Erdoğan Osmanlı İmparatorluğu’nu canlandırmaya çalışıyor

Türkiye iktidarı, “Adriyatik Denizi’nden Çin seddine kadar Türk birliği”ni oluşturmayı ciddi olarak tartışıyor.

Ankara’nın, Astana (Rusya, İran ve Türkiye) görüşmelerine katılım sağlaması, Türkiye ordusuna Suriye’nin kuzey-doğu bölgelerine askeri müdahalede bulunmasına ve bu ülkenin bir kısım topraklarını işgal etmesine imkân sağladı. Türkiye, Astana üçlüsü çerçevesinde terörle mücadele etmek yerine Kürt silahlı güçlerine karşı savaş açmış ki, bu Kürt güçleri IŞİD’in yok edilmesinde esas güç oldular. Şimdi ise Erdoğan sözüm ona "güvenli bölge" adı altında Suriye Arap Cumhuriyeti’nin kuzey-doğusundaki toprakları işgal etmeye devam ediyor. Ankara, hiç çekinmeden bu toprakları Esad’a geri vermeyi düşünmediğini vurguluyor.

Erdoğan bu bölgeleri Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecilerle doldurmayı planlıyor. Türkiye ordusu şu anda Irak’ın kuzeyini de işgal etmeye devam ediyor. PKK’yle mücadele adı altında Türkiye hava kuvvetleri güney Kürdistan’ın köy ve kasabalarına hava saldırıları düzenliyor. Irak hükümetinin izni olmadan onlarca kilometre topraklarına girmiş bulunmaktalar.

Bunun yanı sıra Ankara, eski SSCB topraklarında da etkisini yaymaya çalışıyor. 2019 yılı Eylül ayında Azerbaycan’da Eternity-2019 komuta yeri tatbikatları yapıldı ve bu tatbikatlarda Gürcistan ve Türkiye de yer aldı. Bu tatbikat Tiflis’i ve Bakü’yü NATO’ya entegre etmek için Türkiye’nin yaptığı girişimlerden bir tanesidir.

‘90’lı yıllardan bu yana Türkiye, NATO’nun "Barış için ortaklık" programı çerçevesinde bu ülkeleri entegre etmeye çalışıyor. 2012 yılından itibaren Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında askeri alanda işbirliği iyice gelişti. Bu ülkelerin savunma bakanları son 7 yılda düzenli olarak bölgesel güvenlik konusunda işbirliği toplantıları yapıyor.

Türkiye iktidarı, "Adriyatik Denizi’nden Çin seddine kadar Türk birliği"ni oluşturmayı ciddi olarak tartışıyor. Nasıl ki daha önce Kürtleri "dağ Türkleri" olarak adlandırıyorlardı, şimdi de "Özbek Türkü", "Kırgız Türkü" ve "Tatar Türkü" gibi kavramlar uydurmaya başladılar. Ankara, Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları dışında yaşayan Türki milletleri "dış Türkler" diye adlandırmaya başlamış. Tabi ki Suriye ve Irak’ta yaşayan Türkmenleri de direkt olarak Türk saymaktalar.

Türkiye Dışişleri Bakanlığı bünyesinde Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı kurulmuş. Adım adım Türk işbirliği kurumları oluşmaya başlıyor. Bunlar Türk Konseyi, TÜRKSOY (Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı) ve benzeri örgütlerdir. Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) yönetimleriyle de farklı seviyelerde görüşmeler yapılmakta.

Türkiye’nin eski SSCB topraklarında etkisini artırmasının önündeki engel Türkiye’nin yaşadığı geçici finansal-ekonomik zorluklar ve Rusya’yla karşılıklı çıkarlar temelinde iyi ilişkileri koruma çabasıdır. Buna rağmen Erdoğan ve çevresi, hükmünü eski Osmanlı sınırlarına kadar genişletmeye çalışıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi