'İstanbul'u en az 5 puan farkla saraydan alıp halka vereceğim'

'İstanbul'u en az 5 puan farkla saraydan alıp halka vereceğim'
“OHAL Değil Demokratik Yönetim” konulu panel İbrahim Kaboğlu, Canan Kaftancıoğlu, Abdullatif Şener'in katılımıyla gerçekleşti.

Fatma YÖRÜR


ARTI GERÇEK - "OHAL Değil Demokratik Yönetim" konulu panel Anayasa profesörü İbrahim Kaboğlu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve siyasetçi Abdullatif Şener'in katılımıyla ve Bülent Kuşoğlu'nun modatörlüğünde gerçekleşti. Maltepe Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde gerçekleşen panele yoğun ilgi vardı.

Abdullatif Şener'in konuşmasıyla başlayan panelde, Şener, devletin misyonunu ve tarihsel rolünü hatırlattı. Ardından söz alan Canan Kaftancıoğlu, İstanbul'un son dönemde saraya teslim edildiğini belirtti. Kaftancıoğlu 'İstanbul'u en az 5 puan farkla saraydan alıp halka vereceğim' dedi. Anayasa profesörü Kaboğlu da OHAL'in dört aşaması olduğuna dikkat çekerek, son aşamanın 16 Nisan anayasa metnini hayata geçirmek olduğunu belirtti. 

'4 GÜNDÜR GÖRMEDİĞİM KIZIMLA PAZAR GÜNÜ GEÇİREBİLMEK İSTEDİĞİM TÜRKİYE İÇİN ÇALIŞIYORUZ'

Canan Kaftancıoğlu OHAL şartlarında İstanbul'un gördüğü zararları sıralayarak, İstanbul'un önemli bir Türkiye ölçeği yarattığını belirtti. İstanbul'u bu rant ekonomisinden kurtarmak için el birliğiyle ben sen değil İstanbul ve Türkiye çıkarları için çalışmak zorunda olduklarını aktardı. "Bu süreçte çok yoruluyorum ama buna bu ülke için mecburuz" diyen Kaftancıoğlu, 4 gündür kızını görmediğini belirterek, "4 gündür görmediğim kızımı görebileceğim onunla gönül rahatlığıyla vakit geçirebileceğim bir Türkiye'de yaşamak istiyorum." dedi. 

'YARATMAK İSTEDİKLERİ KUTUPLAŞMAYI İSTANBUL'DA BAŞARAMADILAR'

Adaylığından itibaren hedef gösterilemesinin sebebini kazanma ihtimalinin yüksek olmasına bağlayan Kaftancıoğu "Eğer beni zayıf bir aday olarak görselerdi medyalarında karalama kampanyaları başlatmazlardı." dedi.

"İstanbul'u kaybetmekten korkuyorlar" diyen CHP İl Başkanı: "İstanbul neden bu kadar önemli? İstanbul bütün farklılıkların yan yana yaşayabildiği bir kent, yan yanalığın gösterilebildiği bir kent, bütün kutuplaştırma, ayrıştırma çabalarına rağmen bunu başaramadılar. Buslu camların ardından İstanbul'a bakarak yönetiler. Halk için yapılmayan işler o kadar kendini gösteriyorlar ki... İSPARK bunun en önemli  göstergesi. 700 milyon cirosu var. 95 otoparktan 55'inde zarar gösteriyorlar.. kar edenlerin karını bin lira gösteriyorlar. 700 milyon ciro ne demek bin lira kar ne demek? Biz bu hortumları vatandaşa göstererek, onlara giden hortumları kesereceğiz. Kentin gelirini yeniden halka akıtacağız, o parselenen artı değeri halka akıtacağız. 'Kaynakları nereden bulacaksınız?' diyorlar. Kaynaklar o kadar çok ki, kim için kullanıldığını bakmak yeter, %1 bile olmayan azınlıklara giden kaynakları doğru yöne akıtacağız. En az beş puan farkla İstanbul'u saraydan alıp halka vereceğiz."

Bunu yaparken üç ilke belirleyen Kaftancıoğlu; "Sahicilikle, samimiyet ve söylediğimiz şeye önce kendimiz inanarak yol alacağız" dedi.  Kaftancıoğlu; "OHAL değil demokratik yönetimi sağlamak için çok çalışacağız. Hırsla siyaset yapanlar sarayda, hırsla değil bu ülke için çalışacağız." dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sağır kulaklar duyunca, kör gözler görünceye kadar bu memleketin tüm kaleleri ele geçirilmiş olsa da medya ele geçirilmiş olsa da bizler yeniden elbirliğiyle varolacağız. Bu mücadeleyi verirken hangi partide nerede olduğumuzdan bağımsız ortak değerlerde durabilmemiz lazım. Kurallarını onların koyduğu bir sahada maç yapmayacağız. Doğruda ilkede buluşmak en güzelidir. Bizler doğruda olduğumuz sürece onların çarpıttığı gibi insanlar olmayız. Ortak doğruda ortak değerlerde yanyana dururarak, şerefle mücadeleye devam edeceğiz. 

Ben başkan olunca çok büyük gürültü koptu, verdiğim rahatsızlıktan gayet memnumum. Kaftancıoğlu ile İstanbul'un alınacağını görmeselerdi bana güzellemeler yaparlardı. ama büyük bir karalama kampanyası döndü, marjinalleşetirildik, terörize edildik. Hafızalarımızı onların yazdığı tarihle değil, gerçeklerimizle var edeceğiz. Kendi adıma bu hedef göstermelerden korkmuyorum. Sadece inandığım gibi yaşadım ama onların korkması gerektiğini biliyorum. Tarih boyunca hep zalimler kaybetti." dedi. 

KABOĞLU: 'OHAL'İN DÖRT AŞAMASI VAR'

Ardından söz alan Kaboğlu: "Önce Demokrasi Girişimi'ni anayasal düzlemde üçlü bilgi kirliliğini ele almak için oluşturduk. Bu süreçte anayasal konu ve gerçeklikleri çarpıtma ve kirletme çabası Ankara'da pompalanmataydı. Anayasa hedefi olsa olsa hukuk devleti olur. Bir kişinin iktidarı anayasanın hedefi olamaz' diyorduk." dedi. 

"Anayasa nedir, neden önemlidir?" diye soran Kaboğlu: "Kural koymak kuralları uygulamak ve uyuşmazlıkları çözmek" için devlet gerekir. Devletin hukuk devleti olması için yargının bağımsızlığı önemlidir. Anayasa, ekmek kadar hava kadar su kadar önemlidir. Hukukçuların tekeline bırakılamaz." dedi.

Yeni anayasa çalışmalarından bahseden Kaboğlu, 15 Temmuz öncesi başlayan bu çalışmaların 15 Temmuz ile sekteye uğradığını ancak bunun 20 Temmuz sonrası 16 Ekim'de başka bir boyut aldığını belirtti. 16 Ekim'den 16 Nisan'a kadar hükümet durmadı uyumadı, tüm devlet güçlerini seferber ederek, medya tekeliyle 16 Nisan metnini kabul ettirildi." dedi. 

'OHAL DARBECİLERE KARŞI DEĞİL DEMOKRASİ UNSURLARINI YOK ETMEK İÇİN KULLANILDI'

Olağanüstü Hal'in o tarihten bu yana; bir yandan tüm devlet organlarıyla 16 nisan metnini onaylatmak için seferber edildiğini belirten Kaboğlu: "KHK ek listelerle ne oluyor? OHAL komisyonları ne yapıyor? cevap yok." dedi.

Kaboğlu: "En karaklık dönem adı ak olan dönem oldu." derken, "OHAL darbecilere karşı kullanılmadı toplumsal muhalefeti yok etmek için kullanıldı." dedi.  

Bugünkü durumun sürekli vurgu yapılan 2. Abdülhamit'ten daha geri bir noktayı hedeflediğini belirten Kaboğlu: "Keşke 2. Abdülhamit'in yolunu izleselerdi. 16 Nisan'da oyladığımız metin tarihsel tüm anayasal kazanımları gerileten metindir. OHAL'in 3. haline geçilmiştir." dedi.

'SİVİL TOPLUM VE SİYASET ALANI BUNDAN SONRA BİRLİKTE ÇALIŞACAK'

"İlk evre Güneydoğu'da sokağa çıkma yasağıydı" diyen Anayasa profesörü: "3. dönemin amacı 2019 öncesi bu metni onaylatmaktı. OHAL meşru değildir. 2019'da 16 Nisan metnine evet diyen monokrasiye evet diyecek, hayır diyen halkın iktidarına ve demokrasiye evet diyecek. 16 Nisan'da anayasadan çok kişi oyladık.. Gelecek seçimde kişiden çok anayasayı oylayacağız. Seçimleri demokrasi için kazanmak istiyoruz. Sivil toplum, siyasal alanı birlikte çalışacak" dedi.

Tarihsel anayasa geliştirme çabalarını hatırlatan Kaboğlu, bu noktada gözden kaçanın sivil toplum girişimleri olduğunu belirterek: "Çok sayıda rapor ve anayasa metni hazırlandı. BU birikimlerden faydalanacağız." dedi.

16 Nisan metninin devletin kuralı koyan ve uygulayan arasındaki farkını ortadan kaldırdığını belirten İbrahim Kaboğlu: "Anayasal birikimlerin değerlendirilmesi şarttır." diyerek, devletin  bekasının arka planda kaldığını belirterek "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi diye bir sistemden bahsediliyor, böyle bir sistem yok. Sistem uyumlu eşgüdümü kaldıran bir sistem burada eş güdüm yok sadece güdüm var. Tek kişinin güdümü, bu kavramın gerçeklikle ilgisi yok." 

"100 bin kişinin adını yeni hazırlanacak KHK'larda yer alıyor." diyen Kaboğlu, "Kanun halk için yapılır, halkı ezmek için değil" dedi ve şöyle devam etti: "Bu kararnameler hukuksuz değil hukuken yok hükmündedir. Tek kişilik kalıcı OHAL'i getirmek istiyorlar. 2019 bu nedenle önemli." dedi. 

 

 

Öne Çıkanlar