Rusya ve Türkiye Libya’da çatışır mı?

Büyük ihtimalle Türkiye ve Rusya arasındaki Libya pazarlığı, Suriye ve Ankara’nın Kürtlere karşı savaşıyla ilgili olacaktır.

Libya krizinde Ankara’nın, Moskova’nın aksine Fayez el-Sarraj’ı desteklediği biliniyor. Türkiye iktidarı, uluslararası kamuoyunun kabul ettiği Fayez el-Sarraj başkanlığındaki Libya hükümetinin talep etmesi durumunda Türkiye ordu birliklerini Libya’ya göndereceklerini açıkladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise 19 Aralık’ta, Moskova’da yaptığı basın toplantısında, Libya krizinin tüm taraflarıyla bağlantı içerisinde olduklarını söyledi. Yani tarafsız bir pozisyonda olduklarını söyledi. Moskova’yı ziyaret edecek olan Türkiye delegasyonuyla bu ilkeler çerçevesinde Libya sorunlarını tartışacaklar.

Libya sorunuyla ilgili Rusya ve Türkiye arasındaki karşıtlık netleşmemiş durumdadır. Türkiye ve Rusya sadece Ortadoğu’da değil Doğu Akdeniz’de de karşıt taraftalar. Libya’daki çatışmanın sonuçlarını da büyük ölçüde onlar belirleyecek. Libya’nın kaderini belirlemek için Türkiye heyetinin Moskova’ya gelmesi bunun ispatıdır.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşmeyi beklemeden Trablus’a askeri yardım göndermeye başladı bile. Ama Rusya’yla ilkesel anlaşmaya varılmadan Haftar komutasındaki Libya Ulusal Ordusuna karşı savaşan Sarraj komutasındaki Ulusal Birlik Hükümetine yapılan Türkiye’nin askeri yardımı sonuçsuz olacak.

Libya’daki çatışma Moskova ve Ankara’yı birbirine karşı getirebilir ama şimdilik bu önlendi. 2015-2017 yılları arasında yaşanan sorunlardan, Rus uçağının düşürülmesinden ve Türkiye’de Rusya elçisinin haince öldürülmesinden sonra her iki ülke kendi aralarında uzlaşma noktalarını bulmada tecrübe edindiler. Tabi ki bu uzlaşma halen jeopolitik ve ekonomik çıkarlarla sınırlı.

Moskova’nın Khalif Haftar komutasındaki Libya Ulusal Ordusu’nu desteklediği biliniyor. Haftar’ın Trablus’u ele geçirmesi, Rusya’nın paralı askerlerinin yardımına bağlı.

Libya’da, Rus özel şirketlerin askerleri ile Erdoğan’ın gönderdiği askeri birimler arasında büyük ihtimalle çatışmalar olmuştur. Ankara heyetinin Moskova’ya gelmesinin sebebi ise Rusya’yla Libya’da nasıl karşı karşıya gelmeyeceklerini tartışmaktır. Yani pazarlıktır. Türkiye, Rusya’ya Libya’dan vazgeçmesi için çok şey vermeye hazır. Tabi bunun şimdilik "Türk akımı" doğal gaz boru hattının açılışı ve yeni S-400 anlaşmasıyla ilgili olmayacağını düşünüyorum. Büyük ihtimalle Türkiye ve Rusya arasındaki Libya pazarlığı, Suriye ve Ankara’nın Kürtlere karşı savaşıyla ilgili olacaktır.

Ankara’nın Suriye’deki pozisyonu ve aynı zamanda Türkiye destekli çetelere dayanarak Suriye’nin topraklarını işgal harekâtı devam ediyor. Bu pazarlıkta Moskova’dan Libya konusunda taviz koparmak için Suriye’de bazı tavizler vermesi mümkündür. Büyük ihtimale bu taviz İdlib konusunda olacaktır.

Peki, bu Rusya’nın çıkarına mıdır? Galiba evet. Tabi tüm bu pazarlıklar farklı sonuçlar doğurabilir, Libya’nın paylaşımı gerçekleşebilir. Moskova, Haftar üzerindeki baskısını kullanarak Trablus saldırısını durdurabilir ve var olan statünün bir süre daha devam etmesini sağlayabilir. Buna karşılık Ankara ise Esad rejiminin İdlib’teki ilerlemesine izin verebilir. Tabi ki Kuzey Suriye’de Kürt topraklarını işgal etmeye devem edecektir ve buraya Suriyeli göçmenleri yerleştirme planlarını gerçekleştirmek ister. Büyük ihtimale Rusya bu planın gerçekleşmesine karşı çıkmayacak.

Moskova ve Ankara için önemli olan ekonomik çıkarlardır. Hidrokarbon kaynaklarının üretimi ve Avrupa’ya nakliyesidir. Türkiye ve Sarraj yönetimindeki Ulusal Birlik Hükümeti arasındaki anlaşma Türkiye’ye birçok Doğu Akdeniz ülkesinin de talip olduğu zengin hidrokarbonat kaynaklarını elle geçirme fırsatı sağladı. Eğer Türkiye ve Sarraj, Doğu Akdeniz’den Avrupa’ya uzanan doğal gaz boru hattına sahip olursa o zaman Ankara’nın "Türk akımına" pek de ihtiyacı kalmıyor. Bundan dolayı da tüm iyi niyete rağmen Moskova, Libya konusunda taviz vermeyecek. Rusya için Libya’da oluşan ikili iktidara bir an önce son vermek çok önemli. Tabi ki tercihleri Haftar’dan yana. Bunu da özel silahlı şirketleriyle, Mısır’la, Suudilerle olan gizli diplomasiyle ve belki de İsrail’le işbirliği içinde yapacak.

Neler olacağını önümüzdeki günler gösterecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi