Kaz Dağları neden önemli, IPCC raporu anlatıyor:  Arazi kullanımını değiştirin

'İklim Değişikliği ve Arazi' başlıklı özel rapor, giderek daha fazla tahrip edilen gezegenimizde iklim, insan ve karasal alanlar arasındaki ilişkiyi çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.

Pelin CENGİZ


Başlığa Kaz Dağları neden önemli diye başladım ancak sadece Kaz Dağları mı? Kuzey Ormanları, Salda Gölü, Hasankeyf, Murat Dağı, Alpu Ovası, Munzur Vadisi, Cerattepe, Alakır Vadisi, Trakya ovaları, Ege’nin verimli toprakları, Karadeniz yaylaları, Güneydoğu dağları, adını burada sayamayacağım daha pek çok doğal, kültürel ve tarihi varlıklarımız neden önemli? Neden gözümüz gibi bakmalı, korumalı, sahip olduğumuz değerleri daha ileriye taşıyabilmeliyiz?

Kızılderili atasözünde de dediği gibi, çünkü biz bu dünyayı atalarımızdan miras değil, torunlarımızdan ödünç aldık. Bugünün çocuklarına, gençlerine, daha sonra gelecek nesillere borcumuz var. Bu gezegen 7 küsür milyar insanın ortak evi ve bu gezegende sahip olduklarımızı gelecek nesillere bulduğumuz gibi bırakma sorumluluğumuz var.

Bu sahip olduğumuz doğal varlıklar insan olmadan da mevcudiyetlerini sürdürür. Ama ya insan? Doğal dengeyi bozduğu zaman insan kendini yokoluşunu da hazırlamış demektir. Doğal dengeyi bozarsanız siz de yoksunuz, gelecek nesiller de…

Tam da bunun neden böyle olması gerektiğine dair geçen hafta çok önemli bir rapor açıklandı. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC - Intergovernmental Panel on Climate Change) tarafından 52 ülkeden 103 bilim insanının katkılarıyla hazırlanan  "İklim Değişikliği ve Arazi başlıklı özel rapor, giderek daha fazla tahrip edilen gezegenimizde iklim, insan ve karasal alanlar arasındaki ilişkiyi çarpıcı biçimde gözler önüne serdi. Raporun tam adı "IPCC İklim Değişikliği, Çölleşme, Arazi Bozulumu, Sürdürülebilir Arazi Yönetimi, Gıda Güvenliği ve Karasal Ekosistemlerdeki Sera Gazı Akıları Özel Raporu"…

Rapor, şimdiye kadar arazi kullanımı ile tarım ilişkisi hakkında hazırlanmış en kapsamı rapor olma özelliği de taşıyor.

Günümüzde iklim krizinin artan kuraklık, biyoçeşitlilik kaybı ve gıda güvensizliği gibi etkileriyle araziler üzerindeki baskıyı daha da artırdığı artık bilinen bir gerçek. Raporda bunlara dair uyarılar var. Uyarıların yanı sıra rapor, bizi ve pek çok canlıyı doyuran toprağa yönelik tehditleri ve olanakları ortaya koyarken, bu konuda ülkelerin ve toplumların farkındalığını ve bilinç düzeyini de yükseltmeyi amaçlıyor.

Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için arazi yönetimini geliştirilmesi, tarımın iklim için bir çözüm haline getirilmesi ve fosil yakıtlardan kaynaklanan emisyonların azaltılması gerekiyor ve bunların hepsinin aynı anda uygulanmaya konması gerekiyor.

Raporu kendim değerlendirmek yerine IPCC raporlarının yazarlarından ve bu bahsettiğimiz raporda da katkıları yer alan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu ve TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş’in değerlendirmelerine yer vermeyi tercih ettim.

Sonuçta biz gazeteciler aktarıcıyız, bu raporları yazanlar ise bilim insanları…

Türkeş’in IPCC İklim Değişikliği ve Arazi Özel Raporu Politikacılar İçin Özet Raporu’nun başlıca mesajlarını derlediği tespitlerini şöyle sıralayalım:

ISINAN DÜNYADA İNSAN, ARAZİ İKLİM: 

  • Arazi insan yaşamı ve gıda temini, içme suyu ve diğer çok sayıdaki ekosistem hizmetleri için en temel ilkeleri sunar. İnsan kullanımları buz-buzul alanlı dışında kalan küresel arazilerin yaklaşık yüzde 70’den fazlasını doğrudan etkiler. Karalar ayrıca, iklim sistemini düzenleme ya da dengelemede de önemli bir görev üstlenir. 
  • 1850-1900 döneminden beri kara yüzeyi ortalama hava sıcaklıkları, küresel ortalama yüzey sıcaklıklarından yaklaşık iki kat daha hızlı yükselmektedir. Bu dönemde gözlenen sıcak hava dalgalarının sıklık ve şiddeti, aşırı yağış ve kuraklık olayları birçok bölgede artış göstermiş ve bu artışın daha da kuvvetleneceği öngörülüyor. 
  • İklim değişikliği karasal ekosistemleri olumsuz şekilde etkiler. Dünyanın birçok bölgesinde çölleşme, arazi bozulumu ve gıda güvensizliğine katkı yapar. Yönetilen ve yönetilmeyen arazilerde yükselen etkilerin gelecekte de süreceği tüm gelecek sera gazı salım senaryolarına dayanan model kestirimlerinde açıkça görülüyor. 
  • İster insan etkinlik ve kullanımlarından isterse iklim değişikliğinden kaynaklansın arazi koşullarındaki değişiklikler küresel ve bölgesel iklimi etkiler. Bölgesel ölçekteki değişen arazi koşulları ısınmayı azaltabilir ya da daha dikkat çekici yapabilir; aşırı olayların sıklık ve şiddetlerini etkiler. Bu değişikliklerin büyüklük ve doğası ya da yönü coğrafi koşullara göre değişiklik gösterir. 
  • İklim değişikliği tarımsal ve yaşam sistemleri, biyoçeşitlilik, insan ve ekosistem sağlığı, alt yapı ve gıda sistemleri üzerindeki var olan riskleri büyüterek arazi üzerinde ek baskı yaratır. Risklerin düzeyi ya da şiddeti bölgeden bölgeye değişir. Örneğin, aynı ısınma düzeyi için bazı bölgeler daha yüksek risklerle yüz yüze gelir ve çoklu sistemler ve sektörler üzerindeki çoğaltır.

SAVAŞIM VE UYUM KARŞI SEÇENEKLERİ: 

  • İklim değişikliği savaşımı ve uyumuna katkı sağlayan arazi ilişkili yanıtlar (politika ve önlemler vb), aynı zamanda çölleşme ve arazi bozulumu ile savaşıma katkı sağlar hem de gıda güvenliğini artırır. Arazi ilişkili yanıtlardaki potansiyel konuya ya da kapsama (sistem, sektör, vb.) özgüdür. Öte yandan, arazi ilişkili yanıtların iklim değişikliği savaşımına küresel ölçekte yapabileceği katkıların da sınırı vardır. 
  • Çoğu karşı ya da yanıt seçenekleri, sürdürülebilir kalkınma ve diğer sosyal hedefleri olumlu yönde etkiler, katkıda bulunur. Birçok karşı savaşım ya da yanıt seçenekleri, var olan arazilerle bir yarışmaya girmeksizin uygulanabilir ve çoklu yararlar sağlama potansiyeline sahiptir. Daha ileri bir yanıt seçenekleri seti, arazi dönüşümü (ya da arazi kullanım değişikliği) istemini azaltma potansiyeli gösterir. Bu yüzden de iklim değişikliği savaşım ve uyum, arazi bozulumu ve çölleşme ile savaşım ve gıda güvenliğinin artırılması gibi konulara yönelik diğer yanıt seçeneklerini kuvvetlendirme potansiyeline sahiptir. 
  • Çölleşme ile savaşıma yönelik birçok etkinlik iklim değişikliği savaşımı ve uyumunun yanı sıra, toplumlara çoklu sürdürülebilir kalkınma yararları da olacak biçimde biyoçeşitlilik kayıplarını durdurmaya da katkı sağlayabilir. Çölleşmeyi önleme, azaltma ve tersine çevirme, tarımsal üretkenlik ve gıda güvenliği yararlarıyla birlikte, toprak verimliliğini artırır, topraktaki ve biyokütledeki (ormanlar, çalılar, çayır ve meralar, vb.) karbon birikimini (karbon stoku) çoğaltır. Kalıcı riskler ve özel koşullar potansiyeli olması nedeniyle, çölleşmenin önlenmesi bozulan arazilerin onarılması açısından da tercih edilir. 
  • Sürdürülebilir orman yönetimini de içeren bir kavram olarak sürdürülebilir arazi yönetimi, arazi bozulmasını azaltabilir ve önleyebilir; arazinin üretkenliğini sürdürebilir ve bazı durumlarda iklim değişikliğinin arazi bozulması üzerindeki olumsuz etkilerini de tersine çevirebilir.
  • Tek çiftliklerden su havzası ölçeklerine kadar değişen alanlarda arazi bozulmasının azaltılması ve önlenmesi, topluma maliyet etkin ve hızlı yararlar sağlayabilir ve çeşitli Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini – uyum ve savaşım ortak yararlarıyla birlikte- destekleyebilir.
  • Bütüncül istem ve sunu seçenekleri, iklim değişikliği savaşım ve uyum yanıtlarını geliştirmek amacıyla gıda sisteminin tüm bileşenlerine dağıtılabilir. Tarımsal ürün ve hayvancılık etkinliklerinin toplam savaşım potansiyeli, 2030’a kadar ve 2050’de aynı düzeyde olmak üzere, 20-100 ABD Doları/ton CO2 eşdeğeri (tCO2eq) aralığındaki fiyatlarla, yılda 1.6–4.6 milyar ton karbondioksit eşdeğer (GtCO2eq.yr-1) olarak kestiriliyor. Aynı fiyatlarla olmak üzere, beslenme diyeti değişikliklerinin toplam savaşım potansiyeliyse, 2050 yılına kadar yılda 1.8-3.4 milyar ton karbondioksit eşdeğer (GtCO2eq.yr-1) olarak kestiriliyor.
  • Gelecekteki arazi kullanımı beklenen iklim çıktılarına ve karşı yanıt seçeneklerine bağlıdır. Küresel ısınma düzeyini 1.5 °C’de ya da 2°C’nin altında sınırlandırmayı hedefleyen tüm model yolları (patikaları), çoğu farklı yeniden ormanlaştırma, ormanlaştırma, ormansızlaştırmanın azaltılması ve biyoenerjinin farklı kombinasyonlarını (birleşim) içermekte olan arazi temelli savaşım ve arazi kullanımı değişikliği seçeneklerini gerektirir. 

KARŞI SEÇENEKLERİN OLANAKLI KULLANILMASI: 

  • Politikalar, kurumlar ve yönetişim sistemlerinin tüm ölçeklerdeki uygun tasarımı, arazi temelli savaşım ve uyuma katkı sağlayabilir. Çoğunlukça desteklenen iklim ve arazi politikaları, kaynakları koruma, sosyal direngenliği kuvvetlendirme, ekolojik onarımı destekleme ve yerel iş dünyasının önünü açma ve iş dünyası arasında çoklu iş birlikleri oluşturma gibi pek çok adıma katkı sağlayabilir. 
  • Gıda kayıplarını ve atıkları azaltma ve beslenme seçeneklerini etkileme, daha sürdürülebilir arazi kullanımı yönetimi, gıda güvenliğinin ve düşük salım yollarının güçlendirilmesi vb. içeren gıda sistemine yönelik politikaların uygulanması yaşamsaldır. Bu tür politikalar, iklim değişikliği ile savaşım ve uyuma katkı sağlayabilir, arazi bozulmasını, çölleşme ve yoksulluğu azaltabilir; toplum sağlığını iyileştirebilir. 
  • Yerel topluluklarının -özellikle yerli gruplar ve kadınlar gibi iklim değişikliğine en hassas olanlar- ve iş dünyasının karar verme, seçme, değerlendirme, yürütme ve arazi temelli iklim değişikliği savaşım ve uyumu için gerekli olan politika araçlarının yürütme ve izlenmesine dahil edilmesi, karar verme ve yönetişim etkinliğini destekler. Sektörler ve ölçeklerin bütünleştirilmesi, ortak yararları en yüksek düzeye çıkarma şansını artırır. 

YAKIN ZAMANLI EYLEMLER:

  • Çölleşme, arazi bozulumu ve gıda güvenliğini ele almak için var olan bilgiye dayalı eylemler kısa vadede gerçekleşebilirken, iklim değişikliği savaşımı ve uyumuna yönelik destekleyici eylemler uzun vadeli yanıtlar şeklinde olabilir. Uzun erimli olanlar, kapasite oluşturma, bilimsel bilgi transferinin artırılması, erken uyarı sistemlerinin uygulanması, risk yönetiminin gerçekleştirilmesi ve veri eksiklerinin tamamlanması eylemlerini içerir.
  • İklim değişikliği savaşımı ve uyumu, çölleşme, arazi bozulumu ve gıda güvenliğine yönelik yakın zamanlı eylemler, kısa sürede sosyal, ekolojik, ekonomik ve ilerlemeci ortak yararlar getirebilir. Bu ortak yararlar, yoksulluğun azaltılmasını ve etkilenebilirliği olanlar için daha direngen geçim sistemlerini içerir.
  • Arazi sektöründe iklim değişikliği savaşımı ve uyum yanıtlarının gecikmesi, hem olumsuz sosyal etkilere ve maliyetlerin artmasına yol açar, hem de iklim açısından direngen kalkınmanın kapsamını zayıflatır. Çölleşme ve arazi bozulumu ile iklim değişikliği savaşımının tersine çevrilmesindeki eylemsizliğin sonuçlarıysa, birçok sektördeki acil eylemlerin maliyetini aşar. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Pelin Cengiz Arşivi