Semih 15, Nuriye 6 kilo verdi

Semih 15, Nuriye 6 kilo verdi
KHK ile işlerinden atılan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın Ankara Yüksel Caddesi’nde sürdürdükleri açlık grevi 50. gününü geride bıraktı.

Sibel HÜRTAŞ / ANKARA 

Başkent Ankara’nın orta yerinde eylemlerin adresi Yüksel Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde 176 gündür sessiz sedasız sürdürülen bir eylem var. KHK ile işlerinden atılan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işlerine geri dönmek için yaptıkları eylem. 

Hemen her akşam üstü olduğu gibi eylemlerinin 176, açlık grevlerinin ise 50. gününde ziyaret ettim onları.

Nuriye Gülmen kasım ayında İnsan Hakları Anıtı önünde iki pankartla başlamıştı eylemine, sonra Semih Özakça destek verdi eylemine. İlk zamanlar İnsan Hakları Anıtının kenarında otururlardı. Yağmurlar, karlar altında saatlerce taleplerini dile getirdiler. Eylemleri üç mevsim atlattı; şimdi bahar, o eylem sürüyor.

Artık İnsan Hakları Anıtı önünde iki bank var, çocuklar, gençler, liseliler, işlerinden atılmış akademisyenler, öğretmenler, memurlar, işsizler sürekli ziyaretteler. Anıtın önü papatyalar dolu. Bir dakika bile boş kalmayan banklarda Semih Özakça’nın kucağında bir demet papatya ile dur durak bilmeden konuşmasına şahit oluyorum.

DOKTOR KONTROLÜ İSTEMİYORLAR

Semih Özakça, "Her şeyi konuşuyoruz. Siyaset konuşuyoruz. Kişisel sıkıntıları konuşuyoruz" diyor. Burada olan biten herkese açık. Biz sohbet ederken kucağında çocuklarıyla onları ziyaret eden ev hanımları var, hatta şehir dışından gelenler var. "Biz bu akşam yolcuyuz, umarım hakkınızı alırsınız" diyerek, geçerken selam veren bir kadın giriyor araya, Nuriye Gülmen’i öpüyor.

Nuriye Gülmen, "Kamuoyunda bir duyarlılık oldu. İlk kamuoyuna bunu ilan ettiğimizde yapmayın diyenler vardı, şimdi doğru yapıldığını söylüyorlar. Dayanışma ve desteğin niteliği değişti. Hal hatır soranlar artık ne yapabiliriz diye soruyorlar" diyor. 

Semih’in oldukça kilo verdiği hemen fark ediliyor. Sağlığını sorduğumda "15 kilo verdim" diyor ve ekliyor: "İyiyim, bir şey hissetmiyorum." 

Nuriye Gülmen ise açlık grevinin başlangıcından, bugüne kadar süren 50 günde 6 buçuk kilo verdiğini anlatıyor. "Ara ara tansiyonum düşüyor. Bacak ağrılarım var, mide problemlerim var" diyor. Peki doktor kontrolü? Doktorların genel kontroller yaptıklarını söylüyorlar. İç organlarında neler olduğunu bilmiyorlar, bunun için doktorların ayrıca kontrol yapmasını da istemiyorlar.

Nuriye Gülmen, "Amacın tam anlamda hasıl olması için işe dönmemiz gerekir. Somut bir kazanımla sonuçlansın. İsteğimiz en kısa zamanda sağlığımız zarar görmeden bunun olması" diyor. Semih Özakça ise "Adaletin kazanılması için bir bedel gerekiyor. Bu bedeli göze almadan kurtuluş yok. birlikte hareket etmezsek bu bedeller misliyle ödenir. Ama şimdi harekete geçersek daha az bedel ödeyebiliriz" diyor.

'SONUNU BİRLİKTE YAZACAĞIZ'

Nereye kadar bu eylem sürecek? Gelen gidenlerin aklındaki bir diğer soru ise bu. Nuriye Gülmen, "Hep bunu soruyorlar" diyor. Devam ediyor: 

"Bir kitapta okumuştum, açlık grevleri ile ilgili. Açlık grevi gücünü, muhatabına rest çekme ama aynı zamanda halkın vicdanına seslenip halkı harekete geçirmekten alıyor. Ve bu hareketten bir oyun yazılıyor. Bu oyunun sonunu birlikte yazacağız. Nereye kadar devam edeceksiniz? Diyorlar. Somut bir kazanıma kadar devam edeceğiz. Ama bu sorunun yanıtı aynı zamanda muhataplarında gizli. Bize bunu soranlar muhataplarına da sormalı. Kapılarını mı çalarak mı, telefon ederek mi, mektup yazarak mı sorarlar bilmiyorum ama sorsunlar. Herkesin yapabileceği bir şey vardır. Milyonlarca şey yapılabilir, yeter ki istensin. Bizim işimize dönmemizi isteyenler var. Çok küçük bir şey yapsınlar yeter." 

'GİZLİCE FOTOĞRAFIMIZI ÇEKİP, KONUŞMALARIMIZI DİNLİYORLAR'

İnsan Hakları Anıtı önündeki eyleme başından bu yana destek verenler arasında Veli Saçılık ve öğretmen Acun Karadağ da var. Saatler geçtikçe kalabalığın arttığını söylemek mümkün zira iş çıkışı ve her gün olduğu gibi saat 18:00’de burada bir basın açıklaması gerçekleştirilecek. Her şey açık ortada olmasına karşın ağaçlar arkasından ya da çevredeki kafelerden onları adım adım izleyen gözler olduğunu fark etmemek zor olurdu.

Nuriye Gülmen, "Kim olduğunu bilmediğimiz sivil giyimli kişiler sürekli burada bizi takip ediyor. Kafeden oturup fotoğrafımızı çekti biri biz de onun fotoğrafını çektik ve Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Geçen gün ağaç arkasına gizlenip de konuşmalarımıza teyp tutan birini yakaladık" diyor. 

Semih Özakça’nın annesi Sultan Özakça ve eşi Esra Özakça da günlerdir burada. Basın açıklamasını Esra Özakça yapıyor, "Herşeyimiz kamuya açık. Başımıza gelen her şeyden burada not alanlar ve Ankara polisi sorumludur" diye sesleniyor. Basın açıklaması, "Yaşasın açlık grevi direnişimiz" sloganlarıyla sona eriyor ama eylem sürüyor. 

Bugün açlık grevinde 51. gün

Nuriye ve Semih, açlık grevlerine devam ediyor… 

 

Öne Çıkanlar