'HDP'li Sancar: Diktatörlüğü büyük blok önler

'HDP'li Sancar: Diktatörlüğü büyük blok önler
Artı TV'de Ahmet Nesin'in konuğu olan HDP Milletvekili Mithat Sancar, 'Daha önce Ankara'ya yürüyen CHP'nin güçlü bir itirazla Ankara'dan çıkması önemli bir adım' dedi.

ARTI GERÇEK - Artı TV’de "Özel Program"da Ahmet Nesin’in konuğu olan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar "Adalet Yürüyüşü" ve Türkiye’nin son dönemine ait açıklamalarda bulundu.

"Adalet Yürüyüşü'yle ilgili açıklamalarımızı parti olarak ilk günlerde yapmıştık" diyen Sancar, "Biz bunun önemli bir yürüyüş, önemli bir faaliyet ve eylem olduğunu söylemiştik. Bir itirazı dile getirdiği için önemlidir, somut sebebi CHP milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması ve mahkum olmasıydı, fakat bu somut sebeple sınırlı kalmadı. Farklı kesimlerden insanların rahatsızlıklarını dile getiren bir itiraz alanı haline geldi… CHP tarafından yapılması bu gerçeği değiştirmiyor. CHP’nin bundan önce bu kavşaklarda yanlış yapması da bu gerçeği değiştirmiyor" dedi.

7 Haziran seçimlerinden itibaren bir darbe operasyonu planı olduğunu söyleyen Sancar, "7 Haziran seçimlerinin hiçe sayılması bu darbe planının başlangıcıydı, 1 Kasım'a giderken bu plan pişirildi ve karşımıza güçlü bir İslamcı, muhafazakar ve milliyetçi koalisyonun dikileceği belli olmuştu. Bunlara Ergenekoncu ve ulusalcı çevreler de eklendi" dedi.

'7 HAZİRAN SEÇİMLERİNDEN SONRA SAVAŞ KARARI ALINDI'

Sancar, Ahmet Nesin'in "Savaş politikalarının Dolmabahçe mutabakatının yok sayılmasıyla alınıp alınmadığı" yönündeki sorusuna, "Başlangıcı odur ama bunun fiiliyata dökülmesi 7 Haziran seçimlerinden 1-2 ay sonraya denk gelir. Çözüm süreci seçimlerden 1-2 ay önce bitmişti. Abdullah Öcalan’a tecritin başlaması da o tarihe denk gelir. Öcalan’la görüşmeler bitince zaten sürecin de bittiği aşikardı. Sonra Suruç dahil bombalamalar ve HDP’yi devreden çıkarma girişimi başladı. Bunun da en kritik dönemeci dokunulmazlıkların kaldırılması ve eşbaşkanların tutuklanmasıdır" diye cevap verdi.

CHP’NİN GEÇMİŞ YANLIŞLARI BUGÜNKÜ GERÇEĞİ DEĞİŞTİRMEZ

CHP’nin dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda Erdoğan’ın işini kolaylaştıran bir tutum takındığını söyleyen Mithat Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: CHP’nin 7 Haziran’dan sonra hükümet kurma konusunda AKP’nin tuzağına düşmüş olması da önemli bir yanlıştı, buna benzer daha pek çok yanlışı sıralayabiliriz… 4 Kasım’da eşbaşkanlarımızın ve 10 vekilimizin tutuklanmasına tepki gösterilmemesi de yanlıştı. Bütün bu yanlışlara rağmen bugün sahaya güçlü bir itirazla iniyorsa CHP, buna sırf bu geçmişteki hatalar yüzünden karşı çıkmak ya da bu yürüyüşün değersiz olduğunu ilan etmek imkanı vermez. Ana muhalefetin sahaya inmesi önemlidir. Diktatörlüğü büyük blok önler.

CHP’nin bu pratiği ilk kez yaşadığını söyleyen Sancar, "CHP kendisini devlet partisi olarak kodlamıştır, fakat devletin dönüştüğünü fark ediyor ama zorlanıyor. Bu devlet yeni bir devlet, bu rejim yeni bir rejim, içinde İslamcıların, Ergenekoncuların, İttihatçıların bulunduğu yeni bir yapı doğuyor ve bu yapı CHP’yi devletin dışında tutuyor. CHP’nin kurumsal aklı bunu kavramakta zorlandı. Hâlâ kendi içinde tereddütler yaşıyor ama 16 Nisan’dan sonraki rahatsızlıkların yürüyüşe akma biçimi sembolik açıdan da çok önemli. Çevresindeki yapılar daha çok Ankara’ya yürürdü, daha çok Anıt Kabir’e yürünürdü… Şimdi Ankara’dan çıkıyor ve Anıt Kabir’den değil, İstanbul’a yürüyor. Bunun anlamı CHP’de artık devlet içinde siyaset anlayışının sarsıldığını gösterir" diye konuştu. 
 
BAHÇELİ AKP’NİN DEĞİL YENİ İKTİDARIN SÖZCÜSÜDÜR

Ahmet Nesin’in, Devlet Bahçeli’nin AKP basın sözcüsü gibi davrandığını söylemesi üzerine de Sancar şunları söyledi: MHP’de Bahçeli kanadının bu dönem soyunduğu misyonun iyi görülmesi gerekiyor. 8 Haziran’da, 7 Haziran seçimlerine karşı ilk sert açıklama AKP’den gelmedi, Devlet Bahçeli’den geldi. Bizi kasdederek ‘Biz o tarafı flu göreceğiz, yok sayacağız…’ dedi. Bizim yüzde 13’lük başarımızı ilk yok sayacağını açıklayan Bahçeli’dir. 15 Temmuz sonrası OHAL’e en güçlü desteği veren Bahçeli’dir. Bahçeli’nin soyunduğu bir misyon var. Bahçeli devletin yeniden şekillenmesinde, İslamcı, milliyetçi, İttihatçı koalisyonun tutkalı olma iddiasındadır. Bahçeli devletin yeniden yapılanmasında en ağır asimilasyon politikalarını Kürtlere karşı savunan bir çizgiyi hakim kılmaya çalışıyor. Suriye ve Rojava konusunda anti Kürt politikalara en güçlü desteği Bahçeli sunuyor. Yeni devlet, yeni nizam bileşenlerinin tutkalını oluşturmaktadır. Bahçeli AKP’nin değil, yeni iktidarın sözcüsüdür."

Öne Çıkanlar