Babacan'ın ekibi

Babacan’ın ilkeleri sadece eski kadroları değil mevcut AKP kadrolarına olan mesafeyi de beraberinde getiriyor. Yeni parti, AKP ve diğer partilerden vekil transfer edilmesine sıcak bakmıyor.

2018 yılının ocak ayı.

Ankara’da olağanüstü hâl sürecinin tüm ağırlığıyla sürdüğü zamanlar. Yüksel Caddesi’ne çıkmak isteyen göstericiler daha sokağa adım atar atmaz gözaltına alınıyor, her sokak başında TOMA’lar bekliyor, adım başı fiili kalekollara denk geliyorsunuz. 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra tutuklanan ve soruşturulan kişi sayısının hesabını yapamadığımız o zamanlarda ilginç bir toplantıya katılmıştım.

Ankara’da bir otelin eksi 2. katında kahvaltılı bir toplantıydı. Masaların birbirine eklenerek U şeklinde düzenlendiği salonda, beraber kahvaltı ettiklerimizin çok büyük bir bölümü eski AKP milletvekilleri. Bazıları Cumhurbaşkanı Erdoğan’la daha belediye başkanıyken beraber hareket eden arkadaşları, bir ikisi de RP döneminden AKP’ye kadar gelen belediye başkanları. 40’ı aşkın siyasetçinin en önemli ortak noktası; çok uzun süredir beraber siyaset yaptıkları AKP ile yollarının keskin şekilde ayrılmış olması.

Oldukça mütevazı kahvaltı tabaklarına vurulan çatal sesleri dahi salondaki heyecanı gözler önüne seriyor. Her söz alan memleketin ahvalinden dem vurup "Bir şeyler yapmalıyız" diyor. Açık açık söylenmese de gözler eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den gelecek bir haberi bekliyor, kışkırtıcı konuşmalar davet sahiplerinden "yeni hareketi kuruyoruz" sözünü duymaya yönelik. Davet sahipleri, "Yakında bir şeyler olacak" diyerek, olanca sakinliğiyle bu heyecanı yükleniyor. Ama baş edemiyor.

Konuşmalar, anılar, siyaset yolculuğunda aşılan yollar, "biz buraya nasıl geldik" hesapları ile geçiyor toplantı. Her biri AKP ile yollarının ayrılmasının ardından başlarına geleni anlatıyor, korkularını; korku toplumunun resmini çiziyor. Bu konuşmaları da yüklenip, katılımcılara cesaret yüklemeye çalışan davet sahipleri benzer bir sonu kendilerinin de beklediğinden henüz habersiz.

Zira bu kapalı/gizli toplantının üzerinden daha bir ay geçmeden katılımcılardan birinin oğlu hakkında alelacele hazırlanmış bir soruşturma dosyası kapsamında "yakalama kararı" çıkarılıyor!

Soruşturma konusu mu?

O da belli: FETÖ

***

2018 yılının ilk aylarında bu salonlarda gördüğüm yeni siyaset arayışı, tam 2 yıl gecikmeli olarak bugün somut bir harekete dönüşmek üzere. Ali Babacan’ın liderliğindeki parti -Babacan’ın verdiği tarih üzerine- bu yıl bitmeden ilan ediliyor.

Ali Babacan bu tarihi Karar Gazetesi’ndeki röportajında verdi. Röportajı yapan gazeteciler Ahmet Taşgetiren ve Yıldıray Oğur’un Babacan’la ilgili gözlemlerini aktardıklarından anlıyoruz ki; Babacan ekibini sır gibi saklıyor. Yeni partide kimler olacağına dair ısrarlı tüm soruları es geçiyor.

AKP pratiğini çok iyi bilen Babacan bu konuda da haksız değil. Bir kahvaltı toplantısına dahi tahammül edemeyen AKP’nin eski yol arkadaşlarına yönelik yaptırım araçları arasında; Parti’nin resmi ihraç mekanizmalarını yürütmekten aile üyelerine yönelik cezai soruşturmalara kadar neler var neler…

Bunlar çok hafife alınacak yaptırımlar da değil.

Bir örneği de 2017’den vereyim. 2017 yılının başından sonbaharına kadar politika gündemini alt üst eden AKP’li belediye başkanlarına el çektirildiği dönemden. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, oy verenlerine hiçbir açıklama yapmadan, görevden aldıklarına hiçbir gerekçe göstermeden yapılan o işlemlere. Hâlâ sırrını koruyan bu dönemde Ankara, İstanbul, Bursa, Balıkesir başta olmak üzere çok sayıda belediye başkanı zorla istifa ettirildi. Bazıları bu istifa sürecine sıkı sıkı direndi. Hatta kameralar karşısında ağlayanlar oldu.

Onlardan biri, önce eşi hakkında soruşturma açılması üzerinden tehdit edildi. Ardından gelen bir dizi baskıya dayanamayıp istifasını verdi. Ya sonra?

Sonra da eşyalarını toplayıp yurt dışına çıktı.

Zira üzerindeki tehditler baş edilecek gibi değildi; başkan ülkeyi terk etti!

***

Tüm bu örneklerden yola çıkarak Babacan’ın ekibini gizlemesi kadar olağan bir şey yok.

Ekip isim isim açıklanmasa da Ankara’da konuşulan kulis bilgileri kadronun iskeletini ortaya koyuyor.

Yazının başında bahsi geçen AKP’li eski milletvekili kadrolarının büyük bir bölümü yeni partide yer almayacak. Bu isimler çok istekli olmasına karşın Babacan ve kurmaylarının aldığı ilkesel kararların başında eski AKP’lilerden olabildiğince uzak durmak var. Bu Babacan’ın ortaya koymak istediği "yeni siyaset anlayışı" için çok önemli.

Sadece eski AKP’liler mi?

Şimdiden görünen o ki bu ilke kararları sadece eski kadroları değil hâlihazırdaki AKP kadrolarına yönelik mesafeyi de beraberinde getiriyor. Yeni parti, AKP ve diğer partilerden milletvekili transfer edilmesine sıcak bakmıyor.

Yeni parti herkesi kucaklayacak yeni bir siyaset anlayışıyla yola çıkıyor. Hâl böyle olunca da bu transferlerin partiyi zayıflatacağı konuşuluyor.

Yeni bir partinin Parlamento’da grup kurmadan yola çıkması büyük risk. Peki Parlamento’da yer almayacaklarsa ne yapacaklar?

Bu sorunun yanıtını direkt kurmaylardan birinin ağzından aktarayım:

"Sokak sokak gezeceğiz, her yere gideceğiz ve seçimlere kadar çalışacağız."

Sokak sokak çalışma fikri; "partiyi masa başında kuruyorlar" eleştirilerine de bir yanıt niteliğinde. Sakin sessiz süren parti çalışmaları kapsamında, çok sayıda görüşme yapıldığını belirtelim. Hatta yakın zamandan bir örnek verelim, Babacan’ın kurmaylarından Muharrem Orucu etkinliklerine katılanlar da oldu geçen günlerde.

***

Parlamento dışı kalmak yeni partiyi daha kurulduğu andan itibaren yıpratmaz mı? Olur da Parlamento’da grup kurulursa ne olur?

Bunu da AKP düşünsün!

AKP de Saray da bunu düşünüyor.

Hatta bu riske karşı alınan önlemler yüksek sesle de dile getiriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, "Meclis açıldığı andan itibaren önümüzde birçok dosya var. Bu dosyaların hepsi masaya yatacak" sözlerini; tüm siyasi çevreler kendi durumuna göre değerlendirdi.

Erdoğan’ın ne demek istediğine dair bir yorum da yeni parti iddiaları ile ilgili.

Zira AKP’den 2 milletvekili yeni partiye transfer mi oldu; Erdoğan’ın muhalefet sıralarından 2 milletvekilinin fezlekesini gündeme aldırtacağı konuşuluyor. 10 ise 10; 15 ise 15; Meclis aritmatiğine göre ilerleyecek sonu olmayan bir hesap bugünlerde Ankara’da konuşulanlar arasında.

Olur mu?

AKP iktidarında "olmaz" dediklerimize bakılırsa; hiç de yabana atılacak bir senaryo değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Sibel Hürtaş Arşivi