#HerŞeyÇokDijitalOlacak

#HerŞeyÇokDijitalOlacak
Sosyal medyanın bu derece iyi kullanılması ve psikolojik etki yaratabilmesi gibi güçlü tavırlar, seçim sonrasına da sirayet etmelidir.

Birgül FAZLI


Geçtiğimiz hafta İstanbul’un iki belediye başkan adayı Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım bir münazarada buluştu. Yaklaşık üç saat süren tarihi münazaranıın seçmen davranışlarına çok fazla etkisi olmayacağı görülüyor.

Bu münazarada çok başlık konuşuldu. Adaylar vaatlerini, projelerini anlatmaya çalıştılar. Birbirlerine soru da sordular.

O tarihi gecede konuşulan konulardan birisi de İmamoğlu’nun belediye başkanlığı yaptığı 18 gün içinde verileri neden kopyaladığı kısaca "veri kopyalaması" oldu. Konu sadece o gece tartışılmakla kalmadı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu hafta düzenlediği mitinglerde konuyu gündeme taşıdı.

Veri kopyalamanın bu kadar negatif bir durum oluşturacağını ve çığ gibi kötü bir propagandaya doğru evrileceğini düşünmemiştim.

NEDEN KOPYALAMA YAPILIR?

Verilerin yedeklenmesi/kopyalanması yani "aslı gibidir" olarak bir yerlerde kayıt altına alınması işi, birkaç kurumsal sebepten dolayı yapılır. Durumu, İBB’nin kurumsal verileri üzerinden irdeleyecek olursak;

  • Belediyenin ve iştiraklerinin elektronik ortamda tutulan ve işlem gören verilerinin, herhangi bir müdahaleye karşı korunması amaçlıdır. Çünkü veriler tehdit ve tehlike altındadır. Doğruluğunu korumak gerekmektedir.
  • Bazı kanun/kurallar kapsamında, yasal statülerinin yaptırımı nedeniyle, oluşan veri güvenliği politikaları kapsamında yapılır. Denetim dönemlerinde doğru bilgileri beyan etmeleri şarttır.
  • Bilinçsizce veya kazara oluşabilecek riskleri minimuma indirmek, para ve statü kaybını engellemek, kurum itibarını koruyabilmek içindir.

Ekrem İmamoğlu’nun, 18 günlük İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde, yaptığı ya da yapılmasını sağladığı o kadar güzel icraatlar varken; içlerinde kara propagandaya alet edebildikleri tek konu, "veri kopyalaması" olması tesadüf olmasa gerek.

Binali Yıldırım’ın, "Ulaştırma Bakanlığı döneminde Türkiye’nin internetini ilk biz getirdik, yaptık biz biliriz" diye başladığı cümlesinde, "kopyalama başka şeydir, yedekleme başka bir şeydir" ifadesi bir anlamda algı oluşturma amaçlıdır.

Çünkü kopyalama da aynı şeydir, veri yedekleme de aynı şeydir…

İşi bilişim teknolojisi olan ve biraz da bu işlere meraklı olan herkes, veriyi bir yerden bir yere taşımanın ancak veriyi kopyalayarak yapıldığını bilir. Bu kopyalama aynı zamanda istenirse bir yedekleme olarak da saklanabilir. Bu dünyanın her yerinde ve her teknolojik ortamda böyle yapılır. Birisi bana veri yedeklemenin başka nasıl yapılabileceğini anlatabilirse, daha keşfedilmemiş bir teknolojiyi hep beraber öğrenmiş olur, bilişim tarihinde bir çığır açmış oluruz.

Kurumsal veriler ya da bilgisayarınızda biriktirdiğiniz veriler ya da telefonunuzdaki fotoğraflarınız diyelim, yedekleme yapmak istediğinizde, aslında yaptığınız işlem teknik olarak verilerin başka bir yere kopyalanmasıdır. Yapılan tam da budur.

Bu yüzden "verilerin kopyalanması başka bir şey yedeklenmesi başka bir şeydir" demek kadar iyi çalışılmamış bir konunun değerlendirmesi olamaz. Hele konuyu komplo teorilerini aratacak biçimde kullanmak ise başka bir basiretsizliktir.

HASHTAG SAVAŞLARI…

İstanbul seçimlerinin yenilenmesine saatler kala, sosyal medyayı heyecanla takip ediyorum. Sizi de bu seyire davet ediyorum.

Sosyal medya savaşları, gerek tarihi buluşma günü gerekse seçime yaklaştıkça bayağı hızlandı. Nitekim televizyondaki büyük buluşma başlamadan önce sosyal medyada hashtag savaşları gündemi öylesine ele geçirdi ki, televizyonlardaki önceki yorum yayınlarında bile kendisine geniş bir yer buldu. Hashtag savaşları trendtopic olan sloganlarla hepimizi zirveye taşıdı. Binali Yıldırım’ın sponsorlu hashtag satın aldığını gördük, sosyal medyayı yakından takip edenler mutlaka hatırlar. Bu tarihi zirvenin bir kazananı olsun diye bekliyorduk, bana göre o gecenin galibi sosyal medya oldu.

Bu açıdan sosyal medya seçime kadar taraflarca etkili kullanıldığını söylemek mümkün. Bu yüzden bir vatandaş olarak şunu merak ediyoruz; seçim sonrasında gerek sosyal medya gerekse internet yeterli etkinlikte kullanabilecek mi? Yani bizler digital belediyecilikle tanışabilecek miyiz?

Sosyal medyanın bu derece iyi kullanılması ve psikolojik etki yaratabilmesi gibi güçlü tavırlar, seçim sonrasına da sirayet etmelidir. Sadece meclis toplantılarının değil, karar süreçlerine katılım, anlık oylamalar, şikayetlerin yapılması, onların sonuçlanması ve daha pek çok alanda internetin, teknolojinin kullanılmasını bekliyoruz. Bu aynı zamanda belediyelerin de şeffaflaşmasına da katkı sunacaktır.

Takdir ya da eleştiri, anında en tepedeki mecraya gideceği, daha interaktif bir sosyal yaşama yelken açmak umudu ile yenilenecek İstanbul seçimlerinde hepimize bol şans diliyorum.

Pazartesi günü her şey çok dijital olsun…

Öne Çıkanlar