'Ölünce mi karar vereceksiniz?'

'Ölünce mi karar vereceksiniz?'
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in tutuklanmalarına dikkat çekerek, AİHM'in KHK mağdurlarına yönelik kararına tepki gösterdi.

POLİTİKA- CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Rakka üzerinden yüklendi. "Rakka’ya gideceğiz dedin. Orduya talimat verirsin, Bilal Bey’i de en öne koyarsın elinde bayrak gidersin Rakka’ya" diye çıkıştı. AİHM’e tepki gösteren Kılıçdaroğlu, Semih Özakça ve Nuriye Gülmen’in tutuklanmalarına da dikkat çekerek, "Onlar ölünce mi karar vereceksiniz" dedi. Damat tahliyelerine de dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "Kadri Gürsel’in evi yok mu" diye sordu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, partisinin grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüklenen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin 20 Temmuz darbesini yaşadığını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun konuşmaları şöyle: 

TERÖR BİTMEDİ: "‘Evet’ deyin terör bitecek" dediler, bütün billboardlarda yazılıydı. Televizyonlarda sabah öğle akşam bu propagandaları yaptılar. Referandum bitti, terör başladı. Onlar terörün devam edeceğini ne için halktan gizliyorlar. Teröre destek verenler terörü bitirir mi? Teröristlerin arkasını sıvazlayanlar terörü bitirir mi? Caddeler kazılırken, valiliklere bunlara dokunmayın diye talimat verenler terörü önleyebilir mi? Terörü önlemek akıl işidir, lafla terör önlenmez. Bunlarda da olmayan şey akıl. Bir parti düşünün aklını bir kişiye teslim etmiş. Düşünemiyor. Bütün hayat refleksleri dumura uğramış durumda. Gelecek talimatı bekliyor, talimata göre hareket edecek. Referandumdan bu yana yüzlerce askerimiz şehit oldu. Vatandaşımızın şimdi soru sorma zamanıdır. Terör niye bitmedi? Hayır oyu kullananlar bunu gayet iyi biliyorlardı. Terörün bitmeyeceğini de biliyorlardı. Şimdi ‘evet’ diyenler, elinizi vicdanınıza koyup, bu soruyu iktidar sahiplerine sormanız lazım.

ZEYTİNLİKLER: İktidar zeytini getiriyor, Parlamento ‘hayır’ diyor, geri çekiyorlar. Bir süre sonra bir daha getiriyorlar. Tam 6 kez geldi, 6 kez reddedildi. Şimdi 7. kez geldi, komisyona havale edildi. Siz zeytinden ne istiyorsunuz? Anadolu’nun gurur duyması gereken bütün insanların gurur duyması gereken bir ağaç. 1939 yılında zeytin korunsun diye özel yasası çıktı. Atatürk, zeytine de zeytin ağacına da büyük önem vermiştir. O hayattayken hazırlanmıştır tasarı ve Parlamento’dan geçmiştir. Biz 1939’da korunan zeytini 2017’de nasıl yok edeceğiz. Bu ülkenin duyarlı insanları varsa zeytini yok ettirmeyeceğiz. Bir de öyle bir tasarı getirmişler ki adı üretim reformu. Neyin üretimini yapıyorsunuz? Ağacı katlediyorsunuz. Buna izin vermeyeceğiz.

SAVCIYA AYRI BELGE: CHP’nin 15 Temmuz Darbe Komisyonu’nun hazırladığı rapora karşı yazılan şerh yazısı başlı başına bir rapordur ve 15 Temmuz’un bilinen bütün ayrıntıları burada yer almıştır. Ayrıca bu rapora girmeyen ama yine CHP’liler tarafından savcılıklara verilen özel dosyalar vardır. Orada da FETÖ içinde ordu içinde nasıl yapılandırıldığı bütün ayrıntılarla vardı. Ama bu rapora o girmedi.

AKP’YE GÜVENECEK MİSİNİZ?: 15 Temmuz’da bombalanan yer neresiydi? TBMM. Sabaha kadar çalıştılar, mücadele ettiler. Emek harcadılar, kurşunlara bombalara rağmen Meclis kürsüsünü terk etmediler. Bunun araştırılması için bir Komisyon kuruldu. Zor bela kuruldu. Kurulduktan bir süre sonra yan çizmeye başladılar. ‘Ne gerek var’ dediler. 26 Temmuz’da Komisyon kuruldu, 3 Ağustos’ta Grupbaşkanvekili ‘Şu anda komisyon kurmanın bir anlamı yoktur’ diyerek, komisyon kurmamaya çalıştı ve uzun süre üye vermediler. Komisyon kuruldu, olayın ana aktörleri gelip Parlamento’da beyanda bulunmaları lazım, ana aktörler iktidarın isteği üzerine gelmediler. Şimdi ben hayatını kaybeden 249 şehidin yakınlarına sesleniyorum: Bu darbenin bütün ayrıntılarıyla ortaya çıkmamasını öngören savunan elinden gelen herşeyi yapan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne hala güvenecek misiniz?

AÇIKLARI ORTAYA ÇIKACAK: Bir musibet bin nasihatten evladır. Böyle bir musibetle karşılaştık niye oturup araştırmıyorsunuz?  Getirdiler Komisyonun başına FETÖ terör örgütünü öven adamı oturttular.  Eski Genelkurmay Başkanları MİT müsteşarları geliyor, yenileri gelmiyor. Gelmek istiyorlar iktidar izin vermiyor. Ne için? Açığı ortaya çıkacak. Ayrıntılar ortaya çıkacak. Biz bunu söyleyince kızıyorlar, ‘FETÖ’yü mü destekliyorsunuz’ diyorlar. Hayır biz TC vatandaşlarını destekliyoruz.

SAVCILARA MÜDAHALE: Savcıların iddianamelerine müdahale ediyorlar. Savcı olayı araştıracak, darbeyi araştıran Savcıyı görevden alıyorlar. Bu soruyu sorunca da ‘FETÖ’yü mü destekliyorsunuz’ diyorlar. Hayır biz gerçeklerin ortaya çıkmasını istiyoruz. Bu davalar mahkemelerde görülürken televizyonda canlı yayınlansın dedik. Efendim ‘doğruyu söylemiyorlar’ diyorsunuz. Senin elinde belge varsa göster. Ama amaç o değil, amaç o olayı nasıl kapatırız. Biz bu olayı kapattırmayacağız. Darbe öngörülüyordu, biliniyordu. Önlenmedi ama bu darbeden fırsat çıkardılar 20 Temmuz’da başka bir darbe yaptılar.

FEHMİ KORU’YU NEDEN PENSİLVANYA’YA GÖNDERDİNİZ: 17 / 25 de bir darbe girişimiydi diyorlar. Ne kadar samimi? Madem 17/25 Aralık’ı milat alıyorsunuz, neden 17/25 sürecinde gazeteci Fehmi Koru’yu Pensilvanya’ya gönderdiniz. Neden? Yani ‘biz elini öpüyoruz, eteğini öpüyoruz, istirham ediyoruz Sayın Koru, arzu edersen sana Başbakanlık Cumhurbaşkanlığı uçağını veriyoruz’ diyorsunuz. Ne demiştim. Bir ipte iki cambaz oynamaz.

DARBENİN SİYASİ AYAĞI: Bu darbenin siyasi ayağı yok mu? Baklavacı buldunuz, çikolatacı buldunuz, esnaf, hakim, savcı, öğretmen, öğrenci buldunuz ama siyasetçi yok. Yok mu? Elbette var. Kim? İktidar sahipleri. Onlar iktidar sahipleri.

20 TEMMUZ DARBESİ: Darbe olunca ne olur? 1971 de yaşadık, 1980 de yaşadık. Darbe olduktan sonra neler yaşandı. ve 20 Temmuz’dan sonra Türkiye neleri yaşıyor. Meclis devre dışı bırakılır. 20 Temmuz’dan sonra TBMM büyük ölçüde devre dışı bırakıldı. Türkiye olağanüstü KHK’larla yönetiliyor. Darbe dönemlerinde yaşanan süreci şimdi yaşıyoruz. O yüzden 20 Temmuz u darbe sürecinin başlangıcı olarak kabul ediyoruz. OHAL KHK’ları darbe girişimini bitirmek ya da bu süreci sonlandırmak için mi? Hayır.  Normal olağan akışı içinde yapılması gereken çok şey bu kararnamelerle düzenlendi. Buna yolu Anayasa Mahkemesi yol açtı. Anayasa Mahkemesi, korkudan, ‘ya bizi de içeri atarlarsa’ dedi.

SİZ YARGIÇ DEĞİLSİNİZ: Buradan AYM üyelerine seslenmek isterim. Önünüzde gazetecilerin dosyası var. Neden karar vermiyorsunuz. Talimat mı gelmesi lazım. Gözünüzü niye Saray’a diktiniz. Saray’dan talimat bekliyorsanız siz yargıç değilsiniz. Adalet dağıtamazsınız.

İYİ BİR KAYINPEDER BULMANIZ LAZIM: 3 günlük asker aylardır hapiste. Öğrenciler mi darbe yaptı. Hava Harp Okulu öğrencileri mi darbe yaptı. Komutan diyor ki ‘çıkın’. Onlar asker, çıkıyor. Ama siz onu alıyorsunuz aylardır öğrenciler hapiste. Neden? Annelerin suçu var. İyi bir kayınpeder bulmanız lazım. İyi bir kayınpeder.

İŞKENCE YAPILDI: Darbe dönemlerinin bir özelliği de hukukun askıya alınmasıdır. Anayasa askıya alınır. Bunlar da aynısını yaptılar. 20 Temmuz’da BM’ye bir dilekçe verdiler. Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme için. Dediler ki ‘biz tutulanlara insanca davranmayacağız ve adil davranmayacağız’. Kime söylediler BM’ye. Böyle bir ortamda işkence var mıydı vardı? Vardı. Kim servis etti? Anadolu Ajansı. Demek ki 20 Temmuz’dan sonra ikinci bir darbe yaşandı.

YENİ SUÇLAR OLUŞTU: Yeni suçlar oluşturuldu. Bankada hesabı olma suçu. Ceza Kanununda böyle bir hüküm yok ki. Çocuğu belli bir okula gönderme suçu yaratıldı. O okula kim izin verdi? Git onunla uğraş.

KADRİ GÜRSEL’İN EVİ YOK MU?: 150’nin üzerinde gazeteci hapiste. Üstelik bir kısmı bütün hayatları boyunca FETÖ ile mücadele etmişler, bütün kirli çamaşırlarını ortaya çıkardılar. Şimdi onlar FETÖ’cü diye içerideler. Damatlar serbest bırakılıyor. Tutuklama tedbirinden beklenen faydanın adli kontrolle sağlanacağı ve sabit ikametgahları olduğu gerekçesiyle. Parası olan serbest dayısı olan serbest. Gariban olan içeride. Kadri Gürsel’in evi yok mu? Murat Sabuncu’nun, Ali Bulaç’ın, Ahmet Şık’ın, Nazlı Ilıcak’ın, Altan Kardeşler’in, neden serbest bırakılmıyorlar. Sözcü Gazetesi’nin iki muhabiri, neden serbest bırakılmıyor. Çünkü kayınpederleri yok. Dayıları yok paraları yok. Parası olan kayınpederi olanın serbest bırakıldığı bir ortamda adaleti sağlayamazsınız. Bu ortam 20 temmuz darbe ortamıdır.

ADİL ÖKSÜZ’ÜN DAYISI: 18 Temmuz 2016’da sabit ikametgah sahibi olması ve delilleri karartma imkanı olmadığı gerekçesiyle Adil Öksüz de serbest bırakıldı. Onun kayınpederi dayısı kim bilmiyoruz ama onun kuvvetli bir dayısı vardı.

AİHM’E TEPKİ: AİHM karar vermiş. Bir komisyon kuruldu o komisyondan geçtikten sonra karar vereceğim dedi. Siz Türkiye’de ne olup bittiğini bilmiyor musunuz? Hangi komisyondan bahsediyorsunuz? İnsanlar hapishanelerde ölüyor, can veriyor, tıka basa dolu hapishaneler. Komisyon’a 5 ay bekledik üye atansın diye. Geciken adalet adalet değildir. Şu anda Türkiye’de yargı iktidarın tetikçiliğini yapıyor. AİHM bu konuma düşmemeli, bu konuma düşerse o kurum da saygınlığını yitirir. 

GAYRİ MEŞRU ANAYASA: Her darbe kendi hukukunu yaratır. 12 Eylül’e bakın kendi hukuku vardır. 12 Mart ın kendi Anayasası. 20 Temmuz darbesine bakın kendi hukuku kendi Anayasası vardır. Gayrimeşru bir Anayasa ile şu anda görev yapıyorlar.

YSK ÇETESİ: Yüksek Seçim Kurulu’ndaki bir çetenin öngörüsüyle gayri meşru bir Anayasa’yı dayattılar. Bu Anayasa yürürlükte olabilir ama meşru değildir. Anayasa’nın meşru olması ile yürürlükte olması farklıdır. Bu anayasaya göre yapılacak her şey gayri meşrudur.

NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA: İşlerinden atılan iki genç açlık grevi yapıyorlar. İnsan hakları heykelinin önünde ellerinde birer kağıt ‘işimi geri istiyorum’ yazıyor. Cam çerçeve dökmüyor kimseye saldırmıyorlar. Buna bile tahammül edemiyorlar. Neden? 20 Temmuz darbesi nedeniyle. Diktatörler nedeniyle dikta nedeniyle sonunda alıp hapse attılar.  AİHM, sizde de hukuk, vicdan var mı acaba? O insanlar öldükten sonra mı karar vereceksiniz?  

RABİA TARTIŞMASI: Geçen hafta ‘Arap dünyası kendi içinde kavga edebilir ama Türkye bu kavganın tarafı olmamalı. Taraf olursa sorunun bir parçası olur ama taraf olmazsa çözümün ana aktörü olur’ dedim. ‘Mısır, Suudi Arabistan İhvan’ı terör örgütü olarak görüyor, onun simgesini kullanma’ dedim. 7 Haziran’da Erdoğan, bir konuşmasında, ‘Bu işaretin içeriğinde ne var? Bunun içinde tek millet, tek vatan var. Acaba sen tek millet değil de çok millet mi istiyorsun’ dedi. Hakaretleri saymıyorum. Hakaret etmek aslında zavallılık işidir. Haklıysanız hakarete gerek yok. Haklılığını hakaretle kanıtlayamazsın. Tek millet tek devletten rahatsız değilim. Yalanlardan rahatsızım. Yalan söylemenden rahatsızım. O koltukta oturan biri yalan söylememeli.

RABİA’NIN İŞARETİ: ‘Bu işaret Rabia’nın nın değil’ diyor. 3 Kasım 2013’te partisinin kampında, ‘Rabia dünyanın her yerinde zulme baskıya yeter işaretidir’ dedi. Yani kullandığı işaretin Rabia olduğnuu söylüyor zaten. Şimdi inkar ediyor. Ne biçim adamsın kardeşim. Bir söylediğini ertesi gün yalanlıyorsun. Bunu hatırlatan adama her türlü hakareti yapıyorsun.  2014’te televizyon programında ‘Rabiayı kullanıyorum’ diyor. Ben bunu söyleyince kıyamet kopuyor.

GAZZE’YE GİDEMEDİ: ‘Gazze’ye gideceğim’ dedi. Tarih verdi. Üstelik gemilerle gideceğim dedi. Alnından öperim dedim. ‘Alnımı senin dudaklarınla kirletmem’ dedi. E peki git o zaman dedim, gidemedi.

BİLAL’İ EN ÖNE KOY: 8 Şubat 2017’de ‘sırada Rakka var, Rakka’ya gideceğiz’ dedi. ‘Buyur git’ dedim. Ordu elinde talimat verirsin, hatta Bilal Bey’i de en öne koyarsın. Elinde bayrak gidersin Rakka’ya.

29 nisan 2017’de ‘Koalisyon güçleriyle birlikte hep beraber Rakka’ya gideriz’ dedi. ‘Buyur kardeşim’ dedik. 18 Mayıs’ta ise ‘YPG ve PYG terör örgütüdür, ABD bu iki örgütle operasyona gidiyor, bize düşen sadece hayırlı olsun demektir’ dedi. İnanamıyorsunuz değil mi? Hani Rakka’ya gidiyordun. Şimdi buradan şikayet et. ‘Tutmayın beni Rakka’ya gideceğim’ diyordun. Tutan yok ki kardeşim buyur şimdi Rakka’ya git bakalım. Israrla bir soru soruyorum ve yanıt bekliyorum. Sayın Erdoğan Ramazan ayındayız. Mübarek aydayız, namus ve şeref kavramının bu topraklar için ne kadar değerli olduğunu biliyorum. 80 milyon adına soruyorum, namus ve şeref kavramı senin için ne anlama geliyor?  

 

Öne Çıkanlar