Yeni KHK'da büyük tehlike

Yeni KHK'da büyük tehlike
Yeni KHK'ya göre darbe girişimi vb. olayların bastırılmasında yer alan sivillerin hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak. CHP'li Tanrıkulu: Bu SADAT gibi unsurlara güvence.

Erdal İMREK

ARTI GERÇEK - OHAL kapsamında çıkarılan son Kanun Hükmünde Kararname’de yer alan 121. madde tartışma konusu oldu. Bu maddeye göre '15 Temmuz darbe girişimi ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemler'in bastırılması kapsamında hareket eden sivillerin fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu olmayacak. 

Taşeron düzenlemesi ve tutuklulara tek tip elbisenin yanı sıra son KHK'nın bu maddesi de ciddi bir tartışmaya neden oldu. Sosyal medyada konuya ilişkin yorum yapan binlerce kişi bu maddenin, muhaliflere yönelik saldırıları meşrulaştıracağı, sağlayacağı hukuki güvence nedeniyle hükümetin karşısında yer alan tüm kesimlere yönelik saldırıların artabileceği şeklinde yorumlandı.

Son KHK'yla getirilen düzenlemeyi Artı Gerçek'e değerlendiren CHP'nin aynı zamanda hukukçu olan milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 'suçun suç olmaktan çıkarılamayacağını' belirterek, düzenlemenin Anayasa'ya aykırı olduğunu söyledi. Böyle bir düzenlemenin yasayla yetkilendirilmiş güvenlik güçleri dışındaki paramiliter örgütlenmelere güvence sağlayabileceği tehlikesine dikkat çeken Tanrıkulu, örneğin Gezi gibi bir sürecin yeniden yaşanması durumunda da bu düzenlemeden güç alan kesimlerin harekete geçebileceğini dile getirdi. 

'BU KHK ANAYASAYA AYKIRI'

15 Temmuz darbe girişimi sırasında toplumun bütün kesimlerinin ve siyasi partilerin darbeye karşı çıktığını ve bu girişimi boşa çıkardığını söyleyen Sezgin Tanrıkulu, "Kanun Hükmünde Kararname ile bir suç suç olmaktan çıkarılamaz. Resmi görevli olanların dışında bir ceza muafiyeti sağlamak, darbe girişiminin bastırılmasıyla ilgisi olmayan, gerçekleşmiş suçların da bir cezasızlıkla sonuçlanması sonucunu doğurmaktadır. Dolayısıyla bu Kanun Hükmünde Kararname ceza hukukuna aykırı olduğu gibi Anayasaya aykırıdır" dedi.

'SADAT GİBİ UNSURLARA GÜVENCE VERİLEBİLİR'

Tanrıkulu, "Bu düzenlemeyle yasayla yetkilendirilmiş güvenlik güçleri dışında SADAT gibi, Osmanlı Ocakları gibi, Halk Özel Harekat gibi bildiğimiz ve ya bizim bilmediğimiz örgütlenmiş kimi diğer unsurlara da bundan sonraki vakalar bakımından güvence verilebilmesinin yolu açılmıştır. Örneğin Gezi gibi bir olay olduğu zaman 'gidin bastırın' diyebilir ve arkasından böyle bir yasa gelir" şeklinde konuştu.  


[Gezi eylemleri sırasında bazı saldırganlar palalarla sokaklara çıkmıştı]

'İÇ HUKUK YOLU KALMAMIŞTIR'

Daha önceki örnekleri hatırlatarak, Anayasa Mahkemesi’nin bu tür bir KHK’yi incelemekten kaçındığını belirten Tanrıkulu, "Darde girişimi sırasında sivillerin eylemi nedeniyle bir vesileyle mağduriyet yaşamış olanlar ve yaşayanlar bakımından bir iç hukuk yolu kalmamıştır. Doğrudan doğruya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yolu da açılmıştır" dedi.


[15 Temmuz'dan sonra Halk Özel Harekat gibi sivil silahlı gruplar gündeme geldi]

TEPKİ ÇEKEN MADDE

Son yayınlanan KHK'da  yer alan 121. maddede şu ifadelere yer verildi:

"8/11/2016 tarihli ve 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanunun 37'nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir;
Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında birinci fıkra hükümleri uygulanır."

8 KASIM 2016 KHK'SINDAKİ 37. MADDE NE DİYORDU?

Son KHK'daki bu maddenin eklendiği 8 Kasım 2016 tarihli, 6755 sayılı KHK'da yer alan 37. maddenin 1. fıkrası ise şöyle:  

"15/7/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında, karar veya tedbirleri icra eden, her türlü adli ve idari önlemler kapsamında görev alan kişiler ile olağanüstü hal süresince yayımlanan kanun hükmünde kararnameler kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu karar, görev ve fiilleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz."

SOSYAL MEDYADA TEPKİLER

Son KHK'yla getirilen düzenleme kamuoyunda büyük tepki çekti. Sosyal medyada siyasetçi, hukukçu, vatandaş binlerce kişi yaptıkları yorumlarla, bu düzenlemeyle yaşanabilecek tehlikelere dikkat çekti. İşte o tepkilerden bazıları:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


İSTEMEZLERSE ASKERE GİTMEYECEKLER

Son KHK'da konuya ilişkin benzer bir düzenleme Askerlik Kanunu'nun bazı maddelerinde de yer aldı. Buna göre, 'terör faaliyeti’ olarak değerlendirilen  eylemilerin ortaya çıkarılması, etkilerinin azaltılması veya bertaraf edilmesinin sağlanmasında yardımcı ve faydalı olanlardan Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hayatını kaybedenlerin çocukları ile aynı anne ve babadan olan kardeşleri istekli olmadıkça silah altına alınmayacak. Yine aynı gerekçelerle hayatını kaybeden güvenlik korucuları da dahil olmak üzere kamu görevlilerinin çocukları ile kardeşlerinden biri de askerlikten muaf sayılacak. Silah altındakiler ise istekleri halinde terhis edilecek.

Öne Çıkanlar