Futbolumuzun beyhude muhabbetleri…

Bugün Fenerbahçe’yle dalga geçenler unutmasınlar ki bu sezon Avrupa’da Fenerbahçe yok ve diğer takımların da görüntüsü çok farklı olmayacaktır.

Yaz güzel… Tatil daha güzel…

Ancak dönüşte hayatın tüm gerçekleri tek tek karşısına çıkıveriyor insanın…

Futbol tutkumuz… Takip ediyoruz ne olduğunu tatil falan dinlemeden…

Bir süredir beyhude bir atışmadır gidiyor…

Geçen sezon uzun süre düşmeme mücadelesi veren Fenerbahçe’nin başkanı Ali Koç, maddi açıdan verdiği büyük desteği davranışlarıyla adeta silip atıyor. Sanki geçen yıl son anda şampiyonluğu kaçırmışçasına, camia içindeki herkese tam gaz gider yapıyor. Cumartesi günkü Divan Kurulu Toplantısı’nda ‘Ayağınızı denk alın’, ‘Atıp tutmak kolay’, ‘Küçük akıllarıyla medyayı yönetenler’ gibi garip açıklamalarıyla hizmetlerini unutturuyor. Oysa Fenerbahçeli 20 yıldır bu tür üsluptan bezdiği için de Koç’a sığınmadı mı? Bu doğrultuda her yere sataşırken kibir dünyasının etkisinin Fenerbahçelide bir gün ters etki yapacağının hesabı hiç mi düşünülmüyor?

Fatih Terim… Galatasaray’da oynadığı yıllarda şampiyonluk göremeden futbolu bırakan Terim, hoca sıfatıyla büyük başarılar yakaladı ama Kadıköy’de Fenerbahçe galibiyetine hasret bir isim olarak hocalığa da veda edecek gibi. Bu durum en azından Fenerbahçe’yi konuşurken adap biraz frenli konuşturmayı gerektirmez mi?

Mustafa Cengiz… Maddi gücü ve futbol bilgisi kısıtlıyken ezbere Fenerbahçe’ye sataşmış olmak için sataşmak… Çok anlamsız değil mi?

Futboldan umudunu kesmiş futbol dünyamızın beyhude gündem çabaları görüntüsünden kurtulamıyoruz…

Sonra ebedi dostluk söylemleri falan… Daha sezon başlamadan yaşananlar, amatörlüğümüzün ve cehaletimizin bir yansıması…

Böyle bir ortamda Fenerbahçe pek de alışık olmadığımız çok ciddi bir hazırlık turnuvasına katıldı. Aslında alıştığımız, bitiş düdüğüyle tüm tribünlerin sahaya daldığı, hatta maç oynanırken bile oyuna sahada katkıda (!) bulunmaya çalışan gurbetçileri izlediğimiz hazırlık sınavları…

Audi Cup bu tablonun dışında bir hazırlık sınavı oldu ama bizim hazır olmadığımız da ortaya çıktı…

Fenerbahçe yine oldukça ciddi sayıda bir transfer hamlesiyle sezona giriyor. Daha da yapılacak gözüküyor. Ama bu transferler yeterli mi, yerinde hamleler mi zaman gösterecek… Bir gerçek var ki en önemli hamle olarak öne çıkan isimler en ufak bir sakatlık sonrası futbolu bırakma yaşındalar. Yani çok da ileriye dönük yatırım değiller.

Anlamadığım bir nokta da daha sezon başında bu kadar sakat verilmesi. Profesyonellik şartları doğrultusunda, Sarı Lacivertli oyuncuların daha ciddi maçlar oynanmadan bu kadar sakatlığa yakalanmaları, ‘Kendilerine bakmadan sezona giriyorlar’ tartışmasını gündeme getiriyor…

Şimdi 6-1’lik skor sonrası sözde ebedi dost, aslında ezeli rakipler alaycı bir tavra gireceklerdir. Bunlara da alışığız. Evet, Fenerbahçe’nin bir Avrupa takımı olmasına uzun yıllar var. Hatta bu yönde daha bir adım atılmadığını da söyleyebiliriz ama ülke sınırları içinde aslında kimsenin kimseden farkı yok. Birbirimizle çekişmekten öte bir amacımız bu ekonomik yapıda, bu futbol bilgisinde ve bu taraftar kimliği doğrultusunda söz konusu olamaz…

Edep, bu tablo doğrultusunda susmayı gerektiriyor ama bu bizim kültürümüzde yok…

Bugün Fenerbahçe’yle dalga geçenler unutmasınlar ki bu sezon Avrupa’da Fenerbahçe yok ve diğer takımların da görüntüsü çok farklı olmayacaktır.

Ve Fenerbahçeliler… Ayaklar yere bassın… Hayallerdeki takım kampanyalarla, ezbere transferlerle olmaz… Akılcı politikalarla olur… Eğer böyle bir politika görüyorsanız, sorun yok… Ben göremiyorum… Şu an her şey atıp tutmayla gidiyor… İlk yarı bitmiş, sanal ortamlara bakıyorum: O lazım, bu lazım…

Bir şey anlamak lazım artık: Bu iş transferle bir yere kadar olur. Önce bir doğru yapı, çatı kurmak lazım… Var mı böyle bir görüntü?

Geçen yıl ‘Barış Alıcı, Fenerbahçe’nin geleceğidir’ diyenlerin, kadroyu Slimani ve Frey’le destekleyenlerin yürüttüğü bir transfer politikası ve Bayern Münich karşısında 6 gol yiyen bir takım söz konusu.

6. gol de 58’de geldi ve Almanlar biraz frene bastılar. ‘Devam’ deseler… Tahmin etmek istemiyorum…

Olumlu tek hamle Kruse gibi gözüküyor…

Bir de yaşanan Dirar olayına parantez açalım. Geçen sezon başı benzer tepkiler Hasan Ali için vardı. Sonrasında Hasan Ali rezil sezonun tek başarılı ismi oluverdi. Dirar da bir yol ayrımında. Ya rezil olur ya kral…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi