'Onlar Hasankeyf'e bakınca taş, Sur'a bakınca eskimiş kent görüyorlar'

'Onlar Hasankeyf'e bakınca taş, Sur'a bakınca eskimiş kent görüyorlar'
Sokağa çıkma yasaklarının gölgesinde, DTK, Diyabakır’da “Hasankeyf'ten Sur İçine Tarih, Toplum, Kültür, Doğa ve Kent Kırımını Durduralım”  konulu çalıştay düzenledi.

 Bahar KILIÇGEDİK


ARTI GERÇEK- Bölge’de yapımı devam eden barajlar ile ilgili tartışmalar sürerken, son iki yıldır uygulanan sokağa çıkma yasaklarının ardından kentlerde yıkımlarda başladı. Yıkımlar nedeniyle yüz binlerce insan yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kaldı. Bu bölgelerde tarihi yapılarında tahrip olması insanların yaşadığı trajediye, tarihsel yok oluşu da ekledi.

Diyarbakır’ın tarihi Suriçi ilçesindeki yapılar, farklı medeniyetlerin izlerini taşıyor. Her uygarlık Suriçinde bulunan camilere, kiliselere, hanlara ve çeşitli yapılara kendi kültüründen izler bırakmış. Tarihi Diyarbakır evleri ise zamana karşı direnç göstererek günümüze kadar ayakta kalabilmiş. Mimari tarihin en somut örneklerinin olduğu tarihi Suriçinde aylar önce başlayan yıkım hala devam ediyor.

 

YIKIMA KARŞI NASIL DURULUR ÇALIŞTAYI

Demokratik Toplum Kongresi, Sur başta olmak üzere bölgede yapımı devam eden barajlar, doğa katliamı ve tarihi yapıların yok edilmesi ile ilgili,   ''Hasankeyf'ten Sur İçine Tarih, Toplum, Kültür, Doğa ve Kent Kırımını Durduralım" başlığı ile çalıştay düzenledi. Yıkımın devam ettiği Suriçinde tarihi bir evde gerçekleşen çalıştaya, akademisyenler, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.  Çalıştayda, ‘Savaş ve Kent Yıkımları’, ‘Rant, Sömürü Doğa ve Toplum Talanı’, ‘Kentlerde Toplumsal Hafızaya Kültürel Tarihsel Soykırımla Mücadele’ ve ‘Kent Hakkı, Demokratik Kent Yönetimleri ve Mücadele Deneyimleri’ konuları tartışıldı.

 

ŞARK ISLAHAT PLANI UYGULANIYOR

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’e göre bölgede uygulanan sokağa çıkma yasaklarının ardından başlayan yıkımlarının nedeni asimilasyon politikaları. Devletin geçmişte "Şark Islahat" politikaları ile Kürtleri asimile etmeye çalıştığını belirten Güven, "Bu gün de yıkımlarla kentlerin demografik yapısı değiştirilmek isteniyor. Zorla göç ettiriyor, toplum kimliksizleştirerek, hafızasızlaştırarak bunun sonucuna ulaşmaya çalışılıyor. Bu demografik değişiklik yeni bir durum değil. Van’a Acem’ler, Ceylanpınar’a Afganlılar yerleştirilerek bu politika uygulandı. Şimdilerde ise Suriyeli mülteciler ile bu yapılmak isteniyor. Kürt illerine Suriyeli mültecilerin yerleştirilmesine masumane bakılamaz" ifadelerini kullandı.

 

BARAJLARIN KARARI MGK’DA ALINIYOR

Çalıştayda sadece kentlerin yıkımı değil, bölgede yapımı tamamlanan ve yapımı süren barajlarda tartışıldı. Su altında bırakılacak olan tarihi yapıların başında ise Hasankeyf geliyor. Hasankeyf ve benzeri tarihi yerleri sular altına bırakacak ve tarihi yok edecek projelere itiraz ettiklerini anlatan HDP Grup Başkan Vekili Ahmet Yıldırım, barajların ‘ekonomi’ değil, ‘güvenlik’ nedenleri ile inşa edildiğini söyledi. Baraj kararların Devlet Su İşleri veya Enerji Bakanlığı’nca alınması gerektiğini belirten Yıldırım, bölgede yapılan barajlarının Milli Güvenlik Kurulu’nda planlandığı ifade ederek "Baraj kararı nerden Milli Güvenlik Kurulunda alınıyor" diye soruyor.

 

ONLAR HASANKEYF’E BAKINCA TAŞ, SUR’A BAKINCA ESKİMİŞ KENT GÖRÜYORLAR

Bölgede tarihi, doğayı ve kültürü hedefleyen zihniyetin bakışının sorunlu olduğunu ifade eden Yıldırım, tahribatı gerçekleştiren zihniyeti şu sözlerle tanımladı;"Onlar Hasankeyf’e bakınca taş görüyorlar, Sur’a bakınca eskimiş kent görüyorlar. Bunun tarihsel göndermelerini maalesef düşünmüyorlar. Bizim karşı çıktığımız nokta budur. Onlar ile tarihe, doğaya, ekoloji, ekosisteme ve ağaca bakış açımız farklıdır. Onlar her şey de rant görürler."

 

BELLEK, BİLGELİK VE GELECEK HEDEFLENDİ

Yıldırım’a göre bu yıkımların nedeni sadece ekonomik rant değil. Yıllardır uygulanmaya çalışılan asimilasyon politikalarını da bu yıkıma ve tahribata neden olarak gösteren Yıldırım, "Son 2,5 yıldır bölgede yürütülen politikalardan kaynaklı olarak, Kürt’e dair ne varsa, onların tarihsel kökleri ile koparılıp ortadan kaldırılması isteniyor.  Zaten tarihsel bağlardan bağlarını koparmak hafızadan koparılmaktır. Sur döneminde hedef olan bütün karakterlerin birer metafor özelliğinde olduğunu düşünüyoruz. Bu halkın dinine düşkünlüğünü ve kutsallığını bildiği için kutsal mekanı hedef aldılar.  Bilgeliğe, toplumsal hafızaya tekabül ettiği için yaşlıyı hedef aldılar. Çocuklarla geleceği hedeflediler. Bunların hiçbirinin öyle masumane öyle çatışma ortamında yitirdiğimiz canlar olduğunu görmüyoruz. Bunların tümün bilinçli seçildiğini biliyoruz" diye konuştu.

 

TOPLUMSALLIK YIKILMAK İSTENİYOR

 Kayyum atanan Batman Belediyesi eski eşbaşkanı Gülistan Akel, sadece sokaklar ve evler değil, yıkımla o sokaklarda yaşayan toplumsallığın hedeflendiğini söyledi. Yıkımla birlikte Kürtlerin kendi topraklarından sürülmek istendiğini ifade eden Akel, "Bugün Sura müdahale etmek, tek başına evlere müdahale etmek anlamını taşımıyor. Sur eksenli kentsel yıkım, bir kentin hafızasına, toplumsallığına dönük bellek yıkımı yaratmak hedefini taşıyor" diye konuştu.(Diyarbakır)

Öne Çıkanlar