Seçimin mağlupları, İnce ve Erdoğan!..

İnce bu seçimlerde partisinin oylarını gerileten bir adaydı ve o yüzden başkan olmamalıdır, Erdoğan da partisinden az oy alan bir liderdir ve parti başkanlığını bırakmalıdır.

"Ahmet Nesin mozaşistliğine devam ediyor hâlâ!" Evet devam ediyorum ve günlerdir yazarımsı, uzmanımsı ve siyasetçi sanılanların seçim sonuçları analizlerini, yorumlarını okuyor ve dinliyorum. Ya onlar başka bir ülkede yapılan seçim sonuçlarını okuyup yorum yapıyorlar yada ben. Önce Recep Tamam Erdoğan'dan mı başlayayım, yoksa %30 üzerinde oy aldı diye aynı Erdoğan gibi Türkiye'yi (Şimdilik Türkiye, başkan olursa dünyayı da) kendisinin yarattığını zanneden İnce'den mi? En iyisi muhalefetten başlayayım ve başlığı tekrar edeyim, bu seçimin 2 kaybedeni var, Erdoğan ve İnce...

Muharrem İnce aday gösterildiğinde CHP rozetini çıkardı ve Türk bayrağı rozetini taktı. Simgesel de olsa bu insanların hoşuna gitti. Ancak İnce CHP rozetini çıkardığında 30 yıllık CHP'li olduğunu unuttu. Herkesin cumhurbaşkanı olmak siyasi manevralarla olmuyor, bunca yıllık siyasetçi olan İnce bunu hesaplayamadı. Birinci yada ikinci konuşmasında dokunulmazlıkların kaldırılmasında kendi partisine muhalefet ettiğini açıkladı. Bunu yapmasının nedeni HDP'li ve Kürt seçmenden oy almaktı. Oysa bu zaten seçmen tarafından biliniyordu ve HDP ve sosyalist seçmenlerin bir kısmı oyunu İnce'ye verecekti. Bunu çoğaltmak için anadilde eğitim ve belediyelerin özerkliği konusundaki düşünceleri yeterliydi. Sizi bir parti aday gösteriyor ve siz ilk açıklamanızda sizi aday gösteren partiyle aranızda sorun olduğunu açıklıyorsanız, bence esas sorun aradaki sorunda değil, sizdedir.

Bu yaklaşım neye mâl oldu derseniz, hem İnce'nin kaybetmesine, hem de CHP'nin kaybetmesine neden oldu. Seçimlerden önce İnce'nin mitingleriyle beraber yeni kurulan İYİ Parti'ye giden oyların tekrar geri geldiği yazıldı. Oysa sonuçlar ve sonrası yapılan anketler hiç de öyle söylemiyor. Partinin Kemalist kanadı (Ki İnce de o kanattan gelir) İYİ Parti'ye çok ciddi oy verdi. Sonuçta daha fazla oy almak için kendi partinizin yanlışlarını mitinglerde söylediğinizde kendi seçmeninizi de küstürürsünüz. İnce'nin dokunulmazlıkların kaldırılmasında yaptığı doğru tavır, seçimlerde bunu kendi partisine karşı kullanması ve anlatması ters tepmiştir.

İnce ayrıca muhalif yada yandaş gazetecilere çok yüklendi, konuşma tarzına baktığımızda Erdoğan'la aynı tarz konuşmayı sürdürdü ve bir tv programında Yılmaz Özdil'e "Şerefsiz oğlu şerefsiz" dedi. Bu tarz AKP ve MHP seçmenini etkileyebilir ama diğer kesimler bundan rahatsız olur. Hataları konusunda yazacak çok şey var ama ben kısaca sonuç ilişkisini yazmak istiyorum.

İnce'nin CHP'den %8 gibi daha fazla oy alması başarı değil başarısızlıktır. Nedeni çok açık, siz cumhurbaşkanı adayı olarak fazla oy alıyorsanız ama partiniz son katıldığı seçimin bile altına düşüyorsa, bu o partiye başkan olduğunuzda alacağınız oyun göstergesidir. Çünkü başka partilerden gelen cumhurbaşkanlığı oyu genel yada mahalli seçimlerde size yada sizden dolayı gelmeyecek demektir. Bir önceki seçimde %25 oy alan CHP'nin oyları Muharrem İnce'nin rüzgarıyla %28'e çıksaydı ve kendisiyle partinin oyları arasında oy farkı 2-3 civarında olsaydı, herkes İnce'nin başarısından ve partiyi artık sürükleyeceğinden söz edebilirdi. Oysa İnce'nin rüzgarı sadece kendisine gelmiş, partiyi geriletmiş durumda. Sonraki yazımda CHP'den HDP'ye oy gelmediğini yazacağım, o yüzden bu konuya tekrar değineceğim. İnce sadece kendi başarısına odaklandığından dolayı CHP'yi geriletmiştir.

Gelelim bu seçimleri de kazandığı söylenen Recep Tamam Erdoğan'a, "TAMAM" demeye devam edeceğim çünkü seçmen Erdoğan'a "TAMAM" dedi. Erdoğan'ın cumhur ittifakında aldığı oy 26,329,920. Bu oyların içinde MHP ve BBP var. Diğer partilerden de gelen %1 civarında oy var, bu açıklandı. Erdoğan'ın aldığı oy oranı %52,59. MHP'nin aldığı oy oranıysa 11,1. BBP ve diğer partilerden oyların toplamını da %2 diye varsaydığımızda Erdoğan'ın aldığı oy oranının %39 olduğunu görüyoruz. Şimdi hazır olun, AKP tarihinde ilk kez yaşanan bir rakam çıkıyor karşımıza. AKP'nin meclis seçimlerinde aldığı oy %42,56, yani AKP Erdoğan'dan fazla oy almış. AKP ayrıca 1 Kasım seçimlerinden 2 milyon 300 bin civarında da az oy almıştır ve bunu 1 milyon 585 bin yeni seçmene rağmen toparlayamamıştır.  

Hani bilhassa Hürriyet Gazetesi yazarımsısı hep Erdoğan'ın karizmatik ve sürükleyici bir lider olduğunu ve yine aynısını yaptığını söylüyor ya, bu koca bir yalan, AKP'de bir kesim var ve artık Erdoğan'dan bıkmış durumda. Dikkat ederseniz çalınan oyları hesaplamıyorum bile, onları da hesapladığımda hem AKP hem de Erdoğan yerle bir oluyor esasında.

Şimdi, önümüzde bir lider, bir lider adayı ama bir de ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir lider var ki, o da Devlet Bahçeli. Şu çok açık gösterdi ki, Bahçeli'siz bir Erdoğan siyaseten artık bir HİÇ... O yüzden Erdoğan yaşamının en bunalımlı dönemine girdi, çok tehlikeli noktaya gelebilir bunun sonuçları.

Erdoğan'ın bu durumu esasında 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde ortaya çıkmıştı ve bu seçimlerin sonunda AKP çalkantıları su yüzüne çıkmaya başladı. O dönem yazdığımda kimseyi ikna edememiştim ama şimdi ayan beyan ortada sonuç. 7 Haziran seçimlerine gidilirken hemen hemen bütün mitingleri Erdoğan yaptı, Başbakan Ahmet Davutoğlu, neredeyse varla yok arasındaydı ve hükümet düştü sonuç olarak. Ama 1 Kasım seçimleri öncesine bakın, Erdoğan sanki hiç yok ve bütün mitingler Davutoğlu üzerinden gidiyor. Yakın çevremi ikna edememişim ama Erdoğan'ı ikna etmişim demek ki. Ahmet Davutoğlu başbakanlıktan bu yüzden alındı, siyasi ayrılık filan laf, Davutoğlu alenen Erdoğan'dan fazla oy aldı.

1 Kasım seçimlerinde hile vardı diyebilirsiniz ama ben de derim ki, onlar ne kadar çaldıklarını bildikleri için ona rağmen Davutoğlu Erdoğan'dan fazla oy almış ve siyasi yaşamı bitirilmiştir.

O yüzden bu seçimi bir de bu şekilde tahlil etmek gerekiyor, İnce bu seçimlerde partisinin oylarını gerileten bir adaydı ve o yüzden başkan olmamalıdır, Erdoğan da yılların tam tersine partisinden az oy alan bir liderdir ve parti başkanlığını bırakmalıdır. Gerçi parti başkanlığına devam etmesi benim siyaseten işime geliyor ama siyasi analiz bunu gerektirir.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi