OHAL Raporu: Mahalleler arasındaki duvarlar yıkılıyor

OHAL Raporu: Mahalleler arasındaki duvarlar yıkılıyor
'Hak ve Adalet Platformu' OHAL sürecinin mağduriyetlerini araştırdı. Araştırma, toplumla devlet arasında derin yarılmalar olduğunu ortaya koydu.

Fatma YÖRÜR


ARTI GERÇEK – Hak ve Adalet Platformu'nun oluşturduğu OHAL Araştırma ve Raporlama Komisyonu, ‘15 Temmuz 2016 Sonrası OHAL’de Yaşanan Hak İhlalleri ve Sosyal Boyutları’ raporunu bugün İstanbul Taksim Hill Otel’de paylaştı.

Türkiye’nin 82 ilinden 2 bin 29 kişi ve dünyanın 40 ülkesinden 144 kişinin katılımı ile yapılan araştırmaya toplam 2 bin 173 kişi katıldı. Rapora göre, OHAL devlet ve toplum ilişkilerinde yarılmalar yaratırken, yansımaları toplumsal kesimlerde mağduriyet kardeşlikleri kurulduğunu gösteriyor. Hukuk güvencesinin toplumun kesimlerini ayırmaksızın ortadan kalktığını belirten araştırma, devlet kurumlarının işleyiş mekanizmalarının bozulduğunu ortaya koyuyor. Bu durumun yarattığı güvensizliğin ciddi ekonomik ve sağlık sorunları yarattığını belirten araştırmacılar, bu yıkımın uzun vadeli sonuçları olacağına dikkat çekiyor.

Rapor, OHAL ve KHK’lerin ortaya çıkardığı maduriyetlerin birey-toplum ve birey-devlet ilişkilerine verdiği zarar ile toplum-devlet ilişkilerinde ortaya çıkan yarılmaları verilerle paylaşıyor.

OHAL’in yarattığı mağduriyetleri ele alan raporun sunumunu Hak ve Adalet Platformu Sözcüsü Ömer Faruk Gergerlioğlu, KHK ile ihraç edilen akademisyen-yazar Cihangir İslam, AKP Eski Belediye Başkanları’ndan Nurten Ertuğrul, KHK ile akademiden ihraç edilen Doç. Dr. Bayram Erzurumluoğlu yaptı.

Nurten Ertuğrul sözlerine "Adaletin dışa vurumu hukukla olur" diyerek başladı. "557 gündür devam eden OHAL sürecini rapor ettik" diyen Ertuğrul, sürecin yarattığı mağduriyetlerin bu raporla daha belirginlik kazandığını ve mağdurların yaşadığı korkulara değindi.

'OHAL YIKIMINA KARŞI TOPLUMUN DUYARSIZ KESİMLERİNİ DE KONUŞMALIYIZ'

Platform Sözcüsü Gergerlioğlu da OHAL’in amacını aşıp, Türkiye’nin en büyük sorununa dönüştüğünü belirterek, "Bugün Türkiye’nin en büyük sorunu OHAL ve KHK sonucu oluşmuş ihlallerdir. Bu rapor bu ihlalleri hem Türkiye hem dünya medyasına sunmak için ortaya koyuldu." dedi.

OHAL’in derhal kaldırılması için üç gerekçe sunan Gergerlioğlu, bu şartların teknik olarak sürdürülemez olduğuna, OHAL dışında aciliyeti olmayan konuların bu kapsamda ele alınarak iktidarın kendini güçlendirme aracına dönüştüğüne ve şartların hukuk devletini ortadan kaldırdığına dikkat çekti.

OHAL’in yarattığı ekonomik ve sosyal yıkımı raporun açıkça ortaya çıkardığını belirten Gergerlioğlu, bir diğer sorunun yaşanan bu büyük yıkıma karşı kamuoyunun yabancılaşması ve duyarsız davranması olduğunu belirtti: "Son 1,5 yıldır yasadışı uygulanan OHAL’de ihlaller çok fazla; ekonomik, sosyal mağduriyet çok fazla. Boşanmalar, intiharlar, sosyal ilişkilerin bozulması, hastalıklar, mağduriyet sonucu çocukların hastalıkları, engelli maaşı verilmeyen insanlar gibi sosyal hak gaspları, anne-baba tutuklu çocuklar, ortada kalan aileler toplumun adeta gözlerini kapattığı bir dramı sergiliyor. Veli Saçılık, Nuriye-Semih, Acun Karadağ direnişin fedakar insanları. Bunlar açlık grevi dolayısıyla tutuklandılar" dedi. Son KHK ile artık hukuk devletinin tamamen ortadan kaldırıldığını belirten Gergerlioğlu, hazırlananın bir iç savaş senaryosu olduğuna dikkat çekti. "Gösteri anında vurulsanız kimse ceza almayacak. Tek tip kıyafet, darbe günleri örneği" diyerek bu raporun yüzbinlerin sesi olmaya çalıştığını belirtti.

‘MUHAFAZAKAR MAHALLEDENİM, BİZ SOKAĞA ÇIKMAYI BİLMEYİZ, EYLEMİM BU RAPOR OLDU’

KHK ile ihraç edilen akademisyenlerden Bayram Erzurumluoğlu, Temmuz ayında başlayan bu araştırmaya yoğun bir mesai ve emek harcadıklarını belirterek, "Ben 672 sayılı KHK ile akademiden ihraç edildiğimden Ex. Doç. Dr. diyeceğim kendime. Muhafazakar mahalleden gelen bir insanım, ihraç edildiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. Sol ve demokrat kesimler eylemler yapıyordu. Sayın Gergerlioğlu beni bu araştırmaya çağırdığında ‘benim eylemim de bu olacak’ dedim. Bizler sokağa çıkmayı bilmeyiz. Veli Saçılık’tan farklı olarak benim eylemim bu araştırma oldu. Onun direnişini de buradan selamlıyorum" dedi.

‘ÇOCUKLARIM ÖTEKİ MAHALLENİN ÇOCUKLARIYLA BÜYÜSÜN’

Araştırma kapsamında konuşan bir KHK mağduru polisin sözlerini paylaşan Erzurumluoğlu, polisin sözlerini şu ifadelerle aktardı: "21 yıl polis olarak çalıştım. Mesleğin ilk yıllarında Ankara’da bir eylemde solcular sosyalistler ‘Susma sustukça sıra sana gelecek’ diyorlardı. O gün tüylerim ürperdi ama kendi kendime ‘Yok canım işini düzgün yapan, kimseye karışmayan birine bir şey olmaz’ dedim. Ama haklı çıktılar."

Bu sözleri paylaşan araştırmacı, bu ifadelerin bu toplumun zihin yapısını da ortaya koyduğunu belirterek, polisin şu sözleriyle devam etti: "Onlar bu toplumun öteki mahallelerindeki insanlardı, benim başıma bunlar geldiğinde onlar yine sokakta ‘Hak, hukuk diye bağırırlarken gördüm onları, benim onlarla konuşmam için artık çok geçti. Dedim ki o gün kendi kendime ‘Çocuklarım öteki mahallenin çocuklarıyla büyüsün.’ Ben çocuğumu onların direnişiyle tanıştıracağım."

Bu sözlerin mahalleler arasında duvarların yıkılmaya başladığını gösterdiğini belirten Erzurumluoğlu, mağduriyet kardeşlikleri doğduğunu da bu raporla gördüklerini belirtti. Kendisinin de hiçbir zaman örgütlü olmadığını belirten Erzurumluoğlu, "Gördüm ki Nuriye ve Semih’in başına bir şey geldiğinde dostları vardı. Veli Saçılık özgürlük isterken yalnız değildi. Kendi kendime dedim ki ‘Seni içeri alsalar kimse sesini duymaz görmez. Çünkü örgütlü değilim’ diye konuştu.

‘BENDEN YANA SUÇ İŞLERSEN SÜMEN ALTI EDERİM’

Cihangir İslam, raporun sunum konuşmasında, binlerce akademisyenin ihraç edildiği bu süreçte çok az araştırmanın ortaya çıktığını, sadece ihraç edilen akademisyenlere değil tüm akademisyenlere bu süreçte büyük sorumluluk düştüğünü söyledi. İslam, "Bu yaşanan zulümleri sadece Türkiye’ye değil dünyaya duyurmakla yükümlüyüz" dedi. "Toplumca bir hezeyanı paylaşıyoruz" diyen İslam, AKP’nin tek parti döneminden taşıdığı zulümleri bugün yeniden yaşattığını belirterek, bu duruma karşı muhalefetin de samimi bir özeleştiri vermeyerek toplumsal güveni kazanamadığını belirtti.

RAPORUN TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

Son KHK’lere de değinen İslam, "Savaşın bile bir hukuku vardır. KHK’lar sadece geçmişe af getirmiyor geleceğe de diyor ki, benden yana suç işlersen sümen altı ederim. Geleceğe suç işleme hakkı veriyor bu KHK’ler. Bizler 28 Şubat ve 20 Temmuz’da aynı zulmü gördük, şu anda zulümlerin koalisyonu var. Ama bunlar Türkiye’nin tamamı değil, siz iktidarın seçim verilerini kabul etseniz bile yüzde 50 ‘hak, hukuk, adalet’ dedi. Ne bir kurtarıcı gelecek ne bir Mehdi, kaderimizle baş başayız ve çok şey yapabiliriz."

NAS: 'VELİ SAÇILIK'TAN ÖZÜR DİLİYORUM'

Eski ANAP Milletvekili Nesrin Nas panelde söz alarak, muhalefeti eleştirdi ve özeleştiri sundu: "Muhalefet partisi Anayasa Mahkemesi varmış gibi yaparak son KHK’ye ilişkin başvuruda bulundu. Anayasa Mahkemesi kendini işlevsiz ilan etti. Ana muhalefet  -mış gibi yaparak şeyler yapmaktan vazgeçmeli. Kendi mahallemizden çıkıp karşı mahallenin mağduriyetlerine kulak açtık. Şimdi mağduriyetlere değil daha iyi bir Türkiye hayaline sarılmalıyız. Veli Saçılık kolunu yitirdiğinde ben parlamentodaydım. Kendisinden özür diliyorum. Benim partim kararı geçiren parti ile koalisyondaydı. F tipine karşı parlamentoda arkadaşlarımla mücadele etmiştim. Sonuçlarının ağır olacağını biliyordum." 

‘İKTİDARIN BİR DOKUNUŞLUK ÖMRÜ VAR’

İlahiyatçı yazar İhsan Eliaçık da iktidarı Hazreti Süleyman’ın bastonuna benzeterek, "Canlı ve heybetli duran Süleyman'a cinlerden biri dokunduğunda Süleyman’ın ölü olduğu anlaşılır. Ama, o ana kadar canlı gibi bastonuna yaslanmış gözükür Süleyman. Dışarıdan bakıldığında çok güçlü görünenler, aslında bir dokunuşluk ömürleri vardır. Dokunduğunuzda onun çöktüğü anlaşılır. Biz dokunuşu yapamıyoruz. Saray’daki zat yaşayan bir ölüdür. Bizim bu dokunuşu yapmamız lazım" diye konuştu.

 

 

Öne Çıkanlar