Iraklı Kürtler neden hezimet yaşadı

Iraklı Kürtler neden hezimet yaşadı
Gazeteci Fehim Taştekin İKBY referandumu ve sonrasında gelişen olayları değerlendirdi.

HABER MERKEZİ-  Gazeteci Fehim Taştekin İKBY refendumu ve sonrasında gelişen olayları değerlendirdi ve "Iraklı Kürtler Bağdat karşısında neden hezimet yaşadı?" sorusunu sordu.

BBC Türkçe'nin haberine göre, Taştekin süreci, "Bir çöküş öyküsü olarak" değerlendirdi. Taştekin, " Çok değil, bir hafta öncesine kadar görüşü ne olursa olsun Irak'taki Kürtlerde son üç yıldaki kazanımlarla Kürt coğrafyasının neredeyse tamamlandığına dair gururlu bir bakış vardı." değerlendirmesinde bulundu.

Irak merkezi yönetiminin IKBY kontrolündeki Kerkük, Şengal ve Mahmur'u almasını değerlendiren Taştekin, 'Bütün tartışma 'Hangi yol bu fiili durumu kalıcı bir statüye kavuşturur' sorusu etrafındaydı. 25 Eylül'deki bağımsızlık referandumuyla ilgili bölünmenin temelinde de bu soru yatıyordu. Doğuda Hanekin ve batıda Şengal gibi yerler 2003'te Baas rejimini çökerten Amerikan işgalinden beri Peşmerge'nin fiilen kontrolü altındaydı." dedi.

Taştekin, Kerkük gibi yerlerin yanı sıra stratejik enerji sahalarının da 2014'te IŞİD'in Musul'u düşürmesi ve Irak ordusunun çekilmesinin ardından Kürtlerin kontrolüne geçtiğini de  hatırlattı.

"IKBY'nin son süreçte kontrolünde tuttuğu alanın yüzde 40'ını oluşturan bu topraklar, 15 Ekim'de Irak ordusu ve Haşdi Şabi güçlerinin müdahalesiyle 24 saat içinde merkezi hükümetin kontrolüne geçti" diyen Taştekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barzani yönetiminin Kerkük'e müdahaleyi savaş ilanı saymasına ve binlerce Peşmerge'yi bölgeye yığıp halka seferberlik çağrısı yapmasına rağmen bu bölgeler bir iki yerdeki kısa süreli çatışmalar dışında direniş olmaksızın teslim edildi."

ÇÖKÜŞ HİKAYESİ

"Resmi olmayan bilgilere göre 25 Peşmergenin öldüğü bir iki çatışma da, IŞİD'le mücadele eden uluslararası koalisyona (yani Amerikalılara) göre 'yanlış anlamadan' kaynaklandı." diyen Fehim Taştekin, " Yerel kaynaklara göre Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ve Kürdistan Demokrat Partisi (KDP), İran'ın baskısı altında Irak Başbakanı Haydar el İbadi'yle çekilme konusunda anlaştı ama karar, bütün cephelere zamanında iletilemediği için bazı birlikler direnç gösterdi.Bu bir çöküş hikâyesi." değerlendirmesinde bulundu. Ve ekledi: "Referandumla alınan risklerin ne olduğunu somut olarak Kürtlere yaşatan bir hezimet. Sadece Bağdat ile Erbil arasında statüsü tartışmalı olan bölgeleri kaybettiren değil Kürt siyasetini, ilişkilerin iki partisi arasındaki çatışmalarla şekillendiği 1990'ların koşullarına geri götüren bir sonuç."

İÇ VE DIŞ FAKTÖRLER

Taştekin, 'hezimet ve çöküş hikayesi' olarak tanımladığı süreçle ilgili olarak iç ve dış faktörlere dikkat çekti. Taştekin bu faktörleri şöyle sıraladı:

- Ulusal bir birlik sağlanmadan referanduma gidilmesi.

- Bağımsızlık iradesini ileriye taşıyacak ve koruyacak siyasi, ekonomik ve askeri altyapının olmaması.

- Anlaşmalı bir boşanma için Bağdat'la müzakere sürecine girilmemiş olması.

- Müdahale kapasitesini koruyan Türkiye ve İran ile ön mutabakat sağlanmaması.

- 1991'den beri Kürdistan'ın mevcut statüsünün kazanmasında birinci dereceden rolü olan ABD'nin desteğinin alınmamış olması.

- BM dahil uluslararası platformlarda gerekli girişimlerin yapılmaması.

MECLİS DIŞARDA BIRAKILDI

Fetih Taştekin referandum konusunda Mesut Barzani'nin tüm kredisi ve ağırlığını ortaya koyduğunu da ancak bunun yeterli olmadığını söyledi.

Taştekin sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak Irak Kürdistan'da önemli kararlar için meclis kararının gerektiğini savunan partiler buna itiraz etti.Muhalefete göre bu kararı meclis vermeliydi. Meclis ise Barzani'nin iki yıl önce dolan görev süresiyle ilgili tartışmaların önüne geçmek için kapatılmıştı. İkinci parti pozisyonundaki Goran Hareketi'nin şartı ise meclisin, önce başkanlık krizine son verecek tasarıları görüştükten sonra referanduma gidilmesiydi. Barzani'nin desteğini önemsediği KYB de kamuoyunun önünde referanduma karşı çıkan bir pozisyona düşmekten kaçınsa da kendi içinde bölünmüştü"

Öne Çıkanlar