KHK'lıdan vekil oluyor da; muhtar olamıyor

YSK'nın önünde son bir yol var. Bu bölgelerde seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Aksi halde YSK, seçim güvenliğini ihlal eden en büyük kurum olarak kayıtlara da geçebilir...

Yüksek Seçim Kurulu, 10 Nisan Çarşamba akşamı yaptığı toplantıda, KHK'lılara mazbata verilemeyeceğini açıkladı.

Şaşırdık mı?

Şaşırdık... Çünkü aynı Yüksek Seçim Kurulu, daha 10 ay önce KHK'lılara mazbata kapısını açmıştı. 

24 Haziran seçimlerinden bahsediyorum. 24 Haziran Genel Seçimleri'nde de milletvekili adaylığı için KHK'lılar başvuruda bulunmuştu. Profesör İbrahim Kaboğlu ve Cihangir İslam'ın CHP'den yaptıkları adaylık başvurularına da KHK'lı oldukları gerekçesiyle itirazda bulunulmuştu. Yüksek Seçim Kurulu da 10 ay önce verdiği kararda, Kaboğlu ve İslam'ın KHK'lı olmalarına karşın milletvekilliği seçimlerine girmelerine vize vermişti. Seçimler oldu, milletvekilleri de KHK'lı oldukları halde mazbatalarını aldılar.

10 ayda ne değişti de yerel seçimlerde Yüksek Seçim Kurulu, başka bir karar alabildi?

Milletvekilliği ile Belediye başkanlığı ayrı ayrı kurumlar olduğu için mi?

Yasaya göre "seçilme yeterliliği" açısından, milletvekilliği ve belediye başkanlığı açısından hiçbir fark yok. Belediye başkanları için "seçilme yeterliliği" kriterleri, Yerel Seçimlere yönelik özel bir kanun olan 2972 Sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'un 9. Maddesi'nde düzenleniyor. Bu madde "Milletvekili Seçimi Kanunu'nun 11. Maddesi'nde belirtilen sakıncaları taşımamak şartıyla 18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı belediye başkanlığına, il genel meclisi ve belediye meclisi üyeliğine seçilebilir" diyor. Madde seçilme yeterliliği açısından Milletvekili Seçimi Kanunu'na atıf yaptığından, milletvekili seçilme yeterliliği ile belediye başkanı seçilme yeterliliği arasında kanunen hiçbir fark yok.

Öyleyse neden milletvekili seçilme yeterliliğinde KHK'lı olmak bir engel teşkil etmiyor iken belediye başkanlığında engel teşkil ediyor?  

Yüksek Seçim Kurulu, KHK'lı belediye başkanlarına mazbata verilemeyeceğine ilişkin kararının gerekçesini henüz açıklamadı. Ancak KHK'lı muhtara ilişkin gerekçesi elimizde. YSK, 4 Nisan'da KHK'lı bir muhtara neden mazbata verilmediğinin gerekçesini, "KHK'lar gereğince kamu görevinden çıkarılan kişilerin mahkumiyet kararı aranmaksızın bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemez" diye açıklıyor.

Milletvekili kamu hizmeti değil ama belediye başkanlığı kamu hizmeti diye mi yorumluyor YSK?  Eğer böyle bir yorum yapılıyorsa YSK neden KHK'lıların aday olmalarını engellemedi?

Zira 2972 Sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun'un 14. Maddesi, "Adaylıkların geçici olarak ilanından itibaren iki gün içinde ilçe seçim kuruluna itiraz edilebilir. İtirazlar, ilçe seçim kurulunca en geç iki gün içinde karara bağlanır" hükmünü düzenliyor.

Dolayısıyla aday adaylıklarına itiraz süresi çoktan bitmiş görünüyor. Ama itiraz süresinin sona ermesine karşılık, YSK nasıl oluyorsa seçim sonrasında adaylık itirazını kabul ediyor, hatta karara bağlıyor.  

Bu madde aynı zamanda Seçim Kurullarına da adaylıklara itiraz görevi veriyor. Zaten "aday adaylığı" süreci bunun için oluşturulmuş. Seçim Kurulu, aday adaylarını incelerken, "KHK'lıları aday yapamazsınız" uyarısında bulunmuyor. Eğer böyle bir uyarıda bulunsaydı HDP, başka bir aday gösterebilecekti. Seçim Kurulu, görevini ihlal ediyor ve HDP'nin bu hakkını da resmen gasp ediyor.

***

Peki...

YSK'nın KHK'lılara mazbata verilmeyeceğine dair hiçbir uyarı yapmadan aldığı kararı bir şekilde kabul edelim.

Ama olay bununla bitmiyor.

Sonrası da akla ziyan hukuki bir zorlamayla ilerliyor.

Sonrasında mazbata verilmeyen KHK'lıların yerine kimin nasıl başkan olacağı konusu.

Yüksek Seçim Kurulu, bu konuyu 9 Nisan'da gündemine alıyor. 9 Nisan'daki toplantıya 10 üye katılıyor. Üyelerden 5'i bu bölgelerde seçimin tekrarlanması, 5'i ise ikinci sıradaki adayın başkan olması yönünde oy kullanıyor.

Oylar eşit olunca, ikinci gün yeniden oylama yapılıyor.

Bu kez oylamaya katılan 11 üye var. Nasıl oluyorsa üyelerin bir gün önceki fikri değişiyor ve bu kez 7 üye birden, ikinci sıradaki adayın başkan olması yönünde oy kullanıyorlar.

Görev devri de bu şekilde gerçekleşiyor.

HDP, bölgedeki hakkını savunmak için harekete geçti. KHK'lılara mazbata verilmeyen seçim bölgelerinde seçimlerin yenilenmesini istedi.

YSK'nın önünde son bir yol var. Bu bölgelerde seçmen iradesinin tecelli bulması için seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.  

Aksi halde YSK, bu kararları ile Türkiye'de seçim güvenliğini ihlal eden en büyük kurum olarak kayıtlara da geçebilir...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi