Savaşa barışın simgesi zeytin dalıyla gitmek

Kendi ülkesinin zeytin ağaçlarına düşman olanlar, 'zeytin ağaçlarımızı kesmeyin' diye yalvaran köylüleri coplayanlar, Afrin savaşının adını zeytin dalı koymuş. Aslında çok isabet olmuş...

Zeytine İbraniler zait, Araplar zaitun, Fransız ve İngilizler olive, Yunanlar elai, Giritliler elaiwa, Romalılar önce olea sonra oliva demiş, zaman içinde dayanıklı olması sebebiyle vivax oliva yani yedi canlı adını vermişler. 

Anadolu'ya gelen Türkler ise önce zeytûn zamanla zeytin diye ifade etmiş. 

Vivax oliva, ölümsüz ağacın meyvesi...

Anadolu ve Mezopotamya topraklarında 6000 yıldan bu yana varolan, kutsal kitaplarda adı geçen, mabedleri kutsayan, efsanelere konu olan ölümsüz ağaç.

Bu tarifsiz ağaç sivil ve askeri taarruzlara kurban ediliyor, dalı savaş operasyonlarına kod adı oluyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Afrin'e yönelik operasyonun fiili olarak başladığını duyurmasının hemen ardından Türkiye'nin savaş uçakları Afrin'i bombalamaya başladı. Genelkurmay Başkanlığı, Afrin operasyonunun adını "Zeytin Dalı Harekâtı" olarak açıkladı. 

Savaşa, öldürmeye giderken, barışmanın, uzlaşmanın sembolü olan "zeytin dalı" dediler, haberlere bakarken birkaç kez acaba yanlış mı okuyorum dedim. 

Kendi ülkesinin zeytin ağaçlarına düşman olanlar, "zeytin ağaçlarımızı kesmeyin" diye yalvaran köylüleri coplayanlar, Afrin savaşının adını zeytin dalı koymuş. Aslında çok isabet olmuş, hatta çok yakışmış.

Peki, neden zeytin dalı?

Belki Afrin'in zeytinle anılan bir bölge olması sebebiyle operasyona "zeytin dalı" ismi verildi.

Suriye'nin kuzey batısında yer alan bir kent. Afrin, aynı zamanda Suriye Kürtlerinin memleketi.

Ve gerçekten de Afrin, Suriye'nin zeytinlikleriyle, zeytinlerinin ve zeytinyağının lezzetiyle meşhur bir bölgesi. Öyle ki, Suriye'deki iç savaştan önce ülkenin zeytinyağı üretiminde büyük söz sahibi bir bölge. Zaten, Suriye ülke olarak iç savaş öncesinde dünyanın önemli zeytinyağı üreticilerinden biri olarak sayılıyor. 

Öyle ki, bundan beş altı yıl önce Türkiye'nin zeytinyağı üretimi sıralamasında Tunus ve Suriye'nin gerisinde kaldığı belirtilmişti. 

Afrin'de halkın büyük kesiminin de geçim kaynağı bu zeytin ağaçları. Savaşla birlikte araçların nakliyesi, pazarlara ürün gönderme gibi konularda sıkıntılar sürüyor.

Savaştan önce Afrin'de 20 milyon civarında zeytin ağacı olduğu belirtiliyor. Zaten, Rojava'nın Afrin Kantonu aynı zamanda tarımsal üretimiyle meşhur verimli bir yer. 50 bin hektar civarında tarım arazisi olduğundan bahsediliyor. 

Ancak, maalesef savaş sırasında ağaçların bakımı gittikçe zorlaştığı için bir kısmını kesmek zorunda kalmışlar. Şu sıralarda zeytin ağacı sayısının 13-14 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. 

İşin ilginci, geçmiş haberleri tararken şöyle bir bilgiye de rastladım. Türk Silahlı Kuvvetleri, birkaç yıl önce Suriye sınırında inşa ettiği duvar için Afrin'de bulunan zeytin ağaçlarını yakmış. 

Sınırın bu yakasında Türkiye'de, hükümet eliyle zeytinliklerin talana açılması girişimleriyle az mücadele edilmedi. 

Geçen yıl zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına izin verilmesine yönelik düzenlemenin Meclis'te yasalaşmasının önüne geçildi ancak, yedi kez gündeme gelmiş zeytinlikleri talana açma girişiminin sekizinci hamleyi yapmayacağının hiç garantisi yok. Bilakis...

Dolayısıyla kendi toprağında, kendi memleketinde arsızca doğayı ve yaşam alanlarını yağmalatan AKP iktidarı için başkasının toprağındaki bırakın zeytin ağaçlarını, insan yaşamının hiçbir değeri yoktur. 

Afrin, kendi ülkesinde mülteci durumuna düşmüş Arap ve Türkmenlere de ev sahipliği yapan ve asayiş kuvvetleri sayesinde olabildiğince güvenli, en azından IŞİD'in nüfuz edemediği bir bölge. 

Mültecilerle birlikte toplam sivil nüfusun ise 1 milyonun üzerinde olduğu belirtiliyor. Atme kasabasında 28 bin mülteci barındıran kampın adı bile "Zeytin Ağacı Kampı".

Türk Silahlı Kuvvetleri ve operasyon başladığı andan itibaren histerik savaş çığlıkları atan güruhun zeytin dalından anladığı barış değil, orası kesin. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi