'Gülmeyin sizin de anneniz var'

Barış isteyen annelerin sesi camların arkasında kalmasın. Gülmeyin, duyun anneleri. Ölümleri durdurun.

Beş gün önce sosyal medyaya düştü görüntüsü. HDP Diyarbakır İl Binası’nın çevresi polis ablukasındaydı. O ise demir parmaklı pencereden avazı çıktığı kadar bağırıyordu:

"Barış istiyoruz. Barış istiyoruz. Allah için barış istiyoruz."

Evladı cezaevinde ve muhtemel ki açlık grevinde olan bir anne. Beyaz tülbentiyle sesinin yettiğince haykırıyordu, karşısındaki polisler ise gülüyor.

"Gülmeyin sizin de anneniz var" dedi polislere.

Ardından "Duyun vicdanın sesini" diyerek Cumhurbaşkanına ve eşi Emine Erdoğan’a seslendi.

Belki anne olduğu için Emine Erdoğan’ın kendisini anlayabileceğini düşündü.

Yok, öyle bir niyetleri yok.

HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven, cezaevinde başlattığı evinde devam ettirdiği açlık grevinin 175. gününde. Onun ardından açlık grevine başlayan binlerce insan yüz günden fazladır. Bir çoğu da cezaevinde.

Çocuklarına destek için Gebze cezaevi önüne giden anneler darp edildi. Bu olay toplumda infial yaratmasına rağmen ertesi gün Mardin Kızıltepe’de anneler yerlerde sürüklendi.

Duymuyorlar, duymadıkları gibi duyulmasını da istemiyorlar.

Ve şimdi bu sessizliğe karşı açlık grevlerini ölüm orucuna çeviriyorlar. Dört cezaevinde 15 kişi.

Ne diyorlar açlık grevine başlarken:

"Gelinen aşamada binlerce insanın zindanlarda açlık grevi eyleminde olmasına rağmen Adalet Bakanı’nın bir tek söz söylememesi adaleti sarsmış, TBMM Başkanı’nın Hakkâri Milletvekili olan Leyla Güven ile bir temas kurmaması milletin iradesini ve milleti tanımamıştır. Ülke içerisinde kendine sol-sosyalist diyen aynı zamanda demokrat, aydın, yazar, çizer diyen kurum, parti ve kişilerin açıkladığımız deklerasyan maddelerinin anayasal düzlemde yeri olmasına rağmen ses çıkarıp sahiplenmemeleri toplumsal olan insanı derinden yaralamıştır. Bu gerçeklik ışığında bizler başlatmış olduğumuz açlık grevi eylemimizi böylesine duyarsız ve insana saygısı kalmamış tüm mihraklara karşı eylemimizi bir üst aşamaya çıkararak 30 Nisan’da ölüm orucuna başlayacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz."

Bize diyorlar, size diyorlar. Siyasi partilere, sendikalara, sivil toplum örgütlerine diyorlar. AKP iktidarına diyorlar, Adalet Bakanı’na diyorlar, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a diyorlar.

Kanunsuz bir şey istemiyorlar. Anayasal bir hakkın tanınmasını istiyorlar o kadar. Öcalan’a uygulanan tecridin kaldırılmasını, avukatlarıyla görüştürülmesini istiyorlar.

Sesleri duyulmadığı gibi, açlık grevindekilere gerekli B1 vitamini de verilmiyor

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi’nin, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde açık grevini sürdüren kadınlarla yaptığı görüşmeler sonrası hazırlanan raporda şöyle deniyor:

"B1 Vitaminin hayati önem taşıdığı ve talep edilmesine rağmen hekimlerce, bu vitamine gerek olmadığının ifade edildiği, savcılık tarafından ise bu vitaminlerin gerekliliğine ilişkin Tabipler Odası ile görüşme yapıldıktan sonra karar verileceğinin söylendiği ancak buna rağmen aylardır sadece B Kompleks vitamini alındığı belirtilmiştir. B1 vitamini verilmediğinden, vücutta bu eksikliğin hızlı şekilde beyin deformasyonlarına neden olduğu hususunun altı çizilmiştir.

Tuz, şeker, karbonat gibi maddelerin alındığını ancak bu maddelerin normalde bir tutuklu/hükümlü mahpusa iaşe tutarına göre verilmesi gereken ölçüden az verildiği ifade edilmiştir. Dolayısıyla cezaevi idaresinin açlık grevindeki mahpusların iaşelerine ilişkin kısma tekabül eden tutara haksız yere el koyduğu ve bu duruma itiraz etmelerine rağmen sonuç alamadıkları belirtilmiştir."

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 3 Mart’tan bu yana açlık grevinde olan HDP Milletvekili Tayip Temel’in "Leyla Güven’i ziyaret edip talebini dinlemeli" çağrısına "Sayın Güven’in açlık grevi kendi kişisel durumu ya da cezaevi şartlarıyla ilgili değil. Bu ziyaret konusunu doğru bulmayacağımı ifade edeyim" demişti.

Hukuki ve yasal talepleri kendileri için değilse ölsünler mi yani. Bir milletvekili başka birinin hakkını hukukunu gözetmeyecek mi? Bu kişi illa AKP iktidarının tasvip ettiği kişi mi olmalı?

Açlık grevleri başladığından bu yana tam yedi cenaze çıktı cezaevlerinden. Barış isteyen annelerin sesi camların arkasında kalmasın. Gülmeyin ve duyun anneleri. Ölümleri durdurun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi