük bir kalabalığın miting için toplandığını gördük. Alana girerken polis engeliyle karşılaşıyoruz. İlk işleri basın kartlarımızı sormak oluyor. Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon genel Müdürlüğü'nün verdiği Sarı basın kartını uzatıyorum. Kartla birlikte Gazetemiz yöneticilerinden Varlık Özmenek imzalı ve antetli kağıt üzerinde yazılı olan "HADEP seçim gezisini" izlemek üzere görevlendirildiğimize dair yazıyı da veriyoruz. Buna rağmen önce kartın sahteliğini sorgulanıyor. Ardından ise alana girişimize izin veriliyor. Aday tanıtımının ardından HADEP konvoyu ile yola çıkıyoruz. Mersin'de konvoy yola çıkmadan dağıtılırken, Akdeniz Beldesi’nde mitinge katılanlara müdahale edildiğine de tanıklık ediyoruz.

Mersin’i geride bırakıp Adana'ya doğru yola çıkıyoruz. Araçta Atılım gazetesi adına Servet, Evrensel gazetesi adına Tacim Çiçek ile HADEP Genel Merkezi adına görüntü çeken Talat ve Mahsun olmak üzere toplam 6 basın çalışanı bulunuyoruz.

HADEP yöneticileri tutuklu olduğu için eski İstanbul İl Başkanı ve MYK üyesi Cemal Coşgun'da Genel Başkan adına seçim çalışmalarını yürütmek üzere seçim konvoyundu bulunuyor. Önce Tarsus ardından ise Adana’ya ulaşıyoruz. OHAL görüntülerini andırıyor her taraf. Konvoy Yenice'ye ulaştığında binlerce araçlık Adana konvoyu ile buluşuyor.

Adana Mersin'in aksine daha sakin. Mersin'deki gerginlik yerini sakinliğe bırakmış. Konvoy Adana Şakirpaşa'dan E5'e oradan Gülbahçesi'ne ulaşıyor. Kısa bir tanıtım selamlaması yapıldıktan sonra yeniden Antep'e doğru yol alıyoruz. Akşam karanlık çöktüğüne Antep'teyiz. Antep'te bir seçim bürosu ziyaretinden sonra herkes dinlenmeye çekiliyor. Sabah 10.00 gibi seçim otobüsüyle konvoyun yapılacağı bölgeye hareket edildiğinde Antep'in tüm kavşaklarının kuşatıldığına tanık oluyoruz. HADEP'in seçim konvoyunun toplanması engellendi. Bir araya gelebilen araçlarla Antep Şehir turu iptal edilerek seçim otobüsü Urfa'ya doğru yol aldı. HADEP konvoyu Fırat nehri kıyısında bulunan Birecik ilçe Sınırında binlerce araçla karşılandı. Antep'teki gerginlik yerini yeniden sakin ve dingin bir ortama bıraktı. 11 Nisan Beldesi'nden Suruç'a giriyoruz. Suruç'ta tüm yollar kilitlenmiş. Halk sokakta, Konvoyun bir ucu Suruç'tan geçip çıkarken, diğer ucu ise Aligör beldesinde. Urfa yolu üzerindeki Tepe tesislerine ulaştığımızda ise askeri panzerler yanımızdan geçerek Suruç'a doğru yol aldı. HADEP yöneticileri Suruç'la sürekli telefonla görüşüyor, merkezle görüşüyor. Kentte ciddi bir gerginliğin yaşandığını otobüste hissediyoruz. Fakat konvoyun önünde olduğumuz için hiç bir şeye tanıklık da edemiyoruz. Kente bir kamu görevlisinin HADEP konvoyundaki araçlara silah doğrultmasıyla başlayan protesto olayları kentin her tarafına yansımış. Tüm kamu görevlileri, kamu binalarına çekilmiş, kente il merkezinden askeri panzerlerin destek olarak gönderildiği bilgisini alıyoruz. Suruç' a geri dönüş mümkün olmadığı için HADEP konvoyu Urfa'ya doğru yol aldı. Tüm kavşaklar tutulmuş, tüm yollar HADEP konvoyunun şehir turunu yapması için açıldığını görüyoruz. İl Başkanı Celalettin Erkmen, milletvekili adayları, belediye başkanı adayları otobüsün üzerinden halkı selamlıyor.

GENEL BAŞKAN VEKİLİ URFA’DA GÖZALTINDA

Konvoy şehir turundan sonra Diyarbakır yoluna çıkarak Adıyaman'a doğru hareket ediyor. Urfa Emniyet Müdürlüğü önüne gelindiğinde seçim otobüsü durduruldu. Otobüsün arkasındaki tüm konvoyun kavşaklarda kesilerek dağıtıldığını öğreniyoruz. Binlerce araçlık konvoydan geriye kent çıkışında 30 araç kalmıştı. Urfa emniyeti önünde kurulan barikatta seçim otobüsü durunca, emniyet yetkilisi seçim otobüsüne gelerek, Cemal Coşgun'a "Emniyet amirimiz tüm yöneticileri çay içmeye bekliyor" dedi. Cemal Coşgun yöneticiler ile birlikte araçtan inip Emniyet Müdürlüğü bahçesine girerken, polisler otobüs şöförüne "siz yola devam edin" dedi. Araç şöförü Metin, "merkez yöneticilerimizi bekleyeceğiz" dediğinde, "onlar bizim misafirimiz siz gideceksiniz " dediklerinde gözaltına alındıklarını hissediyoruz. Seçim otobüsünde geziyi izleyen muhabirler, Urfa'dan araca binen gazeteciler ve merkez çalışanları kaldı. Araç bir süre gittikten sonra Karaköprü'de durdu, telefonla Ankara'yı arıyoruz. Biz haber geçmek istiyoruz. Araç şöförü ve HADEP araç görevlisi Mahmut ise merkeze bilgi aktarmak istiyor.

Fakat arkamızdan gelen görevliler havaya ateş açarak, yola devam etmemizi istiyor. Bu arada otobüsün arka camının da atılan tekmelerle kırıldığını fark ediyoruz. Araç yola çıkıp Diyarbakır yoluna devam ederken, kurulan barikattan Adıyaman'a doğru yönlendiriliyoruz. Çünkü HADEP gezi programı yola çıkmadan önce İçişleri Bakanlığı'na gönderilmiş, oradan da tüm Valiliklere bildirilmiş. Adıyaman yolunda devam ederken, filmlerimizi çıkarıp Urfa Büro çalışanına veriyoruz. Urfa Temsilcimiz Seydo Basmacı ilgili arkadaşa filmlerimizi büroya götürmesini söylüyor. Bu arada merkezi çalışanı Mahmut "Arkadaşlar Adıyaman Paris gibidir. Daha önce gittik. Orada bu sıkıntılar olmaz" diyor.

Aracın önünde Urfa Milletvekili adayı Mehmet Ural'ın aracı ve seçim otobüsü var. Atatürk Barajı'na ulaştığımızda akşam karanlığı çökmek üzere. Barajın iki yanındaki bentlerin askeri birlikler tarafından sarıldığını görüyoruz.

ADIYAMAN’DA GÖZALTINDAYIZ

Yaklaşık 40 dakika sonra Adıyaman girişindeyiz. Onlarca polis aracı, Suruç'tan kaçanların Adıyaman'a gittiği yönünde ihbar aldıklarını söyleyip aracı didik didik aradılar.

Siyasal Partilerin araçları, hukuki olarak genel merkez olarak kabul edildiği için araçların aranması mahkeme kararı gerekmesine rağmen araç arandı. Hepimiz araçla birlikte emniyete götürüldük. Burada işlemin gözaltı olup, olmadığını kimse anlayamadı. Uzunca süren sohbetin ardından GBT’lerimize bakıldığını öğreniyoruz. Kimlik tespiti, üst araması yapıldıktan sonra yaklaşık 4-5 saat yarı gözaltı - yarı misafir işlemi yapıldı. Özgür Gündem çalışanlarının sarı basın kartı alamayacağını düşünen görevliler gece yeniden kartın sahte olup olmadığının teyidiyle uğraştı. Ankara Basın Yayın Enformasyon’a sorulduğunu sohbet arasında öğreniyoruz. İşlemlerimiz bitti, bizler serbest kalırken, otobüs ise gözaltında kaldı. Otobüsün eksiklikleri olduğu gerekçesiyle otobüse el konuldu.

YENİ MERKEZ YÖNETİCİLERİ ADIYAMAN’DA

Sabah il binasına geldiğimizde merkez ile görüşmeler yaptıklarını, merkez yöneticisi olan Osman Özçelik ile Sevahir Bayındır'ın kente gelerek seçim gezisini sürdürecekleri bilgisini aldık. Öğleden sonra Özçelik ve Bayındır Adıyaman'a ulaştılar. Bizler ise beklemedeyiz. Özçelik Adıyaman Valisi ile bir görüşme yaparak seçim otobüsünün kendilerini verilmesini istedi. Özçelik’in otobüs verilmediği takdirde merkez yöneticilerinin kentten ayrılmayacağını valiye söylediğini öğreniyoruz.

Bir gün sonra sabah saatlerinde araç HADEP yetkililerine teslim edilirken tek bir koşul öne sürülmüştü: "Araç beklemeksizin gezisine devam edecekti". Araç teslim alındığında kapı camının takılması beklenirken buna da izin verilmedi. Bir kaç metre naylon ve ip alındı. Araç teslim alındıktan sonra hemen hareket etti. Kapısı ise sonra bir molada alınan naylon ve iplerle geçici çözüm bulunarak yola devam edildi. Yaklaşık 4-5 saatlik bir yolculuktan sonra Malatya il girişinde bir HADEP konvoyuyla karşılandı. Konvoy kent merkezine sokulmadan il dışına çıkarıldı. HADEP konvoyu vebalı gibiydi. Hiçbir kente sokulmuyordu.

BİNGÖL KAHVALTISI ABLUKA GETİRDİ

Gece yarısı Elazığ'a ulaşıldı. Elazığ ve Malatya programları ise araca el konulması nedeniyle iptal edilmişti. Bir gün sonra saat 10.00'da Muş mitingi yapılacağı için sabah 05.00'da yola çıkıldı. Gezinin başlangıcından itibaren yemek molaları, kahvaltılar hep unutulmuştu. Yolda bisküvi, meyve suyu ve bazen yemeği paket olarak bulabiliyorduk. Sabah saatlerinde Bingöl'e ulaşıldığında Bingöl İl Başkanı Niyazi Azak konvoyu karşıladı. Azak, aracı Bingöl merkeze yönlendirdi. Sevahir Bayındır'ın itirazlarına rağmen, "Genel merkezden arkadaşlarımız gelmiş. Bingöl kaymağı yedirmeden göndermem" diye itirazları kabul etmedi. Araç Düzgağaç'dan kent merkezine giriş yaptığında otogarda önü kesilerek kent dışına çıkarıldı. Düzağaaç'da bulunan petrol istasyonuna çekilerek araçta bulunan herkesin kimlikleri toplanıp kontrol edildi. Yaklaşık 40 dakikalık beklemeden sonra kahvaltıdan vazgeçilip Muş'a doğru yola çıkıldı. Muş'a 15 kilometre mesafede bulunan Ziyaret'te araç durduruldu. Herkes araçtan indirilip tek sıra halinde dizildi. Kontrol noktasındaki askeri görevlinin herkes ayakkabılarını da çıkarsın demesi üzerine HADEP Bingöl İl Başkanı Niyazi Azak buna tepki göstererek, "Kimse ayakkabısını çıkarmayacak. Askerler seçim otobüsüne de çıkmayacak" dedi. Azak, yetkiliye dönerek, "Partimizin Genel Başkan Yardımcısı araçta bulunuyor, sen diğer siyasi partilere bunu yapabiliyor musun?"diye tepki gösterdi. Osman Özçelik'in araya girmesiyle ortalık yatışınca kimlik kontrolünün ardından kent merkezine giriş yapılarak miting alanına gidildi. Miting alanına giren araçta yapılan konuşmaların ardından araç hareket etti. Sabah 05.00’ten beri yolda bulunan araçtakilere yemek paket olarak getirilmişti. Çünkü konvoy Varto'ya oradan Erzurum'un ilçelerinden Erzurum'a hareket edecekti.

ERZURUM’DA BAYINDIR’A KEYFİ GÖZALTI

HADEP konvoyu 50 kilometre uzaklıkta bulunan Varto'ya ulaştığında Varto girişi Özel Harekat polisleri tarafından kuşatılmıştı. İlçeye giriş izni verilmeyerek seçim otobüsü Erzurum yoluna doğru yönlendirildi. Erzurum il sınırında üç zırhlı araç tarafından otobüs durduruldu. Herkes aşağıya indirilip kimlik kontrolü yapıldı. Her tarafa Bahar gelmişti, fakat Varto-Hınıs-Tekman yolu karla kaplıydı. Güvenlik gerekçesiyle Zırhlı aracın biri önde diğer ikisi arkada Erzurum'a doğru yol alırken, 3 defa daha aynı görevliler tarafından araç durdurularak kimlik kontrolü yapıldı.

Neden yapıldığı söylenince ise "Sizlerin can güvenliği için yapıyoruz" deniliyordu. Konvoy programda yok diye Hınıs'a alınmadı, ardından Karayazı ve Karaçoban ilçelerinden geçerek Tekman yol ayrımından Erzurum'a ulaşıldı. Erzurum Oteli'ne yerleşildi. Akşam yemeğinden sonra herkes odalarına çekilirken gece yarısı polis otele gelerek HADEP MYK üyesi Sevahir Bayındır'ı gözaltına aldı.

Sabaha karşı Bayındır serbest bırakıldı. Muş’tan Erzurum’a sadece kimlik kontrolü için durdurulan seçim otobüsünde bulunan Bayındır’ın ne hikmetse Karayazı'da genç bir kıza "Gel sana bomba bağlayalım, git patlat "dediği iddiasıyla gözaltına alındığını öğreniyoruz.

Sabahın erken saatlerinde Erzurum otogarına gidiyorum. Ülkede Özgür Gündem gazetesi kapatıldığı için Serbest Gazeteci kartı için başvuru yapmıştım. Gazetemiz idare amiri Ali Turgal kartı alarak otobüsle Erzurum'a göndermiş. Sabah bir taksiyle otogara gidip gazeteci kartımı alıyorum.

Saat 10.00 gibi Mahallebaşı'ndaki HADEP il binasından Kars'a doğru yol alıyoruz. Bu arada Bayındır'ın neden gözaltına alındığı da ortaya çıkıyor.

KARS, IĞDIR, AĞRI HADEP İÇİN AYAKTA

Erzurum'dan Kars'a yol alıyoruz. Horasan ilçesini geçip, Kars il sınırlarına girince yüzlerce araçlık HADEP konvoyu karşılıyor bizi. Muş-Erzurum’da yaşanan olağanüstü durum ortadan kalkmış, seçim çalışması yeniden olağan hale gelmişti. Karakurt'tan Sarıkamış'a yol alıyoruz. Sarıkamış ilçesinde bir tur attıktan sonra çevre yolundan Kars'a ulaşıyoruz. Kars kent mitingi bittikten sonra Kars'ta konaklıyoruz.

Bir gün sonraki durağımız Iğdır ve Doğubeyazıt. HADEP seçim otobüsü Kars'tan konvoyla yola çıkarak Digor'a ulaşınca, HADEP konvoyu Digor'a sokulmuyor. Tuzluca'dan Iğdır'a giriyoruz. Kentin Kürt mahalleleri ayakta. Aday tanıtımı ve konuşmaların ardından atılan kent turuyla Iğdır'dan çıkıyoruz. Akşam karanlığı çökmek üzere. Tüm görkemiyle Ağrı Dağı karşılıyor bizi. Fakat bir süre sonra dağın görkemli duruşu gidiyor. Çünkü eteklerine çıkınca dağın geniş düzlükleri karşılıyor sizi. Doğıubeyazıt- Iğdır arası 40 kilometre. İl sınırında bulunan askeri kontrol noktasında yaklaşık 4 saat kimlik kontrolü nedeniyle bekletiliyoruz. Yapılan kontroller bazen rutin, bazen ise insanı bezdirecek türden. Kimlik kontrolü geçen araçları Doğubeyazıt konvoyu karşılıyor. Akşamın karanlığında kornalar ve zılgıtlar eşliğinde yüzlerce araçla Doğubeyazıt'a giriyoruz. 4 yıl önce Özgür Ülke Gazetesi Temsilciliği yaptığım Ağrı'daydım. Akşam geç saatlerde otele yerleşiyoruz. Iğdır programı sarktığı için Doğubeyazıt şehir turu da yapılamıyor.

