Metin İyidil’in yeniden tutuklanması yasal mı?

Metin İyidil’in siyasi görüşü benim hiç umurumda değil, yapılan hukuka karşı gelmek, yok saymak, mahkemenin aldığı bir kararı hiçe saymak. İşte ben buna karşı çıkıyorum.

Kimi köşe yazarları yazılarının sonuna "Sevdiğim sözler" yada "Ne zaman adam oluruz" diye yazıp, başkalarının sözlerini çalıp yada yorum yapıp, diğerlerinden farklı ve daha zeki olduklarını gösterirler. Hep şunu düşünmüşümdür, bir insan yazarlığı boyunca 2000’e yakın yada daha fazla tümce sevebiliyorsa, o insanda bir eksiklik vardır, bu o zaman neredeyse herşeyi aynı ölçüde sevmek ve beğenmek demektir ki, o zaman da hiçbir özelliğiniz kalmaz. Aynı şey "Ne zaman adam oluruz" için de geçerli, adam olmak için bu kadar çok neden varsa zaten herkes bir şekilde ya adamdır yada tam tersi, artık ümidi kesmek gerekir. Zaten "Ne zaman insan oluruz" yerine "Ne zaman adam oluruz" dediğinizde olasılığı ilk bozan da siz olursunuz.

Bu benzetmeleri yazmamın nedeni yıllardır kimi yazdıklarımdan dolayı uğradığım ilginç tepki ve hakaretler. Ergenekon davasının cezayla sonuçlanmayacağını yazınca Ergenekoncu, Kürtlerin haklarını savununca PKK’li, darbede Erdoğan’ın parmağının olduğunu söyleyince ‘Fetö’cü oldum. Aylar önce annesiyle beraber tutuklanıp hapse giden 40 günlük bebeğin fotoğrafını koyduğumda "Sen onun annesinin siyasetini biliyor musun da savunuyorsun, onun bunun çocuğu" diye yazdıklarında yüreğim paramparça olmuştu.

General Metin İyidil’le ilgili bu yazıma da aynı tepki geleceğini bildiğim için yıllardır sırtımda taşıdığım bu yükü atmak istedim. Artı Gerçek ve Artı TV’yi esasında bu amaçla kurduk, o yüzden yazılarımızda hep hukuk ne diyor diye düşündük, yapılan haksızlığın kime yapıldığını hiç usumuza bile getirmedik. O yüzden general Metin İyidil’in yeniden tutuklanmasını yazarken bunları bilmenizi istedim. Demokrasi kin gütmeden savunulması gereken bir olgu diye düşünüyorum.

General Metin İyidil 15 Temmuz sonrası tutuklanan korgenerallerden birisi. Kendisine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Son günlerde yaşadıklarından önce dosyasına çok bakmamıştım ama şimdi baktığımda bana ilginç geldi, daha sonra detaylı bakacağım. Darbe gecesi nasıl sonuçlanacağını bekleyenlerden olduğu söyleniyor, ben bir korgeneralin bunu bekleyeceğini düşünemiyorum ama bu şekilde düşünen birisi var, o da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli. Bahçeli darbe akşamı gazetecilere verdiği demeçte halkın yanında olduğunu açıklıyor ve kurmaylarına da askere müdahale edilmemesini söylüyor. Bu yanıt tam anlamıyla kim kazanırsa onun yanında yer alacağının bir belirtisidir. Tabi ki burada kastettiğim Gülen hareketi değil, avrasyacılara karşı NATO’cuların yanında yer almak.

Neyse, Metin İyidil istinaf mahkemesine başvuruyor ve inceleme sonunda beraat ediyor ve İyidil tahliye oluyor. İstinaf mahkemesinin kararına savcılık itiraz ediyor ve İyidil hakkında yeniden tutuklama çıkıyor ve kendisi teslim olarak tekrar hapse giriyor.

Bu durumda esasında ne olması gerekiyor, savcılık kendi açısından haklı olarak itiraz edebilir ve böyle bir yetkisi var. Ancak bu itiraz nereye olmalı, işte tartışma burada başlıyor. İstinaf mahkemesi bir anlamda Yargıtay gibi üst mahkeme olduğundan, onun verdiği kararı bir alt mahkeme bozamaz ve karar alamaz. Pratikte açıklayayım, ağır cezanın kararını nasıl asliye yada hukuk ceza bozamazsa, istinafın kararını da ağır ceza bozamaz. İstinafın aldığı karara ancak Yargıtay’da itiraz edebilirsiniz.

Peki Yargıtay kararı inceledikten sonra ne yapar, Yargıtay üst mahkeme olmasına karşın yeniden tutuklama yada tutukluysa beraat kararı veremez. Yargıtay sadece alınan karar -her ne ise- bozar ve duruşmanın yeniden yapılmasını sağlar.

Bu durumda anlattığımın tersi de olmaz, yani istinaf sanığın cezasının devamını istese, savcılık yeniden 20 yerine 21. Mahkemeye başvurarak beraat ve tahliye kararı veremez. 20. Mahkeme yada sanığın avukatı yine yargıtaya başvurur ve yargıtay kararı onamadığı zaman o kişi tekrar yargılanır. Yargıtay kararını verdiğinde sanık hangi durumdaysa yine aynı şekilde devam eder. Bu şu anlama gelir, mahkemeden beraat kararı alan sanık, Yargıtay aleyhte kararı bozdu diye yeniden tutuklanmaz, çoğunlukla eskisi gibi devam eder.

Yazının başında anlatmak istediğim buydu, Metin İyidil’in siyasi görüşü bu anlamda benim hiç umurumda değil, yapılan hukuka karşı gelmek, yok saymak, mahkemenin aldığı bir kararı hiçe saymak. İşte ben buna karşı çıkıyorum, yani faşizme ve bu beraat sonrası mahkemeler aleyhinde açıklama yapan başbakan mı, cumhurbaşkanı mı, başgan mı, bitürlü anlayamadığımız Erdoğan’ın diktatoryal açıklamalarına ve bu açıklamaları savunan hukuk sevmezlere karşı çıkıyorum ve bunu herkesin yapabildiği bir dünyada yaşamak istiyorum.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi