Medyada 'sıfır noktası' aldatmacası

Medyada 'sıfır noktası' aldatmacası
'Evet sayın izleyenler, içeride kıran kırana çatışmaların yaşandığı Suriye sınırının sıfır noktasındayız' diyenler ekran karşısında o haberleri izleyenlere yalan söylüyorlar.

Hamza GÜL / HATAY


ARTI GERÇEK- TSK, Ortadoğu ve Suriye siyasetinde kimin eli kimin cebinde olduğunun bilinmeyenleri arasından barışın simgesi zeytindalını bombaların üzerine yazarak girdi Suriye’ye.

20 Ocak akşamı Cumhurbaşkanı Kütahya’dan, "Zeytindalı Harekatı"nın başladığını dünyaya duyurarak Irak sınırına kadar kademe kademe sürdürüleceğini söylerken medya da akın etti Hatay'a, Kilis’e.

Medya demişken, harekatın 7'nci gününde izlenimlerimi medya üzerinde yoğunlaştıracağım. Çünkü 7 gün boyunca harekatla ilgili haberleri aktarmak için yerli ve yabancı gazetecilerin konuşlandığı yerlerden birisi olan Hatay’ın Hassa ilçesindeki medya 'hassasiyeti' oldukça dikkatimi çekti. İktidarın dizayn ettiği gazete, tv ve ajansların muhabirleri merkezlerinden dikte ettirilen metinleri ballandıra ballandıra aktarıp durdular. "Zeytindalı Harekatı" ve F-16'lardan atılan bombaları ard arda öyle bir sıralıyorlar ki konuşmalarındaki çirkin uyumsuzluğu görmeyecek kadar zafer sarhoşluğu yaşıyorlar.

"SIFIR NOKTASI" ALDATMACASI

Bulunduğumuz nokta nereden baksanız Suriye sınırından yaklaşık 10 kilometre mesafede. Haydi bunun 500 metresi mayınlı saha yani sınır, 3 kilometresi de güvenli bölge kaldı mı 6 kilometrelik bir mesafe. Bir başka deyişle 6 bin metre. 50 santimlik adımlarla 12 bin adım eder. Eline mikrofonu alıp kamera karşısına geçen güzide basın mensubu arkadaşların ilk sözü heyacanlı bir biçimde "Evet sayın izleyenler içeride kıran kırana çatışmaların yaşandığı Suriye sınırının sıfır noktasındayız" diyerek başlayan aktarımla ekran karşısında o haberi izleyenlere yalan söylüyorlar.

Bu tipleri Irak Savaşı döneminde de Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da görmüştüm. Silopi’de otel odasından "şimdi sıfır noktasındayız" sözü ile başlayan çok canlı yayına ne yazık ki tanıklık ettim. Irak Savaşı ve şimdiki Afrin’e yapılan harekat arasında 10 yıldan uzun bir süre geçse de maniple haberciliğin hiç değişmediğine bir kez daha utanarak tanıklık ediyorum. Görmediğini görmüş gibi, olmayanı olmuş gibi bulunduğu yeri sıfır noktası olarak anlatmış muhabirlere birde Masa Başından kalkmayan kadrolu Strateji veya Güvenlik Uzmanları katıldı. Ekranda bir Suriye haritası ellerinde bir çubuk savaşı yöneten komutan edasıyla ahkam kesenler çıktı ortaya. Yedi günde bulunduğum ortamda gazeteci miyim diye kendime sormaya başladım. Eğer bu yazının başından bu yana anlattıklarım gazeteci ise ‘Ben gazeteci değilim’ diyorum. Başbakanın gazetecilik dersi verdiği bir dönemde gazeteci nasıl olunursa? İşte o 16 maddeye harfiyen uyan gazeteciler arasında benim bunları düşünüp öfkelenmemem mümkün mü?

BARIŞIN KANLA İMTİHANI

Gılgamış Destanı’nda Nuh Tufanı'ndan sonra Nuh Peygamberin beyaz bir güvercini gemisinden gökyüzüne saldığını ve o güvercinin bir süre sonra gagasında taze bir zeytindalıyla dönmesi efsanesi ile barışın simgesi kabul ettiğimiz beyaz güvercinin yerini günümüz savaşlarında savaş uçakları mı alıyor? Zeytindalı olarak da attıkları bombaları mı kabul edeceğiz? Bu Zeytindalı Harekatı sergilenen tabloya göre olsa olsa yandaş medyanın 'savaş sınavı' denir.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, "Bir gece ansızın gelebiliriz" sözleri ile duyurduğu Afrin harekatına TSK, "Zeytin Dalı Harekatı" adını verdi. Nuh'un Gemisi'ne gagasında zeytin dalı ile gelen beyaz güvercin efsanesine göre zeytindalı ve beyaz güvercin yüzyıllardır barışın simgesi olarak kabul görmüştür. Peki 2018 yılında bombaların atıldığı kan ve gözyaşının hakim olduğu bir coğrafyada yapılan harekata nasıl "Zeytindalı Harekatı" adı veriliyor? Bu "sıfır noktasından" yayın yapan muhabirler birde bunu sorsalardı ya yayınlarında. Kan ve gözyaşını zeytindalı ile değerlendirmeye sessiz kalan medyaya ne denir?

Yandaş, havuz veya yalaka medya gibi tanımlar yapabilirsiniz, ancak buradaki yanlış savaşın barış simgesiyle adlandırılmasında, bütün suçu buradaki muhabirlere yüklemekte haksızlık olur. Burada ki bir çok arkadaş 'ekmek parası' için gelmiş işlerini yapmaya çalışıyor. AKP İktidarına boyun eğmiş medya patronları ve yöneticilerinin istek ve emirleri sonucu buradaki haberleri yine merkezlerinin istediği şekilde sunmak zorunda kalıyorlar.

Afrin bölgesine yönelik operasyonlarda kullanılan bombanın üzerine zeytindalı yazmak ne kadar üzücü ve yanlış olsa da buna buradaki muhabir arkadaşlarda merkezlerinden kendilerine dikte ettirilen şekilde burayı anlatmak zorunda. Burada ki gazetecilerin kendi aralarında yaptıkları muhabbete baktığımda ne harekatın adının absürtlüğünü konuşan ne de bu harekatın ne için yapıldığına değinildiğini görmedim.

Teknoloji gelişti, iktidar yanlısı olduklarından parasal sorunları da yok, ye iç, istenilen sunumu yap ki, işte iyi gazeteci desinler. Ben sabah kahvaltısında zeytini çok severim, artık dalı kim ne yaparsa yapsın…

Öne Çıkanlar