Seçim sonrası vaadi: Reformlara odaklanılacak

Seçim sonrası vaadi: Reformlara odaklanılacak
Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Seçimlerden sonra ikinci ve üçüncü nesil reformlara odaklanabileceğimiz beş yıllık yeni bir dönem başlayacak" dedi.

EKONOMİ - Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankasının "Bahar Toplantıları" kapsamında ABD'nin başkenti Washington'a gitti.

ABD Ticaret Odası ve Turkish Heritage Organization işbirliğinde düzenlenen etkinlikte Amerikalı iş adamları ve sivil toplum liderleriyle bir araya gelen Şimşek, katılımcılara Türkiye ekonomisi hakkında ayrıntılı bir sunum yaptı.

Türkiye ekonomisinin geçen yıl birçok kurumun ve analistin beklentilerini geride bırakarak yüzde 7,4 büyüdüğünü ve bunun G20 ülkeleri arasındaki en hızlı büyüme performansı olduğunu vurgulayan Şimşek, hükümetin bu yılki büyüme tahmininin yüzde 5,5 seviyesinde belirlendiğini anımsatarak artan yatırımlar, güçlü iç ve dış talep ile yükselen turizm gelirlerinin büyümeyi destekleyeceğini dile getirdi. 

PİYASALARDA ERKEN SEÇİM OLUMLU KARŞILANDI

Erken seçim kararına piyasaların verdiği tepkiyle ilgili değerlendirmesini aktaran Şimşek, şunları kaydetti:

"Piyasaların erken seçime tepkisi çok olumluydu. Neden? Çünkü normalde yerel seçimler Mart 2019'da, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri ise Kasım 2019'da yapılacaktı. Bu nedenle, insanlar gelecek 1,5 yıl boyunca belirsizlikten endişelenecekti. Seçimleri öne almanın, Türkiye'nin beklentilerini iyileştirdiğini düşünüyorum çünkü bu şekilde çok daha hızlı olacak seçimlerden sonra ikinci ve üçüncü nesil reformlara odaklanabileceğimiz beş yıllık yeni bir dönem başlayacak."

TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK ZORLUĞU ENFLASYON

Türkiye ekonomisinin 2003 yılından bu yana ortalama yüzde 5,7 büyüme kaydettiğini ve bunun satın alma gücüne yansıdığını belirten Şimşek, "Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile arasındaki kişi başı gelir farkını son 25 yılda yüzde 28 daralttı. Bu oldukça çarpıcı. Türkiye, bu hızda büyümeye devam ederse, kişi başına düşen gelir bakımından AB ortalamasına 14 yıl içinde ulaşacak. Türkiye, ABD ile arasında bulunan kişi başına gelir farkını ise yüzde 20 azalttı. Bu da güçlü bir performans" ifadelerini kullandı.

Şimşek, tüm yükselen ve gelişen ekonomiler gibi Türkiye'nin de bazı makroekonomik zorluklarla karşı karşıya kaldığını dile getirerek, "Bunlardan biri enflasyon. Enflasyonu güçlü performansın anahtarı olduğu için yeniden tek haneli rakamlara düşürmek önemli. Şu an geçici olarak çift haneli rakamlara yükselen enflasyonda döviz kurundaki zayıflık belirleyici rol oynadı" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin diğer bir sorunun cari açık olduğuna işaret eden Şimşek, petrol ve altın haricindeki cari açığın ise gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 0,5'i kadar düşük olduğuna vurgu yaptı. 

KREDİ BÜYÜMESİ YAVAŞLIYOR CARİ AÇIK AZALACAK

Cari açığın ayrıca kredi büyümesiyle yakından ilişkili olduğuna dikkati çeken ve kredi büyümesinin sıkılaşan finansal şartlar ve parasal duruşla 2008-2016 yıllarının ortalamasının altına indiğini kaydeden Şimşek, "Kredi büyümesi yavaşladığı için cari açığın da azalmaya başlayacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Cari açığın finansmanın yüzde 58'i doğrudan yabancı yatırımlar ve uzun vadeli borçlar ve geri kalanı ise portföy yatırımlarıyla sağlanıyor. İleriye dönük olarak, finansmanı daha fazla hisse senedi ağırlıklı olmasını istiyoruz ve bu hedefe ulaşmak için gerekli tedbirleri alıyoruz."

Ayrıca kısa süre önce açıklanan 135 milyar Türk lirası değerindeki yatırım teşviklerinin de cari açığın azaltılmasını hedeflediğini anlatan Şimşek, Türk hükümetinin cari açığını küçültmesine yardımcı olacak yatırımcıların yanında olacağını belirtti. Şimşek, "Eğer bize cari açığı düşürmekte yardım ederseniz, biz de size istediğiniz şekilde yardım ederiz" ifadesine yer verdi.

ŞİRKETLERİN DÖVİZLE BORÇLANMASINA SINIRLAMA

Türkiye'nin kırılganlıklarından kurtulmak için makro ihtiyati önlemleri de kullandığını vurgulayan Şimşek, bu çerçevede mali disiplin, sıkı para politikası duruşu ve yapısal reformların büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Şimşek, hükümetin döviz piyasasında yaşanan dalgalanmaları önlemek için şirketlerin döviz üzerinden borçlanmasına yönelik bazı düzenlemeler getirdiğini hatırlatarak, "Bu düzenlemeyle, kura karşı doğal olarak korumaya sahip olan ihracatçı şirketler veya kendilerini finansal olarak koruyabilecek şirketlerin dövizle borçlanmasını sağlamayı amaçlıyoruz" değerlendirmesini yaptı. 

Türkiye'nin görece düşük mali açığa ve kamu borcuna sahip olduğunu aktaran Şimşek, mali açığın geçen sene gibi mali genişleme politikalarına başvurulduğu bir yılda dahi GSYH'nin yüzde 2'sini geçmediğini ve kamu borcunun GSYH'ye oranının yüzde 28'de kaldığını kaydetti.

Mehmet Şimşek, söz konusu oranların diğer yükselen ekonomilere kıyasla çok düşük olduğuna değinerek, "Türkiye çok iyi kamu finansmanına sahip. Bize şoklara yanıt verme alanı tanıyan bu avantajı korumayı umuyoruz" dedi.

Uluslararası standartlara oranla çok daha iyi sermayelendirilmiş Türk bankalarının şoklara karşı dirençli olduğunu vurgulayan Şimşek, ayrıca ülkedeki bankaların yüksek karlarla hizmet vermeye devam ettiğini dile getirdi.

Öne Çıkanlar