'Orta Vadeli Program enflasyonu artırmayacak'

'Orta Vadeli Program enflasyonu artırmayacak'
Maliye Bakanı Ağbal, vergi artışlarıyla gelen Orta Vadeli Program'ın gelir artırıcı tedbirler olduğunu, enflasyona katkısının olmadığını ifade etti.

EKONOMİ - İstanbul Finans Zirvesi'ne katılan Maliye Bakanı Naci Ağbal, kamuoyunda tartışmalara neden olan vergi artışlarını içeren Orta Vadeli Program (OVP) hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Ağbal, doğru ve isabetli bir bütçe yapıldığını söyleyerek, "OVP'deki kararlar enflasyona katkı yapmayan, gelir artırıcı tedbirlerdir" dedi.

AKP hükümetinin bugüne kadar 13 Orta Vadeli Program, 16 tane de bütçe hazırladığını hatırlatan Ağbal, geçen sene hazırlanan OVP'nin içinde bulunduğu global konjonktürle bugün mukayese edildiğinde mevcut konjonktürün geçen yıldan daha iyi olduğunu söyledi. Ağbal, gelişmiş ülkelerin öncülük ettiği bir büyüme rallisi olduğunu ve gelişmekte olan ülkelere sermaye akışının arttığını vurguladı.

İç konjonktürde de olumlu görünümün sürdüğünü aktaran Maliye Bakanı, yeni açıklanan 2018-2020 OVP'sinin siyasetin rasyonelleştirilmesi, siyasi istikrarın kalıcı olarak tesis edilmesi ve siyasi öngörülebilirliğin artırılması bakımından önemli olduğunu söyledi.

Ekonomik göstergelerin cesaret verici olduğunu belirten Ağbal, yüzde 5,5 üzerinde büyüme tahminlerinin olduğunu ancak ihtiyatlı tahminleri tercih ettiklerini aktardı. 

Öte yandan, Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlanan ve 2018-2020 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde büyümenin 3 yıl boyunca her yıl yüzde 5,5 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor. Program dönemi sonunda enflasyonun yüzde 5'e, işsizliğin yüzde 9,6'ya düşeceği tahmin ediliyor.

OVP'nin 10. Kalkınma Planı esaslarıyla uyumlu hazırlandığı, ilk uygulama yılı olan 2018'in 11. Kalkınma Planı'nın (2019-2023) baz yılı olması nedeniyle yeni plan dönemine geçiş için önem arz ettiği belirtildi.

OVP'nin temel amaçları; makroekonomik istikrarın korunması, beşeri sermaye ve iş gücü kalitesinin yükseltilmesi, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, istihdamın artırılması ve gelir dağılımının iyileştirilmesi olarak sıralandı.

Dünya ekonomisindeki gelişmelerin de analiz edildiği OVP'de, geçen yılın ikinci yarısından itibaren toparlanmakta olan küresel iktisadi faaliyetlerin özellikle gelişmiş ülkelerdeki güçlenen büyüme görünümüyle yukarı yönlü seyrettiği ifade edildi.

Küresel kriz sonrasında ivme kaybeden ve 2016'da yüzde 2,3 ile en düşük artış seviyesini gören dünya ticaret hacminin 2017'de yüzde 4, 2018'de yüzde 3,9 artmasının beklendiği bildirildi.

Brent Petrol  fiyatlarının bu yılın son çeyreğinde 50-55 dolar bandında olacağının öngörüldüğü OVP'de, 2017'de büyüme oranının gelişmiş ekonomiler için yüzde 2, gelişmekte olan ülkeler için ise yüzde 4,6 olmasının öngörüldüğü kaydedildi.

TÜRKİYE EKONOMİSİ

Türkiye'nin küresel kriz sonrasında hızlı büyüyen ülkeler arasında üst sıralarda yer aldığına işaret edilen OVP'de, 2010-2016 döneminde yıllık ortalama büyüme oranının yüzde 6,7 olarak gerçekleştiği belirtildi.

Bu yılın ilk yarısındaki büyüme oranının, yıl geneli için güçlü bir büyümeyi gösterdiği bildirilen OVP'de, bu dönemde net ihracatın büyümeye katkısının arttığının altı çizildi.

Söz konusu dönemde alınan mali tedbirlerin büyümeyi desteklediği belirtilirken, 2017'nin üçüncü çeyreğinde de yüksek bir büyüme hızının gerçekleşeceği tahmininde bulunuldu.

BÜYÜME

Orta vadede Türkiye ekonomisinde nitelikli istihdam oluşturan, enflasyon ve cari açık yaratmayan, ağırlıklı olarak yurt içi tasarruflar ve doğrudan yabancı yatırımlarla finansa edilen, yatırım ve ihracata dayalı bir büyüme yapısının amaçlandığı kaydedildi. 

Bu çerçevede program döneminde üretken alanlara yönelik yatırımlarla desteklenen, verimlilik artışına dayalı bir büyüme stratejisiyle her yıl yüzde 5,5 büyüme hedeflendiği ifade edildi.

KAMU MALİYESİ

Program çerçevesinde kamu kesimi genel dengesinin, 2018 yılında GSYH'ye oran açısından yüzde 2,1 açık vermesi ve açığın program dönemi sonunda yüzde 1,3 seviyesine gerilemesi bekleniyor.

Gelecek yıl sonunda yüzde 1,9 olacağı tahmin edilen genel devlet dengesi açığının, 2020 yılı sonunda yüzde 1,3'e gerilemesi hedefleniyor.

Bu yıl yüzde 2 olacağı tahmin edilen merkezi yönetim bütçe açığının GSYH'ye oranının 2018 sonunda yüzde 1,9'a, program dönemi sonunda da yüzde 1,6'ya düşürülmesi öngörülüyor. 

2018 yılında GSYH'ye oran olarak yüzde 1 olması tahmin edilen program tanımlı kamu kesimi açığının, program dönemi sonunda yüzde 0,2 fazlaya döneceği tahmin ediliyor.

ÖDEMELER DENGESİ

Gelecek 3 yıl süresince ihracatın reel olarak yıllık yüzde 5,8, ithalatın da yüzde 4,7 artacağı tahmin edilirken, 2018 yılı sonunda 169 milyar dolar olması beklenen ihracatın dönem sonunda 195 milyar dolara; 237 milyar dolar olması beklenen ithalatın da dönem sonunda 272 milyar dolara ulaşması amaçlanıyor.

Cari açığın milli gelire oranının 2018 yılı sonunda yüzde 4,3 olarak gerçekleşmesi, söz konusu oranın program dönemi sonunda yüzde 3,9'a gerilemesi bekleniyor.

Enerji ithalatının yurt içi yenilenebilir kaynakların kullanımının artması ve Petrol  fiyatlarında makul artışların kaydedilmesine bağlı olarak gelecek yıl sonunda 42 milyar dolar olacağı, program dönemi sonunda da 49 milyar dolar seviyesinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.

Seyahat gelirlerinin de gelecek yıl 23 milyar dolar olacağı, program dönemi sonunda 29 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor. 

ENFLASYON VE İSTİHDAM

Gelecek 3 yıl için enflasyon ve istihdam beklentilerinin de yer aldığı program kapsamında, 2018 yılında enflasyon oranının yüzde 7 olması, dönem sonunda da yüzde 5 olarak gerçekleşmesi hedefleniyor.

İstihdam açısından bakıldığında iş gücüne katılım oranının bu yıl yüzde 52,7, 2020 yılı sonunda yüzde 54,7 olarak gerçekleşmesi planlanıyor. İstihdam oranının bu yıl yüzde 47, program döneminin sonunda da yüzde 49,5 olması öngörülürken, istihdam edilen kişi sayısının 2020 yılı sonu itibarıyla 31 milyon 369 bine ulaşacağı varsayılıyor. 

İşsizlik oranının da bu yıl yüzde 10,8, program dönemi sonunda yüzde 9,6 seviyesinde gerçekleşmesi hedefleniyor.

2018-2020 dönemi yeni OVP'de yer alan temel ekonomik büyüklükler şöyle:

  2017 2018 2019 2020
BÜYÜME        
GSYH (Milyar TL) 3.035 3.446 3.872 4.321
GSYH (Milyar Dolar) 847 923 988 1.074
SAGP'ye Göre Kişi Başı Milli Gelir (Dolar) 26.140 27.915 29.804 31.774
GSYH Büyümesi 5,5 5,5 5,5 5,5
Toplam Tüketim (Sabit Fiyatlarla Yüzde Değişim) 4,4 3,9 4,2 4,1
Toplam Sabit Sermaye Yatırımı (Sabit Fiyatlarla Yüzde Değişim) 4,8 5,5 5,9 5,9
Toplam Yurtiçi Tasarruf/GSYH 25 25,5 26,1 26,5
Toplam Nihai Yurtiçi Talep (Sabit Fiyatlarla Yüzde Değişim) 4,5 4,4 4,7 4,6
Net İhracatın Büyümeye Katkısı 1,3 0,8 0,7 0,7
İSTİHDAM        
Nüfus(Bin Kişi) 80.092 80.893 81.677 82.447
İş Gücüne Katılma Oranı (Yüzde) 52,7 53,4 54,1 54,7
İstihdam Düzeyi (Bin Kişi) 28.152 29.193 30.281 31.369
İstihdam Oranı (Yüzde) 47 47,8 48,7 49,5
İşsizlik Oranı (Yüzde) 10,8 10,5 9,9 9,6
DIŞ TİCARET        
İhracat (Milyar Dolar) 156,5 169 182 195
İthalat (Milyar Dolar) 222 237 253 272
Ham Petrol  Fiyatı-Brent (Dolar/Varil) 52 54,5 57,5 60
Enerji İthalatı (Milyar Dolar) 35 42 45 49
Dış Ticaret Dengesi (Milyar Dolar) -65,5 -68 -71 -77
İhracat/İthalat (Yüzde) 70,5 71,3 71,9 71,7
Dış Ticaret Hacmi/GSYH(yüzde) 44,7 44 44 43,5
Seyahat Gelirleri (Milyar Dolar) 20 23 26 29
Cari İşlemler Dengesi (Milyar Dolar) -39,2 -40 -40,9 -41,9
Cari işlemler Dengesi/GSYH (Yüzde) -4,6 -4,3 -4,1 -3,9
Altın Hariç Cari İşlemler Dengesi/GSYH(Yüzde) -3,7 -4,2 -4 -3,7
ENFLASYON        
GSYH Deflatörü 10,3 7,6 6,5 5,8
TÜFE Yıl Sonu (Yüzde Değişim) 9,5 7 6  

 

 

 

Öne Çıkanlar