'Kuzey Suriye'de devlet kurulmasına asla izin vermeyiz'

'Kuzey Suriye'de devlet kurulmasına asla izin vermeyiz'
Erdoğan, İki gündür Türkiye'ye Suriye tarafından havan atışları yapıldığını söyledi ve 'Düşman belli, biz bunu karşılıksız bırakabilir miyiz? Gereği neyse onu yapıyoruz' dedi.

İSTANBUL- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'Cahil cesur olur' diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire... Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de böyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye'nin bölünmesine karşıyız, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Terörle mücadeleyi sınırlarımız içinde ve dışında sürdürmekte kararlıyız" dedi.

Erdoğan, İstanbul Swissotel'de düzenlenen Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi'nde konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"BU TABLOYU DEĞİŞTİRMEK ELİMİZDE"

BM ve AB gibi platformların itibarı buralardaki ülkelerin çıkar hesaplarına kurban ediliyor. Artık sorun üretir hale gelmişlerdir. Şu gerçeklerin artık idrak edilmesi gerektiğine inanıyorum. Ya mevcut mekanizmalara format atacak ya da karamsarlık virüsünün bünyemizi sarmasına izin vereceğiz. Ya tabandan gelen değişim rüzgarını yönetecek ya da bu rüzgarın kasırgaya dönüşüp bizi yok etmesini bekleyeceğiz. Hiç şüphesiz bu olumsuz tabloyu olumluya dönüştürmek bizlerin elindedir.

"MAKEDONYA'YI HEP BİRLİKTE GÖRDÜK"

Dün Makedonya'da yaşananları hep birlikte takip ettik, gördük. Ülkede meclis başkanlığı seçiminin ardından yaşanan hadiseler endişe vericidir. Şiddet, hiçbir soruna çare olamaz. Olaylarda zarar gören herkese ülkem adına 'geçmiş olsun' diyorum. En başından beri hadiselerden uzak duran Makedonya'daki Türk toplumundan itidalli tavırlarını korumalarını özellikle bekliyoruz. Dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura ve istikrara kavuşmasını da arzu ediyoruz.

"ALTI YILDIR KENDİM SÖYLEDİM KENDİM DİNLEDİM"

Suriye'deki krizin tetiklediği göç dalgası dünyayı etkliyor. Nükleer testler ve balistik füze demeleri kadar Afrika'daki kuraklıkta dünyayı tehdit ediyor. Elimizi vicanımıza koyup sorulara cevap vermemiz gerekiyor. Şayet BMGK başta olmak üzere uluslararası toplum dirayetli davransaydı rejim kimyasal ve konvansiyonel saldırılarla bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Ben bu konuyu 6 yıldır işliyorum. Ama sadece kendim söyledim kendim dinledim. Bir netice alamadık. Esed rejiminin kendi halkını katletmesi geçmişte işlediği suçların yanına kar kalması değil midir? Ben devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum. Katil Esed bir devlet terörü estirmektedir. Terör örgütleri arasında ayrıma gidilmeden bu katil sürüleri bu kadar palazlanmazdı. Uluslararası toplum yardım elini uzatsaydı milyonlarca insan benzer sorunlarla karşılaşmazdı.

"YAPMAMIZ GEREKEN BELLİ..."

Bu manzara karşısında yapılması gereken belli: Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız. Başka yol yok. Taşı delen damlaların sürekliliğidir. İnsiyatif alacağız ve dayanışma ve işbirliğine vurgu yapmayı sürdüreceğiz. 14 yıldır Türkiye bunun mücadelesini veriyor. 

DEAŞ'A EN BÜYÜK DARBEYİ İNDİRDİK

Hiç kimseyi dışlamadan, bölgenin gerçek sahipleriyle icra ettiğimiz bu operasyon DEAŞ’a en büyük darbeyi indirdi. Benim dostlarla yaptığım görüşmede gündeme getirdiğim, güneyimizde Suriye’nin kuzeyinde ve o bölgede terörden arındırılmış bir bölge ilan edelim, burayı aynı zamanda uçuşa yasak bölge ilan edelim, eğit-donat çalışmaları sürdürelim. Hep bunu söyledik. Maalesef söylediklerimiz gayet güzel, hakikaten bu teklif yerinde denildiği halde bu adımı atamadık. Bu yapılmış olsaydı mülteciler de bu güvenli bölgede yerlerini alacaklardı.

TERÖR ÖRGÜTLERİ AKREP GİBİDİR

PYD, YPG, PKK’nın düşük çocuklarıdır, onların yetiştirmesidir. Bu bölgede kim kimdir, bunu bilen birisi varsa biziz. Bu bize sorulmalı. Dostlarımız bunu bizden öğrenmeli. Yoksa yanlış bilgiler üzerine geleceğe yönelik yanlış adımlar atılıyor. Bölge bir çöküşün içerisinde. Medeniyetler çöküyor, insanlar ölüme mahkum ediliyor. Terör örgütleri akrep gibidir, muhakkak bir gün kendini besleyen eli de ısırır.

KUZEY SURİYE'DE DEVLET KURULMASINA İZİN VERMEYİZ

İki gündür sınırlarımıza Suriye tarafından havan atışları yapılıyor. Düşman belli, biz bunu karşılıksız bırakabilir miyiz? Gereği neyse onu yapıyoruz. 
Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanması kadar doğal bir şey yoktur. Biz bir hukuk devletiyiz,
haklarımız neyse bunu kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz. Tehditler sürdüğü müddetçe gereken her türlü tedbiri alacağız. Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'Cahil cesur olur' diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire... Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de böyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye'nin bölünmesine karşıyız, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Terörle mücadeleyi sınırlarımız içinde ve dışında sürdürmekte kararlıyız. Bu konuda tüm dost ve müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz.  

TRUMP YÖNETİMİYLE YENİ SAYFA

Geçmişte iki ülkenin ortak hareket ettiği durumlarda nasıl stratejik çarpan etkisi oluşturduğunu, ne gibi başarılar elde ettiğini hep birlikte gördük. Bilhassa içinden geçtiğimiz bu kritik dönemde müttefiklik ilişkimiz çok daha büyük önem kazanmıştır. Trump yönetimi ile üst düzey temaslarımız Ocak 2017'den beri yoğunlaşıyor. Sayın Trump ile Türk-Amerikan ilişkilerinde taze bir sayfa açacağımıza inanıyorum.

"PYD İLE İTTİFAK ORTAKLIK RUHUNU ZEDELİYOR"

İnşallah 16 Mayıs’ta Sayın Trump ile kapsamlı görüşmeler gerçekleştireceğiz. Amerika’nın Suriye’de PYD ile hareket etmesi ittifak ve ortaklık ruhunu zedeliyor. Aynı şekilde 15 Temmuz darbe girişiminin ele başısının, altını çizerek söylüyorum, halen Pensilvanya’da rahatça terör faaliyetlerine devam etmesi milletimizi rahatsız ediyor. Bu terörist başı 170 ülkede faaliyet göstermektedir. Böyle bir terörist başının Amerika’da besleniyor olması, oradan 170 ülkeyi yönetiyor olması bizi ciddi manada rahatsız etmektedir."

Öne Çıkanlar