Armağan Kargılı

Armağan Kargılı

'Hırsızlar rejimi'ni takdimimdir

Lüks arabalar, mâlikaneler, yatlar, katlar, kabine üyesi evlatlar. Düzeni devam ettirmenin tek yolu, sürekli  iktidar…

"Diktatörlükler her zaman monarşiye dönüşebilir, çünkü güçlü adam, kendinden sonra gelecek en uygun kişinin kendi veletleri olduğuna karar verir."

Guardian gazetesi yazarı Nick Cohen, Ekvator Ginesi’nin durumunu tanımlamak için yazdığı bir yazıda kullanmıştı bu sözleri. 1979’da bir askeri darbe ile başkanlık koltuğuna oturan ve o günden bu yana da kalkmayan Teodoro Obiang Nguema’dan söz ediyordu. Gabriel Mbega Obiang şu anda kabinesinde Enerji Bakanı ve yeğeni Melchor Esono Edjo da Maliye Bakanı olarak görev yapıyor. Büyük oğlu ve varisi Teodorin Nguema Obiang’ı ise önce Orman Bakanı, sonra ikinci başkan yardımcısı ve 2016’da da birinci başkan yardımcısı ilan etmişti. 

Yolsuzluğuyla meşhur bir isim Teodorin Obiang. 

Geçtiğimiz hafta Türkiye de dahil uluslararası medyada haber olan ve dünyanın en pahalı arabalarının satıldığı Cenevre’deki açık arttırmanın başrolünde yine o vardı. Sadece araba değil, dünyanın en lüks ve dünyanın en pahalı ünvanlı her şeyine meraklı Teodorin Nguema Obiang. 

İsviçre’de 2016 yılında açılan bir davada, kara para aklama suçu sabit görüldüğünden tam 25 süper lüks arabasına el konulmuş. Aralarında Lamborghini, Rolls Royce gibi markaların en özel modelleri ile Rolling Stones, Aretha Franklin, David Bowie, Freddie Mercury’nin de sürdüğü söylenen 1956 model bir Aston Martin’in de bulunduğu 25 otomobil, tam 27 milyon dolara satılmış.

Ekvator Ginesi, İsviçre Mahkemesi’ne giderler için de 1 milyon 300 bin dolar ödeme yapmayı kabul etmiş. 

Teodorin Obiang, ABD Adalet Bakanlığı’ndan da tescilli bir kleptokrat. Ekvator Ginesi’nin de İktidarı ele geçiren bir aile, bir siyasal veya dini grubun, o ülkenin kaynaklarını sistemli olarak soyması demek olan kleptokrasi yani hırsızlar rejimi olduğu mahkeme kararı ile sabit. 

2011 yılında Amerikan Adalet Bakanlığı, Obiang ailesinin Malibu’daki malikane ile özel jetinin de arasında bulunduğu 70 milyon dolarlık mal varlığına el koymuş. 

Sadece 2004-2011 yılları arasında Obiang, malikaneler ve lüks eşyalar ile Michael Jackson’ın kristal eldiveni için 315 milyon dolar harcamış. 

2014 ekiminde dava, 34 milyon dolarlık bir anlaşma ile sonuçlanmış. Jet ve eldiven Obiang’da kalmış. Paraların Ekvator Ginesi halkı yararına kullanılmasına ve yardım kuruluşlarına verilmesi kararlaştırılmış. Ama bunun uygulandığına ilişkin bir kayıt yok.  

Sadece ABD’de değil, Fransa, İsviçre Brezilya gibi birçok ülkede hakkında sayısız davalar açılmış. 

2012 yılında Paris’in en lüks semtlerinden birindeki 100 milyon Euro değerindeki 6 katlı malikanesi, Fransız polisleri tarafından basılmış. Evde milyonlarca Euro değerinde lüks eşyalar ve ünlülere ait özel koleksiyonlar bulunmuş. Tabii ki lüks arabalar da. 

Paris mahkemesi, 2017’de Obiang’ı kamu parası ile Fransa’da mülk almaktan dolayı 3 yıl hapis cezasına çarptırmış, ancak cezayı ertelemiş. Mallarına el konulmuş, yolsuzluk, kara para aklama suçlarından ayrıca da 30 milyon Euro para cezsı kesilmiş. 

2018 yılı eylül ayında, devletin uçağıyla yanında 9 yolcu ve 19 çantayla Brezilya’ya gitmiş. Tescilli kleptokrat olduğundan aranmış. 1 milyon 400 bin dolar nakit para ve 15 milyon değerinde 20 saat bulmuş sınır polisi çantalarda. 

Yatlarını katlarını saymaya devam edemeyeceğim. Ben yazmaktan siz okumaktan yorulursunuz. 

Ama biraz da ülkesine bakmakta yarar var. 

1968’de İspanya’dan bağımsızlığını alan genç bir cumhuriyet Ekvator Ginesi. Bugüne dek 2 başkan görmüş. İlki Francisco Macias Nguema. 

1968’deki ilk seçimle iş başına gelmiş. 1972’de kendisini ömür boyu başkan ilan etmiş. Defalarca darbeyle karşı karşıya kalmış. 1979’da yeğeni Teodoro Obiang’ın darbesine yenilmiş. O günden bugüne de Obiang görevde. 

Obiang’ın en büyük şansı, 1990’da bulunan petrol yatakları oldu. O da darbelerle karşı karşıya kaldı. En bilineni de İngiltere’nin "demir leydi" diye anılan Başbakanı Margareth Thatcher’ın oğlu Mark Thatcher’ın karıştığı ve paralı askerlerle girişilen ancak yarım kalan 2004 yılındaki darbe girişimiydi. Üzerine kitaplar yazılan filmler çekilen bu darbe girişiminin başarısızlığı, Obiangların iktidarını güçlendirdi. 

Ekvator Ginesi yönetiminin en büyük hamilerinden birisinin oğul George Bush döneminde Dışişleri Bakanı olan Condoleezza Rice olduğu iddia edilir. Ekvator Ginesi düzenli ordusunun da, Rice döneminde ABD güçlerinin verdiği destekle oluşturulduğu biliniyor. 

Petrol, ABD’li şirketler tarafından işleniyor ve çoğu da ABD’ye satılıyor. Dolayısıyla ordunun ne işe yaradığını kestirmek güç değil.  

Afrika’nın en büyük petrol üreticilerinden biri haline gelen Ekvator Ginesi, yılda 9 bin doların üzerindeki kişi başı milli geliriyle Afrika’nın en zengini. Adalarıyla birlikte nüfusu sadece 1 milyon 200 bin. 

Orta halli bir kent büyüklüğünde yani. 

Bu verilerle halkın yaşam seviyesinin en azından Afrika koşullarında oldukça iyi olduğunu eminim aklınıza bile getirmediniz, getirmeyin de zaten. 

Ülke, gelir dağılımında da insan hakları sıralamasında da dünyanın en kötüleri arasında yer alıyor. Nüfusun yarısının temiz suya ulaşımı yok, yeni doğan her 5 çocuktan biri 5 yaşından önce yaşamını yitiriyor. Freedom House, baba Obiang’ı dünyanın yaşayan en kleptokrat otokratı diye tanımlıyor. 

Barack Obama ABD Başkanı iken bir ziyareti sırasında Afrika ülkelerinin en büyük sorununun koltuğuna yapışan liderleri olduğunu söylemişti. 

Öyle ya, kleptokratların yargıdan kaçışlarının tek yolu yapıştıkları koltukları. 

Sudan’da geçtiğimiz aylarda Ömer El Beşir’e karşı ayaklanan halkın en temel sloganı "yolsuzluğa hayır" idi. Nereye evrilir bilinmez ama Mısır ve Irak’taki protestolar da aynı sloganla başladı. Gelir adaletsizliği temel sorun. 

Ekvator Ginesi örneğinden yola çıkarsak havada uçuşan paralarla 1 milyon 200 bin kişiye değil içmek için temiz su, yıkanması için menba suyu bile temin edilir. 

Kleptokrasi, gelir adaletsizliğinin de giderek monarklaşan otokrasinin de en açık nedeni. 

Siyasetçi ve akademisyen Nesrin Nas da Ahval’deki son yazısında çeşitli araştırmalardan yola çıkarak, "Putin’in otoriter kleptokrasisi"ni yazmış.

Sorun sadece Afrika’da ya da savaş yorgunu ülkelerde değil yani.

Kâbus gibi değil mi? 

Neyse ki bu sorunların yaşandığı bir ülkenin vatandaşları değiliz. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Armağan Kargılı Arşivi