Korkakların derbisi… Ve muradına eremeyenler…

Bu derbinin de son yıllarda adeta fişi çekildi… Son yıllardaki karşılaşmalara orantılı, bu kadar keyifsiz, izleyene en ufak bir şey vermeyen maç yıl içerisinde herhalde sayılı olur…

Ülke olarak elindeki değerleri bilmeyen bir iklimde soluyoruz… Ormanlar yanar… Tarih silinir… Geçmişe sahip çıkılmaz… Doğal değerlerin kıymeti bilinmez…

Bunlar yaz yaz bitmez…

Galatasaray – Fenerbahçe derbisi de bu ülkenin sportif anlamdaki değerlerinden biridir… Ülkenin 2 büyük kulübünün oynadığı bu maç, kayda değer bir şey olduğunda, olumlu – olumsuz dünyada yankı getirebilecek sahnelerden biridir…

Bu derbinin de son yıllarda adeta fişi çekildi… Randevu bu kez Galatasaray’ın sahasındaydı. Son yıllardaki karşılaşmalara orantılı, bu kadar keyifsiz, izleyene en ufak bir şey vermeyen maç yıl içerisinde herhalde sayılı olur…

Günler öncesinden başlıyor bu derbinin farklı yerlere çekilmesi. Sahadaki Türk oyuncu sayısı belli. Galatasaray’da on birde yoktu bile. Bu isimlere günlerce anlatılıyor bu maçın önemi. ‘Aman kaybetmeyin de başımız ağrımasın’ öncelikli temenni olunca, kimse risk almıyor. Frenli bir şekilde günü idare etmeye çalışıyorlar.

Neredeyse son derbilerin tümünün havası bu.

Rakip biraz yoklanıyor, belki bir açık bulunuyor diye. Ama temel, açık vermemek üzere… Böyle olunca da derbi korkakların derbisi olup çıkıyor…

Halbuki bu derbiden beslenmek isteyen o kadar güçlü bir kesim var ki… Kan ağlıyorlar maç böyle golsüz, olaysız bitince. Kim derseniz belli: Günümüz medyası…

‘O ona yan baktı, bu buna düz baktı’ temeliyle çıkılan yolda böyle bir maçla karşılaşınca, evdeki hesap da çarşıya uymamış oluyor.

Şimdi ne konuşulacak bu derbi üzerine?

Sorulacak soru neden korktular olabilir ama yanıtı belli: Sizin yüzünüzden…

Yine de futbol konuşmak gerekirse….

Mustada abi (Sağlamer) Galatasaray için bir şeyler yazacaktır. Fenerbahçe beklentilerin üzerinde maça istekli başladı. İlk 20 dakikada bir gol bulsalar çok da şaşıran olmazdı. Defans hala oturmuş değil, devşirme solbekle mücadele devam ediyor.

Galatasaray karşısında kader isimlerden biri Altay oldu. Ciddi pozisyonlar kurtarıp takımını sahada tutan adam oldu. Bu performansı Fenerbahçe geleceği açısından sanırım kendisine iyi bir yatırım oldu.

Bir de Kruse için parantez açmak lazım. Çok çalışkan, çok üretici. Ligin en yüksek asist yapan isimlerinden biri. Ama gol vuruşlarında inanılmaz pozisyon harcıyor ki tecrübesine ve çalışkanlığına yakışmıyor…

Günler öncesinden her taraftan gerilen derbide en büyük beklenti bahisçilerin kırmızı kart umuduydu.

Ancak ülkenin bahis dünyasını ele geçiren Yıldırım Demirören belli ki bu işi de öğrenememiş, kırmızı kart bahsi açmadı oyunlarda. Açsa… Ülkenin yarısı kırmızı kart oyunu oynardı. Hatta kırmızı kart sayıları üzerine bahis konsa ona da para yatırılır, oynatıcıyı zengin ederlerdi.

Ancak herkesin germeye çalıştığı derbiden çıka çıka 3 sarı kart çıktı…

E normal… Korkaklık futbol oynamanın önüne geçerse… Günlerdir beklenilen maç da böyle sıkıcı bitiverir…

Cüneyt Çakır derseniz… Herhalde o da böyle bir gece dilerdi…

Şiş kebap yanmadan.. Geldi geçti işte…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi