'İncirlik'teki bilgiler IŞİD'e mi gidiyor?'

'İncirlik'teki bilgiler IŞİD'e mi gidiyor?'
Alman parlamenter Andrej Hunko: İncirlik'te toplanan bilgiler Türkiye üzerinden DAİŞ'e mi gidiyor? Bu konuda ciddi şüphelerimiz var.

HABER MERKEZİ - "DAİŞ'le mücadelede Kürtlerin rolü" konulu seminerde konuşan Alman parlamenter Andrej Hunko "İncirlik'te toplanan bilgiler Türkiye üzerinden DAİŞ'e mi gidiyor? Bu konuda ciddi şüphelerimiz var. Birçok kez bunu Merkel hükümetine sorduk, fakat inandırıcı bir yanıt alamadık" dedi.

ANF'de yer alan Perwer Yaş'ın haberine göre, Almanya'nın başkenti Berlin'de bulunan Kültürel Diplomasisi Enstitüsü'nde bugün gün boyu "DAİŞ'le mücadelede bölgesel aktör olarak Kürtler" başlıklı bir seminer düzenlendi. Seminer enstitüsünün yanı sıra Rojava-Kuzey Suriye Benelux ülkeleri temsilciliğin işbirliğinde gerçekleşti.

Seminerin ilk bölümünde Romanya eski cumhurbaşkanı Prof. Emil Constantinescu ve Güney Kürdistan Parlamentosu Başkanı Yusuf Muhammed Sadık söz almışlardı. Seminerin öğleden sonraki ikinci bölümünde ise Alman Sol Parti parlamenteri Andrej Hunko ve PYD Eş Başkanı Salih Müslüm konuştular.

'IŞİD'İN SALDIRISINDAN SONRA PKK'Yİ DAHA İYİ ANLADIK'

Bölgeyi yakından tanıyan Alman siyasetçi Andrej Hunko konuşmasına başlarken "Alman Federal Meclisi'nin en güçlü muhalefet partisi Sol Parti adına DAİŞ'e karşı verdikleri mücadeleden dolayı Kürtlere olduğumuzu söylemek istiyorum" dedi. 2014 yaz ve sonbaharında IŞİD'lilerin Şengal'de gerçekleştirdiği soykırımı hatırlatan Hunko devamla şunları belirtti:

"O soykırım bize dehşete düşürdü. O zaman PYD ve PKK'nin verdiği mücadeleyi çok daha iyi anladık. Bu konuyu birçok kez Alman meclisinin gündemine getirerek ayrıntılı bir şekilde tartıştık. Sadece biz Almanya olarak değil, bütün dünya da Kürt savaşçılarının gücünü ve önemini bir kez daha anlamış oldu. 

2014 sonbaharında Alman hükümeti DAİŞ'e karşı savaşan Kürtlere silah verme kararı aldı. Ancak YPG'ye silah verilmemesi DAİŞ ile asıl mücadele eden güce silah verilmemesi anlamına geldi. Ben Dışişleri Komisyonu üyesi olarak bu konuyu birçok kez dile getirdim, kabul edilemez olduğunu söyledim. En fazla silah üreten ülkelerin başında gelen ve uluslararası koalisyonun bir parçası olan Almanya'nın YPG'ye silah vermemesi büyük bir çelişki."

‘İNCİRLİK'TEKİ BİLGİLER NİYE TÜRKİYE'YE VERİLİYOR?’

2015 yılında Paris'te gerçekleşen saldırılardan sonra IŞİD ile mücadele koalisyonu çerçevesinde Almanya'nın İncirlik Tornada keşif uçaklarını, Konya'ya ise ve AWACS istihbarat uçaklarını gönderdiğini hatırlatan Alman parlamenter devamla şöyle konuştu:

"Bu uçaklar sürekli Rojava ve Suriye hava sahasını izliyor, fotoğraflar, görüntüler çekiyor. Daha sonra da bu görüntüleri Almanya DAİŞ ile mücadele adı altında koalisyon ülkeleri ile paylaşıyor. Bu ülkeler arasında tabii ki Türkiye de var. Bu bilgilerin neden Türkiye ile paylaşıldığını bir türlü anlamıyorum. Üstelik Türkiye'nin bu bilgileri DAİŞ'e verdiğine dair çok ciddi şüphelerimiz de var. Birçok kez bunu Merkel hükümetine sorduk, fakat şüphemizi giderecek inandırıcı bir yanıt alamadık."

YPG'nin sahada IŞİD'e karşı etkileyici bir savaş yürütmesine karşın uluslararası aranada YPG'ye yer verilmemesini eleştiren Alman Sol Parti'nin deneyimli politikacılarından Andrej Hunko "Cenevre ve Astena'da Kürt temsilciler masada olmalı. Ancak bu şekilde DAİŞ ile mücadeleyi güçlendirebiliriz" diye konuştu.

MÜSLÜM: DAİŞ ÖZELLİKLE KÜRDİSTAN'I SEÇTİ

Kültür Diplomasisi Enstitüsü'ne teşekkür ederek konuşmasına başlayan PYD Eş Başkanı Salih Müslüm ise "Bize böyle bir imkan verildiği için ve bu buluşmaya katkısı olan herkese teşekkür ediyorum" dedi. Aşırı düşüncelere karşı verilen savaşta diplomasi kültürünün önemine dikkat çeken Müslüm, devamla şöyle konuştu:

"Uzun süre DAİŞ'in neden Kürdistan'ı saldırı amaçlı seçtiğini düşündüm. Sonuçta şu yargıya vardım; Çünkü Kürdistan ve Mezopotamya kadim halklara ev sahipliği yapıyor, burada halklar binlerce yıldır içiçe yaşıyor. Bu topraklar çoğulcu demokrasiye ev sahipliği yapabilecek bir potansiyele sahip. Bundan korktular ve bu yüzden saldırdılar.

DAİŞ'in temel aldığı iki yaklaşım var; birincisi ideolojik, ikincisi dinsel altyapı. Kadın-Erkek eşitliğinden, halkların demokrasisinden, toplumun bir güç olmasından korktular. Dini de politik bir aygıt olarak kullanarak DAİŞ bölgeyi ateş çemberine çevirip bu kültürel-siyasi birikimi yok etmek istedi.

Biz orada DAİŞ ile savaşmakla kalmayıp özgür bir toplum da oluşturmaya çalışıyoruz. Orada sadece YPG ve YPJ değil halk da kendini öz savunma sistemi çerçevesinde örgütlüyor. DAİŞ ile mücadelenin tek yolu politik bir toplum olmak ve o toplumun siyasi aygıtlarla korumasını sağlamaktır. Bizim kurduğumuz doğrudan demokrasi/radikal demokrasi modelinde toplumun öz savunma bilinci yüksektir. DAİŞ'in Avrupa'daki saldırılarını gördükten sonra bu modeli Avrupa halklarına da öneriyoruz."

‘YASAK KARARI ALMAN HALKINA DA HAKSIZLIK’

Özgür Suriye Ordusu, Cebatül Nüsra gibi Suriye muhalefeti olduğunu iddia eden grupların IŞİD'den ideolojik olarak hiçbir farkının olmadığını belirten PYD Eş Başkanı "Bu grupların DAİŞ ile mücadele koalisyonunda bulanan bazı ülkeler tarafından desteklenmesi kabul edilemez" dedi.

Türkiye'nin IŞİD'i desteklediğine dair dünya kadar kanıtın olduğuna dikkat çeken Müslüm "Bu kanıtları birçok uluslararası koalisyon ile paylaştık. Türkiye'nin tek amacı DAİŞ'i kullanarak Kürtlerin özgür toplum varlığını ortadan kaldırmaktır" şeklinde konuştu.

Almanya'nın PYD, YPG ve YPJ bayraklarını yasaklayan kararını da hatırlatan Salih Müslüm Berlin hükümetine şu çağrıyı yaptı: "Bu komik yasak sadece Kürtlere haksızlık değil, aynı zamanda başta Alman halkı olmak üzere bütün insanlığa karşı bir haksızlıktır. Bu yasağın derhal kaldırılmasını talep ediyoruz."

Konuşmacıların ardından yapılan kısa tartışmada IŞİD ile mücadelede önemli bir aktör olan Kürtlerle işbirliğinin artırılması görüşü öne çıktı. 

Seminer dinleyicilerin soruları ardından sona erdi.

Öne Çıkanlar