İş dünyasında Almanya endişesi

İş dünyasında Almanya endişesi
Almanya ve Türkiye arasındaki siyasi düello iş dünyasının takibinde. İş dünyası temsilcileri, Merkel’in “Gümrük Birliği’ni güncellemeyeceğiz” çıkışına temkinli.

EKONOMİ - AB Komisyonu’nun müzakereleri yürütmek için Avrupa Konseyi’nden yetki istediği "Gümrük Birliği güncellenmesi", Almanya Başbakanı Angela Merkel’in açıklamalarıyla sekteye uğramış görünüyor. Geçen hafta "Türkiye ile anlaşmayı güncellemeyeceğiz" çağrısında bulunan Merkel iki ülke arasında iplerin daha da gerilmesine neden olmuş, Ankara da aynı sertlikle Merkel’e karşılık vermişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gurbetçilere yönelik "Türkiye düşmanı partilere oy vermeyin" açıklamasıyla ise tartışmalar siyasi bir söz düellosuna dönüştü.

AB’de her ne kadar Merkel tek karar verici olmasa da, Birlik içindeki konumu itibariyle Almanya’nın gücü biliniyor. Açıklamanın ardından Türk iş dünyası, Avrupa Birliği’nin (AB) üçüncü ülkelerle yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarını (STA) yeniden gözden geçirmeye başladı. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi halinde bu anlaşmalara direk taraf olmanın hayalini kuran ihracatçılar, bugün bir süre daha mevcut sorunların devam edeceğinin bilincinde.

Özellikle Türkiye ile aynı tip ürünler üreten Meksika, Cezayir başta olmak üzere Güney Afrika, Kolombiya ve Karayip Ülkeler Topluluğu’nun (CARİCOM) AB ile STA’sı bulunuyor. Buna karşın bu ülkeler Türkiye ile STA görüşmeleri yapmaktan kaçınıyor. Çünkü bu ülkelerin ürünleri Türkiye’ye sıfır gümrük vergisiyle girerken, Türk ürünleri ihraç edilirken farklı gümrük vergisi oranlarıyla karşı karşıya kalıyor. Dünyada korumacılık politikaları artarken, Türk iş dünyası son çıkış kapılarını da Merkel’in kapatmak istediğini, bu dönemde 25 Eylül’de yapılacak seçimlere kadar daha temkinli olunmasını istiyor

Dünya gazetesinin haberine göre, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ile Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) gelecek hafta "Gümrük Birliği’nin Modernizasyonu ve Sanayi 4.0" başlıklı bir toplantı düzenleyecek. Merkel’in açıklamalarının ardından yine de bu toplantıyı düzenleyeceklerini ifade eden İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Almanya’da 25 Eylül’de yapılacak olan seçimlerin ardından gerilimin yumuşamasını umduklarını kaydetti. Merkel’in "Bu benim şahsi fikrim değil, devlet politikamız" yönünde de bir açıklama yaptığını belirten Zeytinoğlu, bunun endişe verici olduğunu ifade etti.

Seçimleri Merkel’in kazanmasının öngörüldüğünü söyleyen Zeytinoğlu, "Temkinli olmaya çalışıyoruz. Gümrük Birliği modernizasyonu için Merkel’in talebi komisyonda kabul görmedi. Şu an AB dönem başkanı Estonya. Onlara baskı yapılıyor, ilişkiler yavaşlatılsın diye" açıklamasını yaptı. Gümrük Birliği’nin en çok Almanya’nın işine yaradığını dile getiren Zeytinoğlu, "Türkiye’nin modernizasyon sürecinde tek talebi AB’nin yapmış olduğu anlaşmalara direk olarak taraf olmak" dedi.

Türk Sanayicileri ve İş adamları Derneği (TÜSİAD) Dış Ticaret ve Gümrük Birliği Çalışma Grubu Başkanı Asım Barlın da Merkel’in çıkışını ‘iç politikaya yönelik olduğu’ şeklinde yorumladı. Gümrük Birliği’nin modernizasyonunun ciddi bir anlaşma olduğunu söyleyen Barlın, bunun bir kişinin isteğine göre şekillenmeyeceğini ve seçimden sonra işlerin rayına gireceğini belirtti.

TARIM KAPSAMA ALINSAYDI İVME ARTABİLİRDİ

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Murat Akyüz, STA zorluklarını aşmak için bu Gümrük Birliği modernizasyonuna ihtiyaç olduğunu belirtti. Brüksel’in Berlin kadar sert olmadığını aktaran Akyüz, "Almanya, AB’nin en büyük ekonomik ve siyasi gücü. Merkel de bu gücü kullanarak baskı yapıyor. Şimdi AB’nin STA imzaladığı ülkelerle tek tek bizim de yapmaya devam etmemiz gerekiyor ama o ülkeler istemiyor. Meksika bize sıfır gümrük vergisiyle araba satarken, biz onlara yüzde 20 gümrükle satıyoruz. Korumacılık dünyada artıyor. O yüzden sıfır gümrükle mal satabildikleri ülkelerle STA yapmaya yanaşmıyorlar" şeklinde konuştu.

Gümrük Birliği Anlaşması yapılırken tarımın kapsam dışı bırakıldığını hatırlatan Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis de, "Buna rağmen Türkiye tarımda özellikle son birkaç yıldır atılım içinde. Tarım kapsama alınsaydı ivme artabilirdi" dedi.

ALTI AYDA 5 BİN 44 YEŞİL PASAPORT

Ekonomi Bakanlığı’nca 15 Ağustos 2017’ye kadar yeşil pasaport verilmesi için 5 bin 44 firma yetkilisinin başvurusu onaylanırken, başvuruların illere göre dağılımında ilk sırayı yüzde 44,2 ile İstanbul aldı. Bu ili, yüzde 7.2 ile Bursa, yüzde 6 ile Gaziantep ve İzmir, yüzde 3.8 ile Ankara, yüzde 3 ile Kocaeli izledi. Yeşil pasaport kullanan ihracatçılar ise vize bekleme süresini ortadan kaldırarak hareket kabiliyetlerini ve yurt dışı ziyaretleri artıran uygulamadan memnun.

TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİNİ OLUMSUZ ETKİLEYEBİLİR

Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenmesine ilişkin çıkışını değerlendiren Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Cihad Vardan ise sürecin herhangi bir üye ülke tarafından akamete uğratılmasının doğru olmadığını söyledi. Avrupa Komisyonu’nun, Mayıs 2015 tarihinde Türkiye ile Gümrük Birliğini güncelleme müzakerelerini yürütmek için gerekli yetkiyi Avrupa Konseyi’nden talep ettiğini hatırlatan Vardan, şöyle devam etti:

"Bizlerin beklentisi, AB tarafından ilgili kurumların vakit kaybetmeden, hızla hareket etmesi ve gerekli yetki prosedürünü tamamlaması yönündedir. Yaşanabilecek herhangi bir pürüz, halihazırda kritik bir dönemden geçen Türkiye-AB ilişkilerini olumsuz etkileyecektir. Bu çerçevede Almanya’nın tutumu ve bu konuda yapılan açıklamaları doğru bulmadığımız gibi, üzüntüyle de karşılıyoruz. Maalesef, bu açıklamalar bulunduğumuz zaman diliminde çok manidar. Hemen herkes, Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenmesi sürecinin, ülkemizin AB ile olan ilişkilerinde en fazla ilerleme ve gelişme potansiyeli barındıran alanı olduğunu iyi biliyor. Dolayısıyla bu sürecin akamete uğratılmaması ve herhangi bir üye ülkenin girişimiyle zedelenmesine izin verilmemesi gerekiyor".

Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin zamanının çoktan geldiğini hatırlatan DEİK Başkanı Vardan: "20 yılı aşkın bir süredir devam eden Türkiye-AB Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve yeniden şekillenmesinin zamanı çoktan geldi, geçiyor bile. Bu süreçte Ekonomi Bakanlığımızın öncülüğünde ciddi bir süreç titizlikle yürütüldü, yürütülmeye de devam ediyor. Benzer şekilde AB tarafı da gerekli çalışmaları yaptı. İş bu noktaya gelmişken, olması gereken, süreci akamete uğratacak açıklamalardan ziyade, samimi bir şekilde süreci destekleyip, nihayete erdirmektir."

TARIMDA UYGUNLUK İÇİN 2 MİLYAR EURO GEREKLİ

Türkiye Gıda Dernekleri Federasyonu (TGDF) Genel Sekreteri İlknur Menlik, Gümrük Birliği Anlaşması’nın mutabık kalındığı şekilde güncellenmesi halinde, kamu alımları, hizmetler ve tarım sektörlerinin de kapsama alınacağını hatırlattı. Buradaki en sorunlu başlığın tarım olduğunu dile getiren Menlik, mevcut durumda işlenmiş tarım ürünlerinde gümrük vergileri tespit edilirken, tarım payı ile sanayi payı ayrılarak, sadece sanayi payının vergi muafiyetine tabi tutulduğunun bilgisini verdi.

Tarımın, Türkiye’nin GSYH’sinin yüzde 10’unu oluşturduğuna dikkat çeken Menlik, "Bazı önlemler Türkiye’nin tarım ürünleri için yüksek derecede bir ithalat koruması sağlıyor. Tarife kotaları ve fiyat düzenlemeleri de tarımsal ticareti engelliyor. Dünya Bankası’nın AB Komisyonu tarafından finanse edilen ve Nisan 2014’te kamuoyuna açıklanan AB-Türkiye Gümrük Birliği Değerlendirmesi Raporu’na göre, tarafların ikili tarım ticaretini serbestleştirmesi halinde, zeytin ve domates gibi bazı ürünlerde Türk ihracatçıları Akdeniz ülkelerinde daha rekabetçi hale gelebilirler. Ancak bunun uygulanabilir olması için, Türkiye’nin gıda güvenliği, veterinerlik ve bitki sağlığı konularında AB kuralları ile uyumlu hale gelmesi gerekiyor" dedi.

Menlik, AB’nin yüksek kalite standartları nedeniyle, süt ürünleri, et, canlı hayvan ve balık işletmelerinin modernizasyonu için yaklaşık 2 milyar euroya ihtiyaç duyulacağını belirtti.

 

 

Öne Çıkanlar