'Hayır biz bu hırsızlarla aynı gemide değiliz'

'Hayır biz bu hırsızlarla aynı gemide değiliz'
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, iktidarın Zarrab davasına yönelik geliştirdiği 'aynı gemideyiz' söylemine bu sözlerle tepki gösterdi.

HABER MERKEZİ - HDP Grup Toplantısı'nda konuşan Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay'ın gündeminde 6 - 7 Aralıkta hakim karşısına çıkacak Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş ve İdris Baluken, ABD'de devam eden Zarrab davası, Nuriye Gülmen ve Semh özakça, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü'nde Şırnak'ta hayatını kaybeden madenciler ve  Diyarbakır Sur’daki yıkım vardı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Anayasa Mahkemesi başvurusunun yarın görüşüleceğini söyleyen Kemalbay, Milletvekili tutuklu yargılanamaz şeklindeki içtihat kararını hatırlatarak şunları söyledi:

'MAHKEMELER SİYASİ TASFİYENİN BİR ARACI'

"6-7 Aralık’ta, 4 Kasım 2016’da partimize yapılan darbenin mahkemelerde yargılanma süreci var. Selahattin Demirtaş tutuklu olduğu dosyadan hiçbir şekilde mahkemeye çıkartılmadı. 7 Aralık’ta Selahattin Demirtaş ilk kez mahkemeye çıkarılacak. 6 Aralık’ta da Figen Yüksekdağ ve İdris Baluken’in tutuklu oldukları davaların duruşmaları var. Bu mahkemelere siyasi bir tasfiyenin aracı olduğu için, kendilerini yargılamak için gelen kişileri yargıladıkları için Selahattin Demirtaş duruşmaya getirilmiyor. Tutuklu olduğu dosyanın ilk duruşması tutuklanmasından 399 gün sonra olacak. Bundan 1 gün önce de Anayasa Mahkemesi Selahattin Demirtaş’ın başvurusunu görüşecek. Milletvekili tutuklu yargılanamaz şeklindeki içtihat kararına uygun karar vermesi gerekirken Anayasa Mahkemesi şimdiye kadar sustu, uyudu, şimdi nasıl oluyorsa tam da duruşmadan bir gün önce başvuruyu görüşmeye karar verdi. 'Beyefendi' aramış olabilir.

'HIRSIZLAR DIŞARIDA, ONURLU İNSANLAR İÇERİDE'

İşte görüyorsunuz neden Selahattin Demirtaş rehin alınmış durumda. Neden içerideler? Man Adası’nda para götüren Selahattin Demirtaş mı? Figen Yüksekdağ mı? Para ilişkilerine bulaşmış olan Ahmet Şık mı? Niye onlar rehin alınıyor. Tüm onurlu insanlar rehin, pisliklere bulaşmış olanlar da ellerini kollarını sallayarak dolaşıyor. Hırsızlar dışarıda, onurlu insanlar içeride. Ama halk görüyor. Halk, bu adaletsizliği, bu çürümeyi mutlaka cezalandıracaktır. AKP-Saray rejiminin uluslararası suçları da ortaya çıkmış oldu. 15 yılın en ciddi krizini yaşıyorlar.

'BİZ HIRSIZLARLA AYNI GEMİDE DEĞİLİZ

Aynı gemideyiz diyorlar. Hayır, biz Erdoğan’la, biz bu hırsızlarla aynı gemide değiliz. Soma’da yaşamını yitiren işçiler nasıl ki patronlarıyla aynı gemide değillerse, Aladağ’da yanarak yaşamını yitiren o çocuklar iktidarla nasıl ki aynı gemide değillerse biz de bu hırsızlarla aynı gemide değiliz. Biz Selahattin Demirtaş ile, Figen Yüksekdağ ile Ahmet Şık ile, Nuriye ve Semih’le, işçilerle aynı gemideyiz.

'SİZ BU TİYATROYU ORTAĞINIZ FETHULLAHÇILARDAN ÖĞRENDİNİZ'

Bekir Bozdağ, "ABD’de bir yargı tiyatrosu oynanıyor" dedi. On binlerce kilometre öteye gitmenize gerek yok. Tiyatro görmek istiyorsanız HDP’ye yönelik davalara bir bakın. Uyduruk fezlekelere bir bakın. Nasıl bir tiyatro oynandığını göreceksiniz. Aynı gecede 11 milletvekilimiz operasyona tabi oluyor. Hangi hukukta var bu? Bu tiyatro değil de nedir? Ahmet Şık’ı gözaltına alıp tutuklarken yaptığınız nedir? Nuriye ile Semih’e bir gecede terörist ilan etmeniz nedir? İşte tiyatro budur! Siz bu tiyatroyu ortağınız Fethullahçılardan öğrendiniz. Onlardan öğrendiklerinizi HDP’ye karşı, demokrasi güçlerine karşı kullanıyorsunuz. Boynuz kulağı geçmiş. Türkiye’yi çalkalayan, büyük soru işaretleri yaratan yolsuzluk, rüşvet, hayali ihracat, kara para aklanmasıyla karşı karşıyayız. AKP Genel Başkanı Erdoğan oturuyor kalkıyor bunun bir algı operasyonu olduğundan bahsediyor. Siz bu 4 bakanı hani bir tanesi çok pahalı bir saat takmıştı, bir tanesi makaracı, onları şu Meclis’te aklamadınız mı? Eğer bir ülkede yolsuzluk varsa, rüşvet varsa onun araştırılacağı yer demokratik kurumlardır. Halkın önünde, şeffaf bir şekilde hesap verirsiniz, ondan sonra size iftira atan varsa ortaya çıkar. Siz ne yapıyorsunuz? Üstünü örtmeye çalışıyorsunuz. Halkı kutuplaştırarak, düşmanlar yaratarak yapmaya çalıştığınız şey sorumluluktan kaçmaktır '

'15 DAKİKADA NEYİ DENETLEYECEKSİNİZ?'

AYM’nin görevi Anayasanın uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesiyken, işte gördüğünüz gibi tamamen Saray’ın partimize yönelik çizelgesine göre tutum alıyor ve tam da 1 gün öncesinde Selahattin Demirtaş dosyasını görüşmeye karar veriyor. Aynı gün 21 dosyayı inceleyecek. 21 dosyayı bir gün içinde incelediği zaman Selahattin Demirtaş başvurusu için 15 dakika kalacak. 15 dakika da o başvurunun sayfalarını çevirmekle geçer. 15 dakikada, yüksek yargı bilir, çay bile demini alamaz. 15 dakikada neyi inceleyeceksiniz? Aynı Anayasa Mahkemesi, bir süre önce de Gülser Yıldırım’ın dosyasını incelemişti: İçler acısı bir karardı. Bir Anayasa Mahkemesi’nin yazmayacağı bir gerekçe açıklamıştı. Öyle ki, sahte bir Twitter hesabını gerekçeye koymuştu. Polis fezlekelerinden kopyalanmış ifadeleri gerekçe yapmıştı. Anayasa Mahkemesi’ne sesleniyoruz; eğer onurunu kurtarmak istiyorsanız 6 Aralık’ta hukuka göre bir karar verin.

'HİÇBİR HDP'Lİ CEZAEVİNDEN YILMAZ, BİAT ETMEZ'

Hiçbir HDP’li cezaevinden yılmaz, biat etmez, korkmaz. Bizler dayanışmaya, mücadeleye, gerçekleri söylemeye devam edeceğiz. Hiçbir şey bizi, hakikatleri ortaya koymaktan alıkoyamaz."

'REZA DAVASINI MİLLİYETÇİLİKLE ÖRTEMEZSİNİZ'

ABD'deki Reza Zarrab davasını değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Kemalbay, "Bu ne yerli ne millidir, bu mesele bir rüşvet, talan ve hırsızlık meselesidir" dedi: "Reza Zarrab bu ülkede gözaltına alındı. Öğrendik ki rüşvet vererek gözaltından kurtulmuş. Ardından Türk bayrağının önüne oturtuldu. AKP-Saray iktidarının ortaklarından. Şimdi, AKP-Saray iktidarı ne yapıyor? Zarrab'ın arkasındaki bayrağı getirmiş, pisliklerin üstünü örtmek için kullanmaya çalışıyor. "Bu, millete devlete, Erdoğan’a yapılan bir saldırıdır" diyorlar. Hayır! Bu, millete yapılan bir saldırı değildir. Şimdi Kürt düşmanlığı yaparak, sahte antiemperyalistliğe soyunarak bu işin üstünü bayrakla örtemezsiniz. Bu ne yerli ne millidir, bu mesele bir rüşvet, talan ve hırsızlık meselesidir. Metal yorgunluğu değil, çöplükten gelen metan gazı kokuları var ve bayrak bunun üstünü örtmeyecektir."

'BÜTÜN DÜNYAYI SUR'DA YAPILAN SALDIRILARA KARŞI DAYANIŞMAYA DAVET EDİYORUZ' 

Sur Platformu, taleplerini kürsüden dile getiren Kemalbay, Sur'da iç içe giren güvenlik, rant ve yağma politikalarını eleştirdi: "Bugün aramızda bulunan Sur Platformu, Türkiye’de yaşanan kent, tarih ve kültür yağmasını anlattı. Sesini hem Türkiye halklarına hem de dünyaya duyurmaya çalıştı. AKP-Saray rejiminin en çok saldırdığı yer Kürt coğrafyası. Orada güvenlikçi, rantçı ve yağmacı politikalarla yaşamı halkın aleyhine dönüştürmek ve kültürü, tarihi yok etmek üzerine kurulu politikalar. Sur en ağır bedeli ödeyen yerlerden oldu. Sur aslında bir sit alanı, çivi bile çakılamaz. Sur’u herkes sahiplenmelidir. UNESCO’nun evrensel miras olarak tanımladığı Sur, AKP-Saray rejiminin yağmasıyla karşı karşıya. Sur’un yüzde 60’ı kamulaştırma adı altında yağmalandı. Ablukalar sonucunda gerçekleşmiş gibi göstermeye çalışıyorlar ama çatışmaların hiç olmadığı mahalleler bile AKP-Saray rejiminin yağmasına uğruyor. Burada, halkın konut hakkının sermayeye peşkeş çekilmesiyle karşı karşıyayız. 30 binden fazla insan evlerinden edildi. Türkiye halklarını, bütün dünyayı, Sur’a yapılan saldırılara karşı dayanışmaya davet ediyoruz."

Öne Çıkanlar