Irak seçimleri: İstikrar mı, kaos mu?

Irak seçimlerinin en merak edilen sorusu, seçimler istikrarın başlangıcı olabilir mi? Doğrusu çokça grup ile çokça elin olduğu bir yerden istikrar çıkmasını beklemek o kadar kolay değil.

Irak’ta seçimler yapıldı ama neredeyse sonuçtan memnun olan tek kesim yok.

Ülke genelinde en yüksek oyu alarak birinci parti olan mevcut Başbakan Haydar Abadi’nin liderliğindeki Nasır Koalisyonu, seçimlere katılımın düşük olması nedeniyle memnun değil. Irak tarihinin neredeyse en düşük katılımlı seçimi sonrasında birinci olmak ABD’nin de desteklediği Nasır Koalisyonu liderinin hoşuna gitmemiş.

Seçimin ikinci grubu Şii lider Mukteda Sadr’ın liderliğindeki Sairun Koalisyonu da hoşnut değil. Mevcut tablodan bir hükümet çıkarmanın kolay olmayacağını biliyor. Yine de olası ki mevcut durumu kabullenip yanlarına alacakları desteklerle Haydar Abadi ile birlikte hükümeti kurmaya yönelebilirler.

Eski Başbakan, halen Irak’ın Cumhurbaşkanı Yardımcısı İyad Allavi öncülüğündeki Vataniye Koalisyonu, en sert olanlardan. Allavi, seçimlere hile karıştığını iddia ederek iptal edilmesini ve yenilenmesini istiyor.

Merak edilenlerden biri de bir diğer Cumhurbaşkanı Yardımcısı, eski Başbakan Nuri Maliki’nin tutumu. Aynı zamanda Kanun Devleti Koalisyonu’nun liderliğini yapan İran destekli Nuri Maliki, önceki seçimlerden birinci çıkmış ve hükümeti kurmuştu. Bu kez durumu iyi değil. O da sonuçtan hoşnut değil ve yandaşları seçime hile karıştırıldığını iddia ediyor.

İran ile iyi ilişkilere sahip hatta belki de en iyi ilişkilere sahip liderlerden biri de Bedir Örgütü’nün başını çektiği Fetih Koalisyonu’nun da liderlerinden Hadi Amiri, askeri gücüne güveniyor. Haşdi Şabi güçleri büyük oranda bu örgütün denetiminde. Muhtemelen sonuçlardan Hadi Amiri de memnun değil ancak askeri gücünü hesaba katacakların kendisini yönetim dışında bırakmayacaklarına inandığından olsa gerek pek de önemsemiyor.

Yine de Amiri’nin tutumuna dönük bir küçük hatırlatma yapmakta yarar var ki Hadi Amiri’yi yönetim dışında bırakmaları durumunda İran destekli askeri gücünü devreye sokabilir. Bu türden bir olasılık iç çatışmayı da beraberinde getirir. İç çatışma, Haşdi Şabi’nin giderek devre dışı bırakılmak ve İran etkisinin zayıflatılmak istendiği biçiminde de okunabilir.

Irak açısından temel gruplar ve tutumları özetle bu. Bir o kadar önemli olan Irak Kürdistanı’nın tablosuna da bakalım.

Irak Kürdistanı’nda sonuç beklendiği gibi dense de sürprizi yapan Yeni Nesil Koalisyonu ile Behram Salih liderliğindeki Demokrasi ve Adalet İçin Koalisyon oldu. Her iki grup katıldıkları ilk seçimde Bağdat’a temsilci gönderme şansını yakaladılar. Doğrudur, Yeni Nesil Koalisyonu dışında Kürdistan İslami Birlik Partisi (Yekgirtu), Goran Hareketi, İslami Toplum Hareketi (Komel) ve Demokrasi ve Adalet İçin Koalisyon’u özellikle Süleymaniye sonuçlarına itiraz edip Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) seçime hile karıştırdığını ve oy çaldığını iddia ediyorlar. Bu nedenle seçimlerin yenilenmesini istiyorlar. Yeni Nesil Koalisyonu bu gruplarla ortak açıklama yapmasa da seçime ilişkin itirazı olan gruplardan. Buna rağmen katıldıkları ilk seçimde bu iki grubun parlamenter çıkarması ve Bağdat’a temsilci göndermesi önemli.

Kürtler arasında seçimden en memnun görünen grubun Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) olduğu görülüyor. Katılım oranının düşüklüğü nedeniyle oylarında düşüş olsa bile Bağdat’a gönderdiği parlamenter sayısını önemli oranda korudu. Kerkük’ün işgal altında olduğunu belirterek bu kentte seçimlere katılmayan KDP, Süleymaniye dışındaki Kürt yoğunluklu tüm seçim merkezlerinde birinci parti olmayı başardı. Bu arada hatırlatalım, KDP’nin bazı yöneticileri de, Süleymaniye sonuçlarına itiraz edip KYB’nin oy çaldığını iddia ediyor. Duhok'ta hile yapıldığını iddia edip sonuçlara itiraz edenlere ise en demokratik seçimin Duhok'ta yaşandığını belirterek yanıt veriyorlar.

Seçimin Kürdistan ayağında en çok tartışılan parti, KYB. Kerkük’te baskılara rağmen birinci parti olan KYB, bu kentte Türkmen ve Arapların oy hırsızlığı suçlaması ile karşı karşıya. Bağdat’ın atadığı Kerkük Valisi de, seçim sonuçlarının hileli olduğunu ve bu nedenle sayımların, sandıkların Bağdat’a taşınarak yapılmasını istiyor.

Kerkük'ün tek sorunu elbet yalnız başına seçimler değil. Kerkük diken üstünde ve durumun değişmesi açısından bu seçimleri umut olarak görenler de vardı. Ancak sonuçlar, durumun hiç de Kürtlerin lehine olacakmış gibi durmuyor.

KYB açısından bir gerçeğin altını daha çizip devam edelim. KYB, Kürdistan ayağında en çok tartışılan parti olmasına ve tüm hile suçlamalarına rağmen Bağdat’a eskisi kadar temsilci gönderemiyor.

Bu seçimin Kürtler açısından ortaya çıkardığı bir tablo daha var.

Önceki genel seçimlere Kürtler en geniş ittifaklarla katıldılar. Bu seçimde ise her biri bir baş çekti dense yeridir. Buna rağmen şimdilik ortaklaştıkları tek nokta Bağdat’a gidecek parlamenterlerin yekvücut gitmesi. Bağdat’ta bir parlamento toplanır mı? Parlamento’nun toplanması durumunda Kürtler Bağdat’a ortak bir programla yekvücut gidebilir mi? Şimdiden bir şey denemez ama Kürtlerin de ortak programla Bağdat’a gitmek dışında bir seçenekleri de yok. Aksi, Kürtleri bir kez daha kurtlar sofrasının ortasına koyar.

Tüm bu yaşananların Batılı güçler açısından önemsenen yönüne gelince...

Onlar, her şeye rağmen parlamentonun bir an önce açılıp yeni hükümetin kurulmasını ve ülkeye egemen olmasını, arzuluyorlar. Bu yönde desteklerini sergileyecekleri gibi Kürtleri de bu yönde etkilemeyi ve olası İran etkisini en aza indirmeyi düşünüyorlar.

Irak ve Irak Kürdistanı’nda yapılan merkezi parlamento seçimlerini en özet yönleriyle yazmaya, tarafların tutumunu yansıtmaya çalıştım. Biliyorum, çokça grup ve çokça el var işin içinde.

Doğrusu kim ne kadar iyi niyetli olursa olsun yine de bilmek gerekir ki bu tablodan bir hükümet, hele hele tüm bölgeyi etkileyecek bir istikrar çıkarmak o kadar kolay değil.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi