Oğuzhan Müftüoğlu: Esas olarak muhalefetin güçleneceğinden korkuyorlar

Oğuzhan Müftüoğlu: Esas olarak muhalefetin güçleneceğinden korkuyorlar
Bir dönemin devrimci mücadelesinin liderlerinden Oğuzhan Müftüoğlu 24 Haziran seçimlerini, Anayasa referandumunun ikinci turu olarak gördüğünü söyledi.

POLİTİKA - Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kala sosyalist muhalefette ve CHP'de kimin aday olacağı konusundaki belirsizliği hala devam ediyor. Erken seçim sürecini ve adaylık tartışmalarını değerlendiren bir dönemin devrimci mücadelesinin önder isimlerinden Oğuzhan Müftüoğlu, erken seçimi bir seçim meselesi olarak görmediğini söyledi.

24 Haziran’da gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçiminin Nisan 2017’deki Anayasa değişikliği referandumunun ikinci turu olarak gördüğünü de belirten Müftüoğlu, Bahçeli’nin Anayasa değişikliği referandumunda da yaptığı gibi alelacele ortaya attığı erken seçimin, 'erken seçim istemek vatan hainliğidir' diyenler tarafından kabul edildiğini ifade etti. 2002 yılında içinde bulunduğu koalisyonu zorla erken seçime götüren Bahçeli’nin, seçimde tepetaklak olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, "Ben dilerim ki Bahçeli, 2002’de yaptığı şeyi yine tekrarlar. Kendi oyunlarıyla sırt üstü gitmiş olsunlar. Tarih böyle ivmelerle doludur" dedi.

'ERKEN CEÇİME 2017 REFERANDUMU'NUN YENİLENMESİ DİYE BAKMAK GEREKİR'

BirGün Medya’ya konuşan Müftüoğlu, normal şartlarda 2019’da yapılması gereken seçimlerin, o tarihe kadar AKP-MHP ittifakında iktidarın yürütemediği sisteme karşı tepkilerin daha da büyümesi yönüyle endişe yarattığının altını çizdi:

 "Esas olarak giderek muhalefetin güçleneceğinden korkuyorlar. Zaten hile hurda ile elde ettikleri iktidarı 2019’a kadar elde tutmaya çalışırlarsa, ellerindeki iktidarı çamura saplayacaklarından hem de ellerinden kaybedeceklerinden korktular" dedi. Müftüoğlu 24 Haziran seçimi için, "Buna da ben 2017 Referandumu’nun yenilenmesi diye bakmak gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı o zaman olduğu gibi bugün var olan seçimde iktidar partilerine evet demek, başkanlık sistemine evet demektir. Bu yeni rejime hayır demek, Erdoğan’ın şahsında getirilmeye çalışan dinci, otoriter, sermayeden ve kâr hırsından başka bir şey düşünmeyen sisteme hayır demektir. Erken seçim meselesini biraz böyle görüyorum. Bu seçim Erdoğan’a evet mi, hayır mı diyorsunuz demektir."


 

'BOYKOT, İLERİCİ GÜÇLERİN SAVUNACAĞI BİR ŞEY DEĞİL'

BirGün Medya’dan Ece Zereycan'ın gündemde tartışılan bir konu olmamasına rağmen dile getirdiği 'boytkot olasılığı' sorusuna da yanıt veren Oğuzhan Müftüoğlu,

"Boykot, 2010’daki referandumunun evet olarak geçmesi anlamına geldi. Çekimser olmak, evet demektir. Boykotun ilerici güçler tarafından savunulacak bir şey olduğunu düşünmüyorum" dedi.

Oğuzhan Müftüoğlu’nun seçim sürecine ilişkin açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

'HER YALANI SÖYLÜYOR HER SAHTEKARLIĞI YAPABİLİYORLAR'

"Düşünün, eskiden erken seçim olup olmayacağına parlamentoda karar verilirdi. Milletvekilleri, hükümetler Meclis’te tartışırdı. Ama şimdi öyle değil. Bir gün beyefendinin yardımcısı "Hadi hadi seçime gidelim!" dedi; beyefendi gece düşündü, sabah da "En erken tarihte gidelim" dedi ve öyle oldu. Tartışılma olmadan, gerçek sebepleri tartışılmadan, millet fala bakar gibi acaba bunu neden yaptılar, hangi sebepten yaptılar diyemeden bu karar alındı. Normalde bir demokratik sistemde her şey berrak ve şeffaftır. Toplumun karşısına geçilir, karar verilir. Meclis de bunu tartışır. Herkes bilir ne olduğunu. Şimdi yorumcular yorum yapıyor kahve falına bakar gibi. Bütün bir toplumla alay eder gibi." Müftüoğlu şunları kaydetti: "Beyefendi televizyona çıktı ve ‘Muhalefet partisi ‘erken seçim, erken seçim’ dedi, ben de onun ısrarına dayanamadım; ‘işte hodri meydan, işte seçim!’ dedim’ dedi. Böylesine bütün milletin aklıyla, milletin aptal olduğuna kani olmuş gibi her şeyi, her yalanı, her sahtekârlığı yapabiliyorlar.

'GÜL'ÜN ADAYLIĞI ERDOĞAN'I SEVİNDİRİR'

Şaka gibi. Buna müstahak bir seçmenin olmadığını düşünüyorum. İnönü’nün bir lafı var o aklıma geliyor. İnönü şöyle diyor: ‘Ben de herkes gibi hata yaparım. Ama bir farkla; bir hatayı bir kere yaparım.’ CHP ikinci kez Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir hatayı yaparsa gerisini kendileri düşünmesi lazım. Mesele Erdoğan meselesi değil. Erdoğan üzerinden bir sistem oturtuluyor. Muhalefet liderleri, ‘Başkanlık sistemini değil eski sistemi savunuyoruz’ diyorlar. Bu yenilgiyi baştan kabul etmek demek. Eski sistem kırık bir biçimde çalışıyordu. Eski sistem 12 Eylül’e dayanan bir sistem ve demokrasiyle uzak yakın alakası olmayan tamamen anti demokratik hükümlerle, barajlarla, partilerin içerisinde tek adam diktatörlüğüne izin veren, bir kişinin parti içerisinde karar vermesini sağlayan bir sistem. Onun yerine gerçekten demokratik, eşitlikçi, özgürlükçü bir sistem önermek gerekir. Bence Gül önerisine en çok sevinen kişi Tayyip Erdoğan olmuştur. Onun işini çok daha kolaylaştırır diye düşünüyorum."

(Haber Merkezi)

Öne Çıkanlar