Tek kişilik Wikileaks: Galizia suikastının ardından

Tek kişilik Wikileaks: Galizia suikastının ardından
Daphne Caruana Galizia, 2017'deki siyasi dengeleri etkileyebilecek 27 isim arasında gösteriliyordu. Arabasına konulan bir bombayla öldürüldü.

Aris NALCI

ARTI GERÇEK- Referandum, Kerkük, Melih Gökçek'in istifa yolu, Baykal'ın beyin röntgenleri, Kavala'nın gözaltına alınması, imamların nikah hevesi, ABD vize krizi derken Türkiye'nin gündemi her zamanki gibi akıl almaz bir hızda ilerliyor. 

Bunun bilerek yapıldığını sık sık düşünmeden edemiyorum. Zira bu şekilde hızla değişen gündeme kimse ayak uyduramaz ve "arada kaynayan birçok olay da unutulur gider" diye.

İşte o konulardan bir de Maltalı gazeteci Daphne Caruana Galizia'nın bombalı bir saldırıda suikasta uğraması oldu bence. Avrupa'nın prestijli gazetesi Politico'nun 2017'deki siyasi dengeleri etkileyebilecek 27 isim arasında seçtiği ve 'tek kişilik wikileaks' olarak tanımladığı Daphne Caruana Galizia.

Panama Papers'ı hatırlarsınız umarım. İşte o 11.5 milyon belgenin en büyük bağlantılarını yapan gazeteci Galizia. Türkiye'de o da çok fazla haber olarak yer bulamadı Panama Papers. Bakanların ve cumhurbaşkanlarına uzanan para aklama operasyonlarının haberleri herhalde hükümete yakın medya organlarında pek revaçta olması beklenemezdi. E bir avuç kalmış özgür basın da yurt içindeki gözaltına alınan arkadaşlarının haberlerini mi takip etsin, gündelik haber mi toplasın yoksa arada vakit bulup da uluslararası medyaya mı baksın. Yetişemezdiler. Ama yine de haberleştirdiler, gördüler bir şekil.

Ben biraz derinleştireyim. Daphne Caruana Galizia 53 yaşında bir blogger. Blogu çoğu zaman Malta'da satılan gazetelerin hepsinin tirajından fazla okunuyor. Sık sık gözaltına alınıp, tutuklanmaya çalışılıyor. Panama Papers'ta dünyaca ünlü liderlerin maddi bağlantılarının ortaya çıktığı 11,5 (onbirbuçuk) milyon belgenin tasnifi için çalışan 300 küsür kişilik gazeteci ekibinin bir parçası. Hem de önemli bir parçası.

Toparladığı bilgiler öncelikle geçen senelerde Azerbaycan'dan, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlementosu'ndaki yüksek mercilere yapılan para transferlerini ortaya çıkardı. Daha doğrusu Aliyev'in kızından komisyon üyelerine ve Malta Başbakanı'na kadar uzanan bir zinciri ortaya çıkardı. 

Dolayısı ile Azerileri çok kızdırdı. Malta Başbakanı'nı da. O kadar ki Malta Başbakanı Joseph Muscat, Galizia'ya yapılan bombalı saldırıyı kınadığı basın açıklamasında dahi kadın gazetecinin adını ağzına alamadı. "Bu kişiye yapılan saldırıyı kınıyorum. Yapılan saldırı ifade özgürlüğüne ve insan haklarına karşı yapılmış bir saldırıdır" diyebildi.

Tütün lobisini alt etmesine yardım eden Avrupa Komisyonu eski üyesi John Dalli kendisi için: "O bir terörist. Tek eliyle koca bir hükümeti dize getirdi" demişti.
Galizia'nın yine araştırmacı gazeteci oğlu Matthew Caruana Galizia "Bir devletin tüm kurumları aciz bırakılmış olduğunda hep böyle oluyor, ayakta kalan son kişi genelde bir gazeteci... Annem bir mafya devleti tarafından öldürüldü" dedi.

Anlayacağınız gibi Galizia muhalefetlerin yapamadığını klavyesi ile yapabilen bir gazeteciydi. Bugüne kadar çağırıldığı hiçbir davada kanıtlarını görmek isteyen mahkemeler kendisinden aldıkları belgeleri doğrulamak için devlet makamlarından cevap alamadı. Bu da elindeki belgelerin doğruluğunun kanıtıydı. 

Galizia aslında naif ve kendi ülkesinin iyiliğini isteyen bir gazeteciydi. Blogunun mantrası şöyle diyor: "Burası (Malta) kayırmacılığın normal olduğu bir yer haline geldi. Buna müsaade edemem!"

Ona göre Malta öyle bir ülke olmuştu ki hiçbir skandal olay ülkedekiler için olağanüstü karşılanmıyor. Hiçbir yolsuzluk tepki çekmiyordu. Bu yüzden de ülkedeki devlet makamları da bir nebze kendisinin yazdıklarına göz kapıyor: "Nasılsa bir etkisi yok" diye düşünüyorlar ama blogunun okunmasını engelleyemiyorlardı.

Blog okundukça yolsuzlukların AB geneline nasıl yansıdığı ve bir süre sonra Rusya'nın yaşadığı mafyatik Avrupa bağlantıları ortaya çıkıyordu. 
Şu ana kadar Panama Belgeleri'nin herhalde yüzde 10'u tasnif edilmiştir. 
Bu bile yetti olan bitene. Avrupa topraklarında bir gazeteci daha katledildi. 
Basın özgürlüğünü savunan AB'nin ilk yıllık toplantısı öncesine arabasına konan bomba ile uğradığı suikastta öldürülen Daphne Caruana Galizia için AB kurumlarında bayraklar yarıya indi. 
Basın açıklamaları yapıldı.
Ama AB parlementerleri ve komisyon üyelerinin cebine giren Azeri paraları halen kim üzerinden nasıl, nerede aklandı ortaya çıkmadı.
Galizia'nın üzerinde çalıştığı birçok komisyon üyesi şimdi elleri ceplerinde geriye kalan milyon Euroluk rüşvetlerini sayıyorlardır.
Ben ise Galizia'nın "Malta kimsenin hiçbir skandal olayı olağanüstü görmediği bir yer haline geldi" tespitinin ne kadar Türkiye'deki gazetecilerin halini yansıttığını düşündüm...

Türkiye hiçbir skandalın veya gözaltının olağanüstü sayılmadığı bir ülke oldu sanki dimi...

 

 

Öne Çıkanlar