İHD: Türkiye kayıplarla ilgili uluslararası sözleşmeyi imzalasın

İHD: Türkiye kayıplarla ilgili uluslararası sözleşmeyi imzalasın
Mikail Kırbayır “Devletin kolluk kuvvetlerinin öldürdüğü yakınlarımızı soruyoruz. Devlet bizi onlardan koparırken bile tabutunun arkasından el sallama halkımız elimizden aldı.

HABER MERKEZİ- İHD İstanbul Şubesi "Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası" nedeni ile yaptığı açıklamada yetkililere seslenerek, "Türkiye’nin Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi imzalamasını ve sözleşmenin gereklerini yerine getirmesini talep ediyoruz" dedi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu, 17-31 Mayıs "Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası" nedeni ile Galatasaray Meydanında basın açıklaması yaptı. Kayıp fotoğraflarının açıldığı açıklamaya CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve kayıp yakınları katıldı.

‘TÜRKİYE SÖZLEŞMEYİ İMZALASIN’

Dihaber'in verdiği bilgilere göre basın metnini 21 Mart 1995 yılında gözaltında kaybedildikten sonra cenazesi bulunan Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Ocak, kayıplarının akıbetlerini öğrenme ve onları kaybedenlerden yargı yoluyla hesap sorma haklarının bugüne kadar devletin tüm kurumlarının işbirliğiyle engellendiği söyleyerek, "Çünkü Türkiye bugüne kadar evrensel adalet ve insan hakları esaslarına dayanan bir hukuk devleti olmadı" dedi. Hükümetin, acilen, zorla kaybedilmeleri yasaklayan ve ailelerinin kaybedilenlerle ilgili gerçeği öğrenmesine imkân veren Birleşmiş Milletler Kayıplar Sözleşme’sini imzalamasını talep ettiklerini belirten Ocak, "Kayıp yakınlarının ve hak savunucularının ısrarlı taleplerine rağmen, BM bünyesindeki ilk uluslararası bağlayıcı hukuki mekanizma olan bu sözleşme imzalanmadı" diye ifade etti. Birleşmiş Milletler Kayıplar Sözleşmesi’nin imzalanmasını talep etmek yalnız kayıp yakınlarının ve hak savunucularının değil hukuk, hakikat, adalet ve barış özlemi olan herkesin talebi olması gerektiğini söyleyen Ocak, "Türkiye’nin Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi imzalamasını ve sözleşmenin gereklerini yerine getirmesini talep etmek kaçınılmaz bir yurttaşlık görevidir. Gözaltında Kayıplar Haftası’nın ilk gününde Türkiye’nin demokratikleşmesinin ilk adımı olarak hükümeti acilen Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşme’yi imzalamaya çağırıyoruz" dedi. 

‘ADALET VARSA İMZALAYIN’

Gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren ise "Gözaltında kayıplar insanlık suçudur. Hak mücadelesi veriyoruz başka kayıplar olmasın diyoruz. Türk devletine sesleniyoruz sözleşmeyi imzalayın" diye konuştu. 

Gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun da, "Kayıplarımızı istiyoruz. Neden sözleşmeyi imzalamaktan korkuyorsunuz. Korkmayın adalet varsa o sözleşmeye imzalayın" dedi. 

Gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın ablası Fatma Kırbayır 22 yıldır seslendiklerini belirterek, "Bu anaların çektiklerini hiç mi duymuyorsunuz, içimiz yanıyor. Sonuna kadar konuşacağız hakkımızı helal etmiyoruz. Sizde hiç merhamet yok mu? Bu ülkede hukuk yok, adalet yok" diye ifade etti. 

‘EVLATLARIMIZI İSTİYORUZ’

Kırbayır’ın ağabeyi Mikail Kırbayır "Devletin kolluk kuvvetlerinin öldürdüğü yakınlarımızı soruyoruz. Onlar da bu ülkenin yurttaşı. Devlet bizi onlardan koparırken bile tabutunun arkasından el sallama halkımız elimizden aldı. Gözyaşı dökme hakkimiz, helalleşme hakkimiz elimizden alındı. Bunlar insanlık suçudur kayıplarımızı neredeyse onları istiyoruz" diye kaydetti. 

Gözaltında kaybedilen Tolga Baykal Ceylan’ın annesi Kadriye Baykal Ceylan da "Gözaltında kayıp dünyanın en büyük suçudur. Hem ağır hem ahlaksız suçu devlet işledi. Ahlaksızdır çünkü inkar eder iftira eder. Bu suçla senelerdir mücadele ediyoruz. Evlatlarımızı istiyoruz" diye konuştu. 
 

Öne Çıkanlar