'Hedef CHP'nin genel siyasi yönünü değiştirmek'

'Hedef CHP'nin genel siyasi yönünü değiştirmek'
İlhan Cihaner ile birlikte 'sol manifesto' yayınlayan CHP milletvekili Selin Sayek Böke, Artı TV'ye konuştu.

HABER MERKEZİ- CHP milletvekili Selin Sayek Böke, kurultayda temel hedeflerinin genel başkanlık değil partinin siyasi yönünü değiştirmek olduğunu vurguladı. "Bu da ancak o siyasi anlayışı temsil eden bir ekip orada varolursa gerçekleşir" diyen Böke, CHP'nin bütün korkuya ve baskıya rağmen toplumsal muhalefeti oluşturabilmiş milyonlara öncülük etmekle yükümlü olduğunu ifade etti.

İlhan Cihaner ile birlikte sol siyaset bildirisi yayınlayan Selin Sayek Böke, Artı Tv'de Armağan Kargılı'nın sorularını yanıtladı. Böke, yaptıkları çağrı için "Bu çağrı, CHP'de siyasi yönü değiştirerek Türkiye'yi umutlu bir aydınlık geleceğe taşıma çağrısı" dedi. Türkiye'nin tarihi bir eşikte durduğuna dikkat çeken Böke, "Hem büyük bir karanlık var ama aynı zamanda bu karanlığın karşısında duran bir tarihi fırsat ve umut var" diye konuştu. Bu umudun da ancak CHP'nin yaptığı siyaseti değiştirirse ortaya çıkacağını vurgulayan Böke, bu nedenle yayınladıkları bildiride hem CHP delegelerine hem bütün CHP üyelerine ama bunun da ötesinde bütün Türkiye'ye bir çağrıda bulunduklarını söyledi.

Böke, neden böyle bir bildiri ve çağrıya ihtiyaç olduğunu ise şu sözlerle açıkladı:

"CHP'nin siyasi değerlendirmeleri Türkiye gerçekleriyle örtüşmediği için bugün Türkiye'deki sorunlara çare olabilen bir siyaset ortaya konamıyor. Oysa ki siyasi anlayışı değiştirebilirsek yani kişiler özelinde bir siyasi tartışma yerine siyasetin içeriğine dair bir tartışmayı partide yapabilirsek o zaman Türkiye'nin sorunlarına çare olmak mümkün olacak. Türkiye'yi aydınlığa taşımak için de bir yol açılmış olacak."

'HEDEF, CHP'NİN GENEL SİYASİ YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRMEK'

Böke, kurultay hedeflerinin ne olduğu sorusuna şu yanıtı verdi:

"Biz şunu söylüyoruz; özellikle kurultaylar genel başkanlık adaylığı tartışmasına indirgenmiş zeminler olmamalı. Kurultaylar özellikle demokrasiyi yaşatan ve demokrasi için ihtiyaç duyulan siyasi içeriğin tartışıldığı zeminler olmalı. Ve yönetim anlayışının nasıl bir siyasetle şekillendiği tartışmaların ortaya konması gerekir. Biz de çağrımızda tam da şunu söylüyoruz; genel başkanlıkta şahsileşen bir tartışma değil CHP'nin nasıl yönetileceği bir tartışmayı yapalım. Hedefimiz de ortaya koyduğumuz bu siyasi anlayışı CHP'nin yönetimine taşımak.

Dört maddede özetlediğimiz başka bir siyaset yapma biçimi hem CHP'yi güçlendirecek hem de CHP Türkiye'nin sorunlarına çare olacak."

Bu nedenle kurultayda genel başkanlık sorunları olmadığını iddialarının yönetim kadroları ve siyaset anlayışı olduğunun altını çizen Böke, "Hedef CHP'nin genel siyasi yönünü değiştirme hedefidir. Bu da ancak o siyasi anlayışı temsil eden bir ekip orada varolursa gerçekleşir. Çünkü siyasetin yönü tek kişiyle belirlendiği zaman nasıl felaketlere yol açtığını Türkiye bizzat yaşıyor. Bizim de derdimiz kimin genel başkan olduğu değil ama CHP'nin nasıl bir siyasi yol çizeceği derdi" diye konuştu.

'CHP BARIŞI İÇSELLEŞTİRMELİ'

Böke, savaş konusundaki görüşlerinin ne olduğu sorusu üzerine CHP'yi kendi inandığı değerler üzerinden bir siyaset ortaya koymaktan vazgeçmekle eleştirdi. Böke şunları söyledi. 

"Bugün Türkiye'de siyasetin sıkışmış olmasının temelinde şu sıkıntı yatıyor; müthiş olağanüstü dönemden geçiyoruz ve bu olağanüstülük sadece OHAL'le yönetiliyor olmamızdan kaynaklanmıyor. OHAL bu olağanüstülüğün sadece uygulandığı bir araç haline geldi. Bir OHAL rejimiyle karşı karşıyayız. Ve bu rejimin dayattığı temel şeylerden biri de bu rejimi kurmuş olan Saray, AKP iktidarı kendi değerlerini sanki Türkiye toplumunun iradesi ve değeriymiş gibi bize dayatıyor. Biz onun bize dayattığı bu millilik, yerlilik veya bugünün şimdinin konusu bu değil diye dayattığı meselelerde kendi inandığımız değerler üzerinden bir siyaset ve Türkiye gelecek hayali ortaya koymaktan vazgeçtik CHP olarak. Bu barış kavramı için de geçerli. 

Yani bugün Türkiye'nin hem kendi içinde toplumsal barışı hem de bölgede barış sağlayan bir güçlü aktör olarak ortaya koyacağı siyasette önce bu değeri kendisinin içselleştirdiği bir yönetim anlayışına ihtiyacı var. Başkalarının lensinden siyaset ortaya koyan değil kendi inandığı değerler üzerinden siyaset yapan bir anlayış hem Türkiye'ye hem de Türkiye'yi bir barış gücü olarak bölgede güçlü kılacak bir geleceği mümkün kılacaktır.

'EVRENSEL SOL DEĞERLER'

Biz hangi değerlerle siyaset yapılması gerektiğini tarif ettiğimizde de iki temel unsuru öne çıkarıyoruz. Bir tanesi bugün zamanın ruhu da ülkenin ve dünyanın yaşadığı sorunların da çaresi evrensel sol değerlerde yatıyor. Bu evrensel sol değerlerle ortaya çıkacak bir geleceğin yeni bir kurucu siyasetle Türkiye'ye taşınmasının eski örnekleri var bizim kendi tarihimizde. CHP daha önce de Atatürk devrimleriyle aynen böyle bir ayağa kalkışı yapmıştı zaten. Şimdi bir kez daha karşımızda böyle bir fırsat ve sorumluluk var. Bizim bu evrensel sol değerleri Atatürk devrimleriyle bugünün şartlarında yeniden okuyan bir yeni siyasetle Türkiye'de laiklik, özgürlük, eşitlik, demokrasi ve barışı kendi değerlerimiz olarak yaşattığımız bir siyaseti kurmak zorundayız."  

'BARIŞ DİYEN BİR CHP BARIŞ DİYEN BİR TÜRKİYE ANLAMINA GELECEKTİR'

Böke, "Ama partiniz milli değerler deyip savaş politikasını destekleyen bir tutum sergiledi" sorusu üzerine ise şöyle dedi:

"Bugün CHP'nin çizmesi gerektiği yön konusunda çok net bir çerçeve tarif ediyorum. Çok net bir siyasi anlayış ve partide egemen kılmak istediğimiz bir anlayışa dair de çok temel bir gelecek hayali ortaya koyuyorum. Bugün Türkiye'yi de bir toplum olarak bir arada tutacak en temel değerler arasında barış da var, laiklik de var, adalet de var, özgürlük de var, eşitlik de var. Dolayısıyla biz bunun mücadelesini hep birlikte vermek zorundayız. 
Barış diyen bir CHP, barış diyen bir Türkiye anlamına gelecektir. Dolayısıyla biz bu siyaset anlayışının temelinin de evrensel sol değerlere dayandığını ve bununla güçlendirilmiş Atatürk devrimlerini yeniden ayağa kaldırmış bir Türkiye Cumhuriyeti olduğunu da çok açık biçimde ortaya koyuyoruz."

Selin Sayek Böke, toplumda yaratılan korkulara rağmen açıkladıkları bildiriye çok büyük bir geri dönüş aldıklarını vurguladı. Bildirinin üzerinde iki kişinin imzası olmasına rağmen milletvekili grubunda iki kişiyle sınırlı olmadığını ve Türkiye'de dar bir siyasi anlayışı temsil etmediğini ifade eden Böke, "Bu çağrı açıkla milyonların sesi oldu" dedi:

'CHP'YE DÜŞEN...'

"Biz milyonların sesinin tam da bu çağrıyı istediğini çok kısa vadeli geçmişimizde yaşadık zaten. Gezi'den başlayalım, devam edelim. 'Hayır' iradesinde bütün baskıya, bütün korkuya, devletin bütün imkanlarını kullanarak toplumu sindirmeye yönelmiş bir iktidara karşı demokrasiyi kendi iradesiyle yaşatan milyonlar 'hayır'a sahip çıkmak üzere siyasi partilerin çok ötesinde kampanyalar yürüttüler ve esasında 'hayır' sonucunu ortaya çıkarttılar. Bu yetmedi Adalet Yürüyüşü'nde milyonlar bütün korkutmaya, bütün baskıya rağmen adım adım adalet çağrısını büyüttüler. Şimdi böyle baktığınız zaman biz sadece ve sadece toplumda varolan buna ses olmuş oluyoruz. Yani korku ve baskı bu ihtiyacı asla öldüremez. Korku ve baskı sadece ve sadece bu ihtiyacın daha yüksek sesle dillendirilmesi talebini ve siyasette toplumsal muhalefete öncü olma talebini CHP'ye yöneltir. Biz bu talebi çok açıkça görüyoruz ve bu çağrımızın önemli bir parçasında da şunu söylüyoruz:

CHP tam da bu korkuya ve baskıya rağmen toplumsal muhalefeti oluşturabilmiş milyonlara öncülük etmekle yükümlüdür. Yatay bir örgütlenmeyle varolan bu demokratik güçleri partinin içerisine taşıyan ve partide bu siyaseti büyüten yeni bir anlayışa ihtiyacımız var.
Bir siyasi partiye düşen en önemli görev toplumun muhalefet etmesini beklemek değil onların bu itirazlarına öncülük yapmak ve onları kendisiyle birlikte büyütmekten geçer. 
Dolayısıyla bir önermemiz, bir çağrımız da bu var olan yatay örgütlenmeleri partimizin içine taşıyarak ve partimizle birlikte büyüterek toplumsal muhalefetin hayallerini ve hedeflerini bir iktidarla geleceğe taşımaktır."

Böke, açıklamalarının ardından telefonlarının susmadığını da sözlerine ekledi ve kendilerine ulaşmak isteyenler için gelecekicin.biz adresini verdi.

 

Öne Çıkanlar