Bu tutarlılığa şapka çıkarılır

Hem demokrasi endeksinde hem de saydamlık endeksinde sürekli ve istikrarlı bir biçimde geriliyoruz.

Yandaş tabirini sevmiyorum, besleme destekçilerin söyleyebildikleri en gırgır laflardan biri de yayınlanan uluslararası mukayeseler içeren çalışmaların doğru olmadıkları ve bunların büyük bölümünün amacının Türkiye’yi başarısız, kötü durumda göstermek olan yayınlar olduğudur.

Doğrusu uçmanın bu kadarı da demek ancak bu kadar beslenme ile oluyor.

Çok ciddi uluslararası kurumların işleri güçleri olmayacak ve büyük ekip çalışmaları ile gerçekleşen araştırmalarının amacı Türkiye’yi, Erdoğan’ı zor durumda, kötü durumda göstermek olacak.

Bir laf var çok sevmiyorum ama bunlar bu kadar uçabilmek için ne yiyorlar, ne içiyorlar, gerçekten insan merak edebiliyor.

Aslında siyasal iktidara, rejime destek veren kişi ve kuruluşları alkışlamak dahi gerekebilir belki çünkü söz konusu uluslararası araştırmaların sonuçları arasında büyük bir tutarlılık söz konusu, ortaya çıkan bu inanılmaz tutarlılığın menşei de muhtemelen bizim siyasal iktidarın, bize özgü rejimin uygulama ve bu uygulamaların yarattığı sonuçların tutarlılıkları.

İngilizlerin ünlü The Economist dergisi bu sene dünyanın 167 ülkesi için bir demokrasi endeksi yayınladı; bu endekste Norveç birinci sırada, notu on üzerinden 9.87, son sırada Kuzey Kore var, notu on üzerinden 1.08.

Türkiye bu sıralamada yine on üzerinden 4.37 notu ile yüz onuncu (sayı ile 110) sırada.

Başka bir ifade ile, öğrencilik yılları hafıza kırıntıları, dört buçuktan beş alıp sınıfı geçemiyoruz bile maalesef.

Bu sıralamayı Türkiye ve Erdoğan karşıtı birilerinin hazırlayıp yayınladıklarını söylemek için gerçekten ilginç bir karakter ve ilginç bir kafaya sahip olmak lazım.

Milliyetçilik nedir, pek bilmem çünkü tanımını iyi yapamam ama birileri bir nebze dahi olsa milliyetçilikten bahsediyorlar ise bu her şeyden önce bu sıralamadan rahatsız olmalarını gerektiriyor.

Bu sıralamadan rahatsız olma, başkalarını, üstelik yabancıları bu çok sıkıntılı durumdan sorumlu tut, sonra da milliyetçiliği kimseye bırakma, ben bu işi anlamakta zorlanıyorum.

Hukuk devleti kavramı sıralamasında da durumumuz aşağı yukarı aynı yani çok çok sıkıntılı.

The Economist’in Demokrasi Endeksi’nin yayınlandığı günlerde International Transparency (Uluslararası Saydamlık Örgütü) de dünyadaki 180 ülke için kamusal alandaki saydamlık kriterlerine göre bir sıralama yayınladı.

Bu sıralamada da Türkiye 180 ülke içinde 91. sırada.

Bu sıralama da çok ama çok sıkıntılı bir sıralama.

Bu sıralama için de birileri Türkiye’yi ve Erdoğan’ı sevmeyen malum çevrelerin yaptığı bir oyun diyebilirler ama durumun pek öyle olmadığını aklı başında herkes biliyor.

Şapka çıkartılacak tutarlılık diye de işte ben buna diyorum.

Hem demokrasi endeksinde hem de saydamlık endeksinde sürekli ve istikrarlı bir biçimde geriliyoruz.

Zaten tersi de pek mümkün değil, demokrasi endeksinde geriliyorsanız, saydamlık endeksinde sıralamanızın iyileşmesi ve tersi mümkün değiller.

Ancak, AKP yönetimi bunlar önemli değil, önemli olan seçmenlerin teveccühüdür diyebilir ama bu değerlendirme de artık tamamen yanlıştır.

Yanlıştır çünkü, demokrasi endeksinde, hukuk devleti endeksinde, saydamlık endeksinde geriliyorsanız seçmen teveccühü de imkansızlaşmaktadır.

İmkansızlaşmaktadır zira demokrasinin, hukuk devletinin, saydamlığın bu kadar gerilediği bir ülkede ekonomik büyüme de mümkün değildir, mümkün de olmayacaktır.

Ekonomik büyüme olmadığında da seçmen teveccühü yok demektir.

Hukuk devleti ve demokrasi ekonomik büyüme demektirler.

Ekonomik büyüme de seçim başarısı getirir.

Aksi durumda İstanbul yerel seçimleri sonuçları AKP için ilk seçimde ülke genelinde kaçınılmazdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi