HDP’li vekillere battaniye bile yok

HDP’li vekillere battaniye bile yok
Diyarbakır'da 'Direniş Nöbeti' başlatan HDP'lilere yönelik abluka gece de sürdü. Ne vatandaşların el sallamasına ne de battaniyelerin parka girişine izin verildi.

HABER MERKEZİ-  HDP’nin Diyarbakır'da başlattığı direniş nöbetine katılan vekillerin ihtiyaçları olan battaniyeler polis tarafından alana alınmadı. Akşam parkın girişinde oturma eylemi yapan HDP'li milletvekillerine el sallayan vatandaşlara da polis tarafından izin verilmedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Diyarbakır’da gerçekleştirdiği grup toplantısının ardından Ekin Ceren  Parkı'nda başlattığı "Direniş Nöbeti" devam ediyor. Tüm engellemelere rağmen geri adım atmayan HDP’li vekiller gecenin ilerleyen saatlerinde lazım olabilecek battaniyeleri alana getirmek istedi. Parkın girişine getirilen erzakların alana alınmasına izin vermeyen polis ile HDP’li vekiller arasında gergin anlar yaşandı. Polisin battaniyeleri alana alamayacağını söylemesi üzerine HDP Grup Başkanvekili ve Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım, "Milletvekilinin yatacağı yere polis karar veremez" diyerek tepkisini dile getirdi. Yapılan görüşmelerin sonucunda uzlaşı sağlanamayınca HDP’li vekiller Ahmet Yıldırım, Ziya Pir, Felek Nas Uca, Nadir Yıldırım, Dilan Dirayet Taşdemir, Garo Paylan ve HDP Diyarbakır İl Eş Başkanı Gülşen Özer parkın girişinde oturma eylemi yapmaya başladı. 

Yoldan geçen vatandaşlar ise milletvekillerine el sallayarak selam vermek istedi. Ancak polis onlara da sert tepki göstererek daıtlamalarını söyledi.

Dihaber, "Direniş Nöbeti"nde olan 10 HDP’li milletvekili ile konuştu. Milletvekilleri, başlattıkları eyleme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, "faşizme dur demek için sonuna kadar direneceklerinin ve mücadelelerinin süreceğinin" mesajını verdi. 

BAYDEMİR: FAŞİZM DURMAKLA AŞILMAZ

"Faşizme dur demek" için nöbette olduklarını dile getiren HDP Sözcüsü Osman Baydemir, "Biz durursak faşizm durmayacak. Eğer bu ülkede faşizmin durmasını isteyen varsa mutlak suretle durmamalı faşizmi durdurmalı. Çünkü faşizm rica ile minnet ile durabilecek bir mekanizma değildir. Bugün 6 buçuk milyon insanın iradesi olan Sayın Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, milletvekilleri, belediye başkanları cezaevinde. Bunlara dur demek için, bunları özgürleştirmek için vicdan ve adalet nöbetini tutuyoruz. Biz burada 55 derecelik sıcaklıkta vicdan ve adalet nöbetini tutarken aslında onların maskesini düşürdük. Halkın seçtikleri ile halkın buluşması engellendi. Gölgeden istifade etmeyeceğimiz şekilde bir abluka oluşturuldu. Bu aslında Türkiye’nin fotoğrafıdır. Bu aslında Kürt coğrafyasına reva görülen uygulamanın fotoğrafıdır. Bütün bunlara dur demek için bugün vicdan ve adalet nöbetini tutuyoruz. Bu alanda 7 gün 24 saat olmaya devam edeceğiz ama durmayacağız. İstanbul’da olacağız, Van’da olacağız, İzmir’de olacağız. Mutlak suretle faşizm aşılıncaya kadar durmayacağız. Çünkü faşizm sürdüğü müddetçe insan, huzuru, barışı ve kalkınmayı elde edemeyecek. Olağanüstü rejim durduğu sürece susmayacağız, durmayacağız, yolumuza devam edeceğiz. Bütün hak gasplarının kaldırılması için buradayız" diye konuştu. 

‘GELİN BERABER BARİYERLERİ AŞALIM’

Baydemir sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada bulunmamız Nuriye’nin Semih’in vicdanında vicdanımızın buluştuğunun göstergesidir. Halkımız kendisini yalnız hissetmesin. Bizler milyonlarız. Bu zor günler geçecek faşizm kaybedecek. Çünkü faşizm bütün insanlık ailesinin başına geldi. Onlar ilk zalim değiller. Bütün zalimler hangi akıbeti yaşamışsa onlar da aynı akıbeti yaşayacaklar. Bir kez daha söylüyorum onlar Yezit olmakta kararlıysa biz de Hüseyin olmakta kararlıyız. Parlamentoda, mahkemede alanlarda konuşmayı yasaklıyorlar. Halkımız morallerini bozmasın. Bu etkinlik bu vicdan hareketi milletvekillerinin başlattığı bir harekettir. Diyarbakır’da bütün sivil toplum kuruluşlarına çağrımız gelin buluşalım. Gelin bu barikatı birlikte aşmanın çabasını ortaya koyalım. Hiç kimse bu alana girmese bile biz bu alanda olmaya devam edeceğiz. Hiç kimse bu alana giremedi diye üzülmesin, her yer ama her yer vicdanımızın buluşacağı mekana dönüştürülebilir" dedi. 

PAYLAN: İTİRAZIMIZI ORTAYA KOYACAĞIZ

Türkiye’nin son zamanlarda otoriter ve totaliter koşullarda olduğunu anlatan HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, "Saray’daki zat Türkiye’de her şeyi kendine tabi kılmaya çalışıyor. Kendisini eleştiren herkesi sessizliğe mahkûm etmeye çalışıyor. Türkiye’de bu iklimi kırmamız lazım. Bu iklimi kırmak da öncelikli olarak siyasetçilerin görevidir. Biz 7 gün 24 saat burada olacağız. Adalet, barış ve vicdan nöbetini devam ettireceğiz. Artık birbirimize cesareti bulaştırmanın zamanıdır. Üzerimize salınan faşizm dalgasını kırmak ancak ses çıkarmak ile olur. İtiraz etmek ile olur. Biz itirazımızı ortaya koyuyoruz. Önce biz bu parkı özgür kılacağız. Önce buradaki abluka kalkacak. Biz mutlaka burada halkımız ile bulaşacağız. Halkımızın bize ses vermesine ihtiyacımız var. Bunun da olacağına inanıyorum" diye vurguladı. 

YILDIRIM: BU EYLEMİMİZ DAHA BAŞAŞLANGIÇ

Bu eylemin mutlaka yapılması için ortak bir karara vardıklarını ve her şeye rağmen bugün burada olduklarını dile getiren HDP Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım, bariyerler altında, abluka altında faşizme dur demek için direndiklerini söyledi. Devletin böylesi eylemlerden çok korktuğunu anlatan Yıldırım, halk ile buluşmalarının bu nedenle engellendiğini söyledi. Yıldırım, "İlk andan itibaren çok olumlu tepkiler aldık. 7 gün burada direneceğiz, halkımızla birlikte olacağız. Bir ay boyunca Van, İzmir, İstanbul’da alanlarda, sokaklarda olacağız. Türkiye’ye demokrasi, özgürlük gelene kadar eylemimizi sürdüreceğiz. Devlet korkuyla ayakta durmaya çalışıyor. Bu eylemimiz daha bir başlangıçtır. Bundan sonra da eylemimiz sürecek. Faşizmden korkmuyoruz. Faşizmi yenmenin tek yöntemi direnmektir. Biz de direniyoruz" dedi.

PİR: HALKIMIZLA BAĞIMIZI KOPARAMAZLAR

Son iki yıldır AKP’nin halkla buluşmalarına engel çıkardığını ve halkla buluşmalarından korktuğunu anlatan HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, "Halkımızla buluşmak bir araya gelmek istedik. Ama ne yazık ki şizofren bir devletle karşı karşıyayız. AKP, Cumhurbaşkanı Erdoğan Mescid-i Aksa’da yaşananların, yapılanların yanlış olduğunu söylüyor. Müslümanlara, Araplara zulüm edildiğini söylerken, burada daha ağırı yapılıyor. Her ne kadar bugün zorbalıkla da olsa halkımızın buraya gelmesini engelleyenler bilsin ki halkımızın gönlü bizimledir. Bu bağı koparamazlar. Bu barikatların, baskı, abluka bizim için hiçbir anlamı yoktur" şeklinde konuştu.

YILDIRIM: DİRENİŞ HATTINDA ISRARCIYIZ

Demokrasi ve direniş nöbetlerine başladıklarını dile getiren HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım, OHAL ile birlikte darbe vurulmuş demokratik siyasetin önünü açmak, tutuklanan seçilmişlerin serbest bırakılması, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için parlamentonun da kilitlendiği bir haftada bu startı verdiklerini söyledi. Yıldırım, "Burada yasakçı zihniyet devam ediyor. Bu da korkunun göstergesidir. Seçimden korku, halktan korkudur. Siyasetten miadını doldurmuş bir zihniyet vardır. Artık AKP siyasi bir meftahtır. Türkiye’ye getireceği bir barış da yoktur. Halkın bizi ziyaret etmesi yasaklanıyor. Bu engellere karşı geri adım atmamızı bekliyorlarsa yanılıyorlar. Direniş hattında ısrarcıyız. Bunun için bir bedel ödenmesi gerekirse de ödemeye hazırız" diye konuştu.

DOĞAN: GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ

Türkiye’de demokratik siyasetin tecrit edildiğini anlatan HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, devletin tercini açık bir faşizmden kullandığını ve tüm yapılanların da bunların yansıması olduğunu söyledi. Doğan, "Bugün burada yapılanlar da demokratik siyasete müdahaleyi özetliyor. Büyük bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Ama bu barikatları yıkana dek direneceğiz. Sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Faşizme karşı direneceğiz. Bariyerlere, polis engellemelerine karşı geri adım atmayacağız" dedi. 

UCA: DİRENİŞİMİZİ BÜYÜTECEĞİZ

HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknaz Uca, iktidarın HDP ve Kürt halkına karşı korkusu nedeniyle kendileri ile halk arasında bariyerler konulduğuna dikkat çekti. Uca, "Bir halk parkında bizler ile halk arasında bariyerler konuluyor. Biz sınırları, yasakları ve bariyerleri tanımıyoruz. Biz her şeye rağmen burada olacağız. Eylemimizi sürdürmeye kararlıyız. Birliğimizle ve gücümüzle bu faşizmi durduracağız. Bunu dünyaya göstereceğiz. Burada direnişimizi büyüteceğiz, faşizme karşı burada olacağız " ifadesinde bulundu. 

YILDIRIM: FAŞİZMİN GELDİĞİ NOKTA BUGÜN GÖZLER ÖNÜNE SERİLDİ

Grup toplantısı ve "Direniş Nöbeti"nin ilk gününde büyük bir yankı uyandırdığını söyleyen HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Nadir Yıldırım, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin faşizmin geldiği bu aşamayı gözler önüne seren başka durum yoktur. Ülkenin yarı cezaevine sokulması gözler önüne seriliyor. Etrafımızda yüzlerce polis, bariyer var. 11 arkadaşımız abluka altında. Faşizmin hayali de böyle bir tablodur. Biz kararlıyız ve kesinlikle bunu aşacağız. Halkımızın gelmesi engellendi. Ziyaretler devam etmeli. Biz 24 saat burada olacağız. Sonuna kadar da bu eylemimizi sürdüreceğiz. Bu faşizmi hep beraber aşabiliriz. Diyarbakır’ın her yerinden ses çıkacaktır. Faşizm kesinlikle kaybedecek. Bizler buradayız. Sonuna kadar direneceğiz" dedi. 

KAYA: BİZ GİDİŞE DUR DEMEK İÇİN BURADAYIZ'

HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya, HDP’nin 7 Haziran genel seçimlerinden sonra siyasal bir linçe maruz kaldığını belirterek, milletvekilleri, parti yöneticileri ve üyelerinin tutuklanmasının siyasal linçin bir sonucu olduğunu söyledi. Yaşama, emeğe, özgürlüklere, mahremiyete ve inançlarına saldırı olduğunu ifade eden Kaya, "Bugün Türkiye büyük inanç çürümüşlüğü ile karşı karşıyadır. Ne yazık ki bu çürümüşlük kendilerine dindar ve muhafazakâr diyen iktidar döneminde olmuştur. İnanç konusu bir bataklığa dönüşmüştür. Ahlak ve vicdan çürümüşlüğü yaşanıyor. İnsanı insan kılan özgürlüğüdür, iradesidir, tercihidir, vicdanıdır ve aklıdır. Biz bu gidişe dur demek için buradayız. Pes etmeyeceğiz, umutsuzluğa kapılmayacağız. Onların nefretine nefret ile karşılık vermeyeceğiz. Onları şiddetlerine şiddet ile karşılık vermeyeceğiz" diye kaydetti. 

TAŞDEMİR: BU ZİHNİYETİ YENECEĞİZ

HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir, kendilerine yönelik uygulamaların bu ülkede hukukun herkese eşit bir şekilde uygulanmadığının bir göstergesi olduğunu söyledi. Taşdemir, "Bu ülkede gerçek adaleti, gerçek demokrasiyi talep eden bunun mücadelesini veren halklara, Kürtlere, kadınlara uygulanan siyaset biçimi ablukadır, panzerdir ve gazdır. Bu mücadelemizin ve direnişimizin meşrutiyetinden, haklılığından duyulan korkunun sonucudur. Bu abluka siyasetini kurumsallaştırmaya çalışan faşizm yenilecektir. Halkımız demokrasi, barışı ve gerçek adaleti kendisi tahsis edecektir. Amed kadim bir şehirdir. Amed’in direnişi ve mücadelesi kadimdir. Amed halkı mücadelesi, direnişiyle, demokrasi, barış ve özgürlük talebiyle bir kez daha bu zihniyeti yenecektir" diye vurguladı.

Öne Çıkanlar