Sabah erken saatlerde yola çıkıyoruz. Diyadin, Ağrı Patnos programı var. Diyadin ilçesi askerler tarafından kuşatılmış, ilçeye girişe izin verilmiyor. Yaklaşık 2 saatlik yolculuğun ardından Ağrı Hayvan pazarı yanında bulunan miting alanındayız. Diğer siyasal partilerin ise kent merkezinde miting yaptığını öğreniyoruz. HADEP’in miting alanı ise o dönem kentin dışı sayılıyor.

Yaklaşık iki saat süren mitingin ardından otobüsün hareketiyle birlikte kitleye sloganlar atıldığı gerekçesiyle müdahale başladı. Bu müdahaleler ve mitinge katılan kitlenin buna karşılık vermesiyle yaşanan çatışmalar kentin sokaklarına yayılırken seçim otobüsü güçlükle alandan çıkarak Patnos'a doğru yol aldı. Hamur ve Tutak ilçelerine girişlere izin yok. Her zamanki gibi transit geçiş yapıyoruz. Tüm engelleme ve baskılara rağmen HADEP yöneticileri seçim programını sürdürmekte kararlı.

Öğlen saatlerinde ulaştığımız Patnos'ta ise deyim yerindeyse "İğne atsanız yerel düşmeyecek" bir kalabalık vardı. Patnos ve köyleri miting alanında. Binlerce genç HADEP konvoyunu karşılıyor. Miting sonrası kalabalık grup otobüs ile birlikte Patnos çıkışına kadar yürüdü.

Patnos çıkışına yakın bir yerde HADEP Ağrı Milletvekili adayı Ali İhsan Güler otobüsten inip kitleyi uğurlamaya çalışınca, Boyu bir 1.90’ı aşan Güler bir anda kendisini kalabalığın ortasında buldu. Gençler onu havaya atarak, tezahürat yapınca ortalık yeniden gerildi. Güler'e Utanmıyor musun" diyen yetkilinin yakasına diğer Ağrı Milletvekili adayı Haydar Öztürk yapışınca, askerler ateş etme pozisyonuna geçti. Ortalık gerildi. HADEP genel Başkan Yardımcısı Osman Özçelik araya girerek sakinleştirmeye çalıştı. Yapılan görüşmenin ardından gençlerin geri dönmesi durumunda aracın geçisine izin verileceği belirtilince, Özçelik araçtan kitleye dağılmaları gerektiğini anlattı. Bu arada trafik polisleri de devreye girerek, araçta bulunan eksikler nedeniyle yüklü bir trafik cezası yazdılar.

ARACA YENİDEN EL KONULDU

Bu gerginliğin ardından araç yeniden yola koyuldu. Yaklaşık 40 dakika sonra kavak ağaçlarının yeşilliğinden görülmeyen Erçiş'deyiz. Hemen yanı başında uzanan Van gölü ya da diğer adıyla Van Denizi. Erciş programı olmadığı için yola devam ediyoruz. Erciş çıkışında trafik kontrol noktasında evraklarda eksiklikler olduğu gerekçesiyle araca el konuldu. Bizler de araçtan inmeyerek beklemeye başladık. HADEP genel Merkezi üzerinden İçişleri Bakanlığı ile görüşmeler yapılmaya çalışıldığını öğreniyoruz. Yaklaşık 3 saatlik beklemenin ardından araca kesilen başka yüklü bir para cezasının ardından, HEP Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın cenaze töreninde de kurşunlanan HADEP'in seçim otobüsü, diğer adıyla "Düldül" ile yola çıkıyoruz. Erçiş'de yaşanan bekleme nedeniyle bazı programlar iptal edildiği için Muradiye'yi teğet geçerek Van'a ulaşıyoruz.

- Devam Edecek -

Öne Çıkanlar