‘Okul öncesi din eğitimi çocuklarda derin karmaşa yaratır’

Aynur TEKİN

ARTI GERÇEK -  Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okul öncesi ve ilkokul 1, 2, 3, 4’üncü sınıf öğrencileri için "Kur'an-ı Kerim Dersi Öğretim Programı" hazırladı. Programı, isteyen özel anaokulu ve ilkokullar uygulayabilecek.

Okul öncesi ve ilkokul öğrencilerine yönelik hazırlanan ‘Özel Öğretim Kurumları Kur'an-ı Kerim Dersi Öğretim Programı’ Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından onaylandı. Program kapsamında, okul öncesi ve ilkokul 1, 2, 3 ve 4. sınıflardaki öğrencilere seviyelerine göre Kuran eğitimi verilecek. İsteyen özel anaokulu ve ilkokullar, programı uygulayabilecek. Programın amacı, "Öğrencilerin Kuranıkerim okumanın öneminin farkına varmaları, namazda okunan dua ve sureleri usulüne uygun okumaları, dini duygu ve düşüncelerini güçlendirmeleri, namazda okunan dua ve kısa surelerin anlamlarını bilmeleri, milli, manevi ve ahlâki değerlere önem vermelerini sağlamak" olarak belirtiliyor."

"ÇOCUKLARDA STRES ve KAYGI YARATIR"

Tartışma yaratan düzenleme, programın özel kurslara dönüşerek yaygınlaşması ya da serbest etkinlik adı altında uygulanması gibi endişeleri beraberinde getiriyor. Çocuk gelişimi ve eğitimi uzmanı ve çocuk hakları savunucusu Ezgi Koman, "Din farkı gözetmeksizin okul öncesinde dinsel temelli programlar çocukların gelişimlerin önünde engeldir, gelişim hakkının ihlalidir" diyor.

Artı Gerçek’e konuşan Koman, çocuk gelişimi açısından çocukların soyut düşünme becerilerinin 11-12 yaşından sonra geliştiğini belirtiyor: "3-6 yaş gibi sadece somut düşünme döneminde olan çocuklara; çok fazla soyut kavramların yer aldığı dinsel eğitim programları uygulanması çocuklarda derin karmaşalara sebep olur. Onların güven duygusunu zedeler, çocuklarda korku, stres ve kaygı yaratır."

Programla ilgili yapılan açıklamada, Kur'an eğitimin kur sistemine göre yapılacağı ve toplamda 5 kuru kapsayan bir şekilde eğitim verileceği duyurulmuştu. Koman, "Çocukların seviyelerine göre öğretileceği söylense de bu kadar küçük yaşta verilecek ezbere dayalı öğretim, çocuklar için gelişimsel açıdan ağır yük oluşturabilir. Bu da onların başarı duygusunu zedeler. Ezbere dayalı öğrenmenin gerçek bir öğrenme olmadığı, eğitim bilimciler tarafından çok uzun yıllar önce tespit edildi."

HAK İHLALİDİR

Yetişkinlerin, çocukları kendi ideolojilerini aktaracak bir nesne olarak gördüklerine dikkat çeken Koman, "Çocukların bu şekilde nesneleştirilmesi yetişkinler tarafından kullanılması anlamına gelir ve bu çocuk hakları açısından hak ihlalidir. Bu yaştaki çocukların ihtiyacı olan; onların güven duygusunu geliştiren, yaşamı anlama ve anlamlandırma süreçlerine yardımcı olan, özgür düşünebilen bireyler olarak gelişimlerini sağlayan; kendilerini korkmadan gerçekleştirebilecekleri bilimsel, neşeyle, sevgiyle ve oyunla kurgulanmış eğitim programlardır" diye konuşuyor.