Kürt korkusu

Akmedya yerel seçimlere hazırlanırken, iktidarın öne sürebileceği vaat kalmadığı için rakiplere takmış durumda. CHP'ye PKK muamelesi yapıyor.
  • HDP ve FETÖ, İYİ Parti ile CHP'yi destekleyecek/ŞER İTTİFAKI TESCİLLENDİ (AKİT)
  • CHP-HDP-İYİ PARTİ İTTİFAKI BÖLÜCÜDÜR (Aydınlık)
  • VARLIĞIM KANDİL'E ARMAĞAN OLSUN/ Talimat yerine geldi/PKK sempatizanı adaylar (Güneş)
  • HDP ORTAKLIĞI CHP'Yİ KARIŞTIRDI (Yeni Şafak)
  • CHDP İÇİN İYİ KURGU/Zillet İttifakına HDP'den açık destek (Milat)
  • CHP-HDP İTTİFAKI NETLEŞTİ, ''İP'' KOPTU/Kadıköy HDP'ye, Narlıdere FETÖ'ye (Akşam)
  • CHP TERÖRÜ KÖRÜKLÜYOR/Terör Ortaklığı Resmiyet Kazandı (Diriliş Postası)
  • BU CHP'DEN NE KÖY OLUR NE KASABA/ HDP'den İthal İsimler Tepki Çekti/HDP'den 3 Büyük Şehirde Zillet İttifakına Destek (Star)
  • FIRTINA KOPTU/ HDP de Millet İttifakının ''Gizli Ortağı'' oldu/CHP'den PKK destekçisi adaylar (Türkiye)

29 Ocak günü yayınlanan iktidar yanlısı gazetelerin birinci sayfalarında yerel seçimler konusundaki gelişmelere yer veren sözde haberlerin neredeyse hepsinde gizli-açık bir Kürt korkusu okunuyor. CHP'nin ilan edilen Belediye Başkan adayları ve HDP'nin bazı kentlerde aday çıkarmama kararı Kürt korkusunu canlandırmış.

Bu korku bir yandan AKP-MHP'li Cumhur İttifakı'nın oy kaybetme korkusu ama daha önemlisi HDP'nin Kürtlerin dışında da bazı kesimlerde/çevrelerde geçici de olsa dost ya da müttefik bulma ihtimali... 7 Haziran seçimlerinde de çok sayıda CHP'li seçmenin HDP'ye oy verdiğini herkes hatırlıyor.

Bu korku yeni değil. Tarihi, ulus-devletin inşaasına kadar gidiyor. Teorik olarak CHP'nin 6 okunu temel değer alan Kemalist Cumhuriyet, pratikte İrtica (Şeriat) ve Şekavet'e (Kürt varlığı) karşı mücadele içinde gelişti. 80'lerde Kürt hareketinin kitleselleşmesi nedeniyle korku şiddetle ifade edilir oldu. İrtica bugün devleti büyük ölçüde ele geçirmiş olmasına rağmen Şekavet baş düşman konumunu muhafaza ediyor.

Saray'ın 31 Mart stratejisi belli: Önce seçmen kayıtlarında tahrifat, bilahare oy sayımında alavere dalavere. Kampanyanın teması da ortaya çıktı: Ekonomik krizi perdelemek için özellikle Suriye ayrıca içerideki Kürtler üzerinden güvenlik/bölünme/terör öcüsüyle korku salmak. Erdoğan, 1 Kasım seçimlerinde de bu yaklaşımı uygulamış ve nispeten başarılı olmuştu. Çünkü kabul etmek gerekir ki, bu yaklaşım Türk toplumunun önemli bir kesiminde alıcı buluyor.  

Yukarıdaki manşetler ve spotlardaki cümleler, ilk bakışta sanki CHP'yi hedef alıyormuş gibi görünebilir. Oysa ki iktidarın CHP ile temel bir sorunu yok. Ana Muhalefet Partisi görünümündeki örgütün tepe yönetimi şimdiye kadar Meclis'te olsun, kamuoyunda olsun iktidarın milliyetçi, faşizan, devletçi baskı ve uygulamalarını canı gönülden destekledi. (Yenikapı ruhundan sınır ötesi operasyonlara, Anayasaya aykırı dokunulmazlıklardan Avrupa Konsey'indeki oylamaya kadar...). CHP, HDP'yle dolaylı da olsa temasa geçince tukaka oluyor.

İlginçtir, son dönem gazeteci ve akademisyenlerin yargılanmalarına baktığımızda da aynı yaklaşımı görüyoruz: İktidar, HDPlilere ve bütün Kürtlere dünyayı dar etmek için elinden geleni yapıyor, bu arada Kürt olmadığı halde Kürt haklarını destekleyen ya da en azından Kürtlere yapılan baskılara karşı çıkan Türkler de iktidarı çok fena rahatsız ediyor.    

İYİ Parti'ye yakın Yeni Çağ gazetesine de değinelim. Onlar aslında pek de somut ve açık olmayan CHP-HDP yakınlaşmasından rahatsız ve Akşener'in öngörüsünün doğrulandığını iddia ediyor. Orijinal de olsa tutarsız bir teze sarılmış Yeni Çağ: Millet İttifakına karşı komploymuş bu yakınlaşma. Millet İttifakındaki milliyetçi seçmeni CHP-İYİ Parti koalisyonundan uzaklaştırmak için yapılmış! Yani iktidarın işi bu yakınlaşma!? Çünkü 31 Mart'tan sonra Barış Süreci yeniden başlayacakmış, İngiltere ve PKK ile görüşmeler yapılıyormuş, ayrıca da AKP ile HDP zaten Çözüm Süreci ortaklarıymış! Komplo Teorilerinde tam gaz ileri!

Genel olarak CHP'ye yakın olan Cumhuriyet ve Sözcü gazeteleri, Belediye Başkan adaylarının açıklanmasıyla ilgili haberlerinde HDP, FETÖ ayağından pek bahsetmiyor, Parti içindeki anlaşmazlıklar demekle yetiniyor. Ne var ki, bu iki gazetenin söz konusu nüshalarında Kürt meselesi pas geçilmemiş: Sözcü, pek benimsemiş olmalı ki, Erdoğan'ın ''Fırat'ın doğusuna huzur getireceğiz'' açıklamasını yan manşetten vermiş. Cumhuriyet de Rus Dışişleri Bakanının Ankara'nın Adana Mutabakatı'nı temkinli ve sınırlı bir şekilde değerlendirirse Suriye'ye operasyona cevaz verdiğini anlatan demecini yayınlamış.

Bu medya iktidarın sesi. Bu Devlet de her ahval ve şerait içinde Kürt düşmanı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi