Saray çöktü, başak yeşerdi

Ta sezon başında "1 Dolar 1 Lira olmadan büyük dediklerinizden bir şey beklemeyin" demekte haksız mıymışım?

Belhanda da 29. dakikada nasıl oldu, niçin oldu, ne oldu da oldu vallah bilemedim, sakatlanıp çıktı. Aradan 119 saniye geçti geçmedi, telefonuma Galatasaray Sakatlar Derneği logolu bir suret düştü...

Henüz 5. dakikada Malatya savulun bre, geliyorum demeye başladı. 

Aradan çeyrek saat geçmişti ki, cimbom, du bakali renkdaş; biz de zurna değiliz herhalde diyerek, ilkyarının ilk ve son pozisyonuna girdi.

Bu kırkbeşlikte dikkatimizi ziyadesiyle çeken bir nokta da, jübile denilen müessesenin Selçuk'a geeeel gel diye çağrıda bulunmasıydı... Haaa, çok önemli bir nokta daha: Sarı kart gören Mariano da, cuma günkü Fenerbahçe maçında yok. 

***

İkinci yarı başlarken çayımı tazeleyeyim demeye kalmadı, Muslera tevekkel taalallah diyerek yerde o sakıncalı geometrik şekli çizerek (yani yere paralel olarak) Malatya'nın ikinci golünü önledi.

52'de Rodrigues, durun yahu, henüz ölmedik dediyse de kaleyi tutturamadı...

İki dakika sonra yine Rodrigues, yine ı-ıhhh...

57'de evsahibi Adem baba Muslera'yı yoklayayım dedi, o da olmadı...

66, penaltı: 2-0.

Zaten bu dakikada maç bitmişti. Ama Halis kardeş doksan dakikayı oynatmak zorundaydı.

Öyle de yaptı.

Ve zerre sempati duymadığım Başakşehir'in liderliği tescillenmiş oldu.

Ne diyeyim. 

Hayırlı olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi