‘Millet İttifakı’nda beyler yine en önde!

Üzücü olan, kendini 'modern, laik' diye tarif eden ve kadın seçmenden Türkiye ortalamasının üzerinde oy alan bir partinin, kadınları yok sayması. Üç büyükşehirde birinci sırada kadın yok.

Partilerin vekil adayları kesinleşti, ancak en büyük gürültüyü CHP’nin listesi kopardı.

AKP’nin 466 vekil adayının arasında ‘heyecan’ yaratacak isim pek yok. Ancak gidişiyle konuşulanlar var: Mehmet Metiner, Burhan Kuzu gibi... Zaten aday gösterilenlerin 167’si halihazırda vekil- kaçının adını biliyorsunuz?

Kaldı ki AKP vekil adaylarının isimleri, liyakatı veya icraatı önemli değil. Çünkü AKP vekili olmak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözcülüğünü yapmanın ötesinde bir mana taşımıyor, taşıyamaz. Her şeye rağmen 466 adayın arasında 126 kadının olduğunu, 25 yaş altında 47 adayın bulunduğunu not düşelim...

MHP’yi de geçelim, zira heyecan sıfır. Şimdiye kadar kaç MHP’li vekili tanıyorduk ki yeni adaylarını konuşalım?

Bu durumda anamuhalefet partisinin vekil aday listesinin çok tartışılması normal... Zira Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanı adaylığı ve "Millet İttifakı" hamlesi ile CHP, uzun zaman sonra -nihayet- daha iddialı, proaktif bir siyaset güdüyor görünüyor.

Ancak hem İnce’nin ekibinin, hem aktif siyaset yapan, sosyal demokrat çoğu ismin liste dışı bırakılması; buna karşılık yaşını başını almış, sağ tandanslı, zayıf sayılabilecek isimlerin listede yer alması, CHP’nin ‘bildik CHP’ ayarlarından şaşmadığına delalet.

Hatta bu durum, bildik ayarların da ötesine geçen, Saadet-İyi ittifakıyla şekillenen bir CHP mi var dedirtiyor...

KOTA VAR AMA SEÇİLEMEYECEKLERİ YERDEN!

CHP’nin "sol" kanadını temsil eden isimlerin tırpanlandığı üzerinde duruldu. Fikri Sağlar, İlhan Cihaner gibi isimlerin yokluğu önemli işaretler. Ancak ötesinde bir durum sözkonusu:

Özellikle OHAL döneminde Meclis’te aktif olan, hak, adalet ve eşitlik konusunda sözünü esirgemeyen, çoğu isim adeta cezalandırıldı. Neden ve hangi amaçla? Belki yakında öğreniriz.

En üzücü olanı, kendini "modern, laik" diye tarif eden ve kadın seçmenden Türkiye ortalamasının üzerinde oy alan bir partinin, kadınları yok sayması.

Evet, doğrusu bu: Yok saymak! Üç büyükşehirde birinci sırada kadın siyasetçi yok. Şenal Sarıhan, Gaye Usluer gibi başarılı, çalışkan kadın vekiller yok. Partinin genç, parlak isimlerinden, aynı zamanda CHP’nin değişim ihtiyacını yüksek sesle dile getirenlerden Selin Sayek Böke listede. Ancak birlikte hareket ettiği isimler yok!

CHP parti karar organlarında yüzde 33 kadın kotasına geçmişti; milletvekili aday listesinde de güya kotaya uyuldu. Kota var da seçilebilir yerlerde değiller!

Nergis Demirkaya’nın kulis haberine göre yöneticiler durumu "kadın aday başvurusundaki eksikliğe" bağlamış.

Buyrun size tipik bir erkek söylemi. Dünyada hem siyasette, hem iş hayatında kadınların önünün açılması için yapılan düzenlemelerden, uygulamalardan CHP bihaber mi? Teşkilatlarda canla başla çalışan binlerce kadın yok mu? Dışarıdan etkin isimlere teklif götürülemez miydi?

Mesele cinsiyet değil. Kadın siyasetçilerin sayısı ve niteliği, bir partinin uygulayacağı sosyal, özgürlükçü ve eşitlikçi politikalarla birebir ilintili... 

İYİ PARTİ: TEK ADAMA KARŞI TEK KADIN MI?

Türkiye’nin tek kadın Cumhurbaşkanı adayını çıkaran İyi Parti’ye bakalım. Meral Akşener, siyasetinde kadınlara öncelik vereceğini vurguluyor. Ancak Akşener’in partisi anlaşılan "tek adam"a karşı "tek kadın"dan müteşekkil!

Zira açıklanan aday listesinde büyükşehirlerin ilk üç sırasında yine kadınlar yok. Katledilen akademisyen Necip Hablemitoğlu’nun eşi, Prof. Şengül Hablemitoğlu ancak İzmir 2. Bölge, üçüncü sıradan aday. Haricinde "İYİ", kadınlara ancak birkaç taşra şehrinde öncelik vermiş: Erzincan’da ev hanımı Ayşe Şükran Alptekin, Isparta’da "Demirel’in doktoru ve manevi kızı" ünvanını taşıyan Aylin Cesur Demirel.

Peki kadınların bu kadar eksik temsil edildiği bir parti, nasıl kadın politikalarında iddialı olabilir?

HDP de listesini açıkladı; 100 civarında kadın adayın ismi geçiyor. Sadece sayıca değil, büyükşehirlerin ilk sıralarında kadınları aday göstermesiyle HDP, bir kez daha en eşitlikçi siyasi parti ünvanını koruyor.

Seçim propagandaları, vaatleri, manifestoları havada uçuşurken seçmen, temsiliyeti ne kadar önemsiyor? Acaba kadın ve genç politikalarının mütemadiyen ikinci, hatta üçüncü plana atılması, 24 Haziran’a nasıl yansıyacak?

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi