Bolton, Patruşev'den ne istedi?

İkilinin arasında geçen tartışma konularından en önemlisinin ABD’nin İran'a karşı başlatmak istediği siber savaş konusu olduğu belli oldu.

24 Haziran'da Kudüs’te geçen görüşmelerde en çok ABD Başkanı Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Patruşev arasında tartışmalar yaşandığı belli oldu. İkilinin arasında geçen tartışma konularından en önemlisinin ABD’nin İran'a karşı başlatmak istediği siber savaş konusu olduğu belli oldu. John Bolton'un Rusya’dan İran'a karşı yürütecekleri bu savaşta Rusya’nın İran'a maddi ve teknik destek sunmamalarını istediği söyleniyor. Nikolai Patruşev'in bu konuda herhangi bir garanti vermediğini ama "Genel olarak Rusya’nın herhangi bir çatışmaya karışma niyeti yok özelikle de ABD’ye karşı" dediği belirtiliyor. Bir de Moskova’nın çatışmanın diplomatik yollarla çözümünden yana olduğunu ve bunda ısrarcı olacağını belirtmiş.

Nikolai Patruşev, İran müttefiklerinin bile İran siber silahları hakkında bilgilerinin olmadığını dile getirmiş. Patruşev, John Bolton'a 8 yıl önce gerçekleşen, İran tarafından ABD uydusunun kontrolünü ele geçirme olayını hatırlattı. Bu uydunun görevinin insansız hava araçlarını takip etme ve yok etme olduğunu söyledi. Bolton ise ABD siber ordusunun bu olaydan ders çıkarttığını söyledi.

ABD'nin İran'a karşı siber savaşı epey zamandır yürütülüyor ve ABD İHA'sının İran tarafından düşürülmesinden sonra bu daha da aktifleşti. ABD siber ordusu İran körfezinde bulunan İran füze sistemlerinin bilgisayarlarına ve İran körfezi ve Arap denizini birbirine bağlayan Hürmüz körfezinden geçen tankerleri takip eden İran istihbarat kurumunun bilgisayarlarına saldırı düzenlemişti.

Pentagon, ABD siber ordusunun sadece eğitimde değil gerçek çatışmada da gücünü sınamasının çok iyi olduğunu belirtmişti. Tabii ki askerî uzmanlar Rusya ve Çin'in bu konuda İran'a destek sunma ihtimallerinin olduğunu ve bu devletlerin de kendi siber güçlerini ABD’ye karşı koyabilmede sınama imkânı aradıkları biliniyor. Bu bilgisayar savaşlarının diğer bir tarafı ise İsrail’dir. ABD ve Ortadoğu’daki ortaklarının İran'a karşı direkt bir savaşa girmesi halinde İsrail’in ABD’ye destek vereceği bilinen husustur. Israil devleti kendi siber gücünü İran'a karşı devreye koyduğu ve bu konuda ABD’ye ve İran körfezindeki Arap monarşilerine her türlü destek için hazır olduğu bilinmekte.

Şu anda ABD ordusu ve istihbarat birimleri İran körfezinde Tahran'a karşı koyabilmek için gizli operasyon planları üzerinde çalışıyor, bunu yanı sıra durumun daha da kritikleşmemesi ve savaşın çıkmaması için çaba harcıyorlar. Bu çalışmaların hedefi siber saldırılarla İran savaş gemilerini etkisiz hale getirmek, enformasyon saldırıları yapmak, böylelikle İran rejimini zayıflatmaktır.

Tabii ki 20 Haziran'da ABD İHA'sını düşürme gibi İran "provokasyonlarına" karşı koyabilmek amacıyla CIA’in hazır gizli planları var. İran bu ABD İHA'sının İran hava sahasını ihlal etiğini ve Hürmüz boğazını geçtiğini iddia ediyor.

ABD Savunma Bakanlığı, 17 Haziran'da 1000 askerin daha da Ortadoğu’ya gönderileceğini açıkladı ki zaten öncesinde 1500 asker ve subayın orada bulunduğunu açıklamışlardı. Beyaz Saray ve Pentagon, İran sınırındaki yoğunluklarının artırılmasının nedeninin savunma olduğunu ve hedefin ise Tahran'dan gelen tehlikeleri bertaraf etmek olduğunu söylüyorlar.

Olayların nasıl gelişeceğini zaman gösterecek ama Tahran ve Washington’ın direkt bir askerî çatışmayı göze almayacağı belli.       

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi