Piyasa beklentisi salı günü faiz artışı yönünde

Piyasa beklentisi salı günü faiz artışı yönünde
Merkez Bankası'nın salı günü açıklayacağı faiz kararına ilişkin ekonomistler, 75-100 puan artış bekliyor. Faiz artışı olmazsa yeni bir satış dalgası gelebilir...

Ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) 24 Temmuz'da gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizinde artış olacağını tahmin ediyor.

Ekonomistler, Merkez Bankası'nın bu ayki PPK toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 75 baz puan ve üzerinde artırabileceğini öngörüyor.

Türk Ekonomi Bankası (TEB) Finansal Piyasalar Strateji Müdürü Erkin Işık, haziran ayında fiyatlama baskısı açısından önemli gösterge olduğunu düşündüğü hizmet fiyatlarının hem yıllık artışının, hem de üç aylık trendinin sert yükseliş gösterdiğini anımsattı.

Bunun da enflasyonda belirgin bozulma eğilimine işaret ettiğini söyleyen Işık, "Merkez Bankası nisan-haziran aylarında 5 puanlık güçlü faiz artışı yapmış olmakla birlikte, enflasyon görünümünün bu kararlar alınırken öngörülenden bile daha kötü olduğunu düşünüyorum ve bu doğrultuda da PPK toplantısında 75-100 baz puanlık daha artırım olacağını düşünüyorum." dedi.

Işık, ayrıca piyasaların şu andaki ana gündem maddesinin gelecek dönemde uygulamaya konulacak ekonomi politikası çerçevesi olduğunu vurguladı.

Bu açıdan, faiz kararının aynı zamanda gelecek dönemde para politikası yaklaşımı konusunda da gösterge olacağını ifade eden Işık, bu yüzden faiz artırım kararının hem kur, hem de uzun vadeli faizlere olumlu etkisi olacağını dile getirdi.

İSTİKRAR AÇISINDAN FAİZ ARTIŞ YARARLI

Turkey Macro View Consulting Yönetici Direktörü Sözer de, yakın zamanda açıklanacak piyasa dostu ekonomi politikaları ile risk priminin düşebileceğine inandıklarını belirtti.

Bununla birlikte, halihazırda zayıf TL'ye ve enflasyon beklentilerindeki bozulmaya önlem olarak TCMB'nin politika faizini 75 baz puan artırmasının makroekonomik istikrar açısından yararlı olacağını ifade eden Sözer, şunları kaydetti:

"Piyasa faizleri TCMB'ye kredibilite sunmaya devam etse de, enflasyonun kısa vadede yüzde 15,4'ten yüzde 17'ye kadar yükseleceğini ve ekim ayına kadar enflasyonda en yükseğin geride kaldığını söylemenin zorluğunun TCMB'nin manevra alanını daraltacağını öngörüyoruz. Dezenflasyonist maliye politikaları ve güçlü yapısal reformlarla TCMB'nin desteklenmesi halinde ise piyasa faizleri üzerindeki baskının düşünülenden daha erken bir zamanda hafifleyeceğini değerlendiriyoruz."

KARAR YATIRIMCI GÖZÜNDE TURNUSOL KAĞIDI İŞLEVİ GÖRECEK

QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı ise son dönemde ise yatırımcılar nezdinde, Türkiye ekonomisinin geçmiş yıllarda birikmiş sorunlarına orta vadede çözüm getirebilecek politikaların oluşturulup oluşturulamayacağına, daha kısa vadede ise TCMB'nin bağımsız ve piyasa dinamiklerinin gerektirdiği adımları atıp atamayacağına dair endişelerin hiç olmadığı kadar yoğunlaştığını ifade etti.

Bu anlamda, salı günkü toplantının ekonomi yönetimine dair güvenin sağlanması yolunda çok kritik olacağını ve yatırımcı gözünde adeta bir turnusol kağıdı işlevi göreceğini belirten Kanlı, temmuz ayında çok endişe verici biçimde bozulan enflasyon görünümü ve piyasalardaki güven kaybının TCMB'nin en az 100 baz puanlık faiz artışını gerekli kıldığını söyledi.

Kanlı, nitekim TCMB'nin de son enflasyon değerlendirme raporunda bozulan enflasyon görünümüne vurgu yaptığını hatırlatarak, "Bu çerçevede, TCMB'den 100 baz puan ve belki biraz daha fazla bir faiz artışı bekliyorum. Bu yapıldığı taktirde, yatırımcının para politikası ve TL'ye dair endişeleri azalabilir. TL ve finansal piyasalarda olumlu görünüm ortaya çıkabilir. Ancak, diğer taraftan, piyasa beklentilerine cevap verilememesi halinde piyasalarda yeni bir satış dalgasının gelmesi çok olası. Böyle bir durumda, daha sonraki süreçte daha yüksek miktarda faiz artışına gidilmesi de zorunlu hale gelebilir."

75 BAZ PUANLIK FAİZ ARTIRIMI YAPABİLİR

İş Portföy Makroekonomik Araştırma Bölüm Yönetmeni Hande Şekerci de, Merkez Bankası'nın Beklenti Anketi'ne göre yıllık enflasyonun haziran ayında ulaştığı yüzde 15,4 seviyesinden temmuz ayında yüzde 16,2'ye yükselmesinin beklendiğini söyledi.

Daha da önemli olanın uzun vadeli enflasyon beklentilerinde artış sürerken, bu durumun fiyatlama davranışlarında kalıcı bir bozulma ortaya çıkarma ihtimalini artırdığına işaret eden Şekerci, Merkez Bankası'nın enflasyon beklentilerinin çıpalanması konusuna önem verdiğini ve 24 Temmuz'da politika faizinde 75 baz puanlık faiz artırımı yapacağını düşündüğünü dile getirdi.

Şekerci, şunları kaydetti:

"Daha yüksek bir artırımın, Merkez Bankası'nın son üç ayda yaptığı güçlü sıkılaşmanın ardından halihazırda yavaşlama sinyalleri veren ekonomi ve kurun da etkisiyle kredi dönüşlerinde zorluklar yaşayan firmalar açısından görünümü zorlaştırabileceğini düşünüyoruz. Bu noktada, Merkez Bankası'nın artırım konusunda ölçülü olabileceğini düşünmekle birlikte, maliye politikasından da sıkılaşma tedbirleriyle destek gerektiğini düşünüyoruz. Ekonomi yönetiminin ilk mesajları Merkez Bankası bağımsızlığının ve mali politikada disiplinin önemine vurgu yaparken, yeni Orta Vadeli Program veya bunun yerini alabilecek bir strateji planı bize büyüme konusunda nasıl bir yol izleneceğine dair ipuçları sağlayacaktır. İdeal bir senaryoda, cari açık ve enflasyon gibi yan etkileri hafifletmek için dengeli ve daha ılımlı bir büyüme patikası sağlamak üzere para politikasının ve mali politikanın eş güdüm içerisinde çalışması arzu edilmektedir. Böyle bir tutum sergilenmesinin, Türkiye'nin benzer ülkeler içinde olumlu anlamda öne çıkmasına ve yüksek borçluluk konusunda son dönemde artan eleştirilerin azalmasına katkı sağlayabileceğini düşünmekteyiz." (EKONOMİ SERVİSİ)

Öne Çıkanlar