'İşlemlere direkt Erdoğan onay verdi'

'İşlemlere direkt Erdoğan onay verdi'
ABD'de süren Reza Zarrab davasında dönemin Başbakanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın adı da geçti. Zarrab, Erdoğan'ın 'işlemlere doğrudan onay verdiğini' söyledi.

HABER MERKEZİ - İran'a yönelik ABD ambargosunun delindiği iddiası ile başlatılan davanın üçüncü duruşması yapılıyor.

İLGİLİ HABER: ZARRAB: ÇAĞLAYAN'A 45-50 MİLYON EURO RÜŞVET VERDİM

Dün ilk kez ifade veren Reza Zarrab bugün de ifade vermeyi sürdürecek. Dünkü duruşmaya hapishane kıyafetleri ile getirilen Zarrab, bu kez takım elbise ile duruşma salonuna getirildi. Ancak zarrab'ın duruşmaya takım elbise ile getirilmesi, cezaevinde tutulma durumunun değiştiği anlamına gelmiyor. 

Zarrab, savcının 'niye farkıl kıyafet giyiyorsun' sorusuna "Avukatlarım dün sayın hakimin izniyle farklı kıyafet giyebileceğimi söyledi. Ben de onların getirdiği kıyafetleri giydim" dedi. Koyu bir ceket ve açık bir gömlekle gelen Zarrab, konuşmaya başlamadan önce hala FBI gözetiminde olduğunu söyledi.

ZARRAB: GÖZALTINDAYKEN TEHDİT EDİLDİM
Zarrab ifadesinin başında, Manhattan'da gözaltında iken tehdit edildiğini söyledi. 

'ÇAĞLAYAN DEFALARCA İRANLILARLA GÖRÜŞTÜ'
Zarrab daha sonra İran Petrol Şirketi ve Halkbank arasında katıldığı toplantılar hakkında detaylarını verdi. Toplantılarda Halkbank adına bankanın genel müdürü Süleyman Aslan ve eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla'nın yer aldığını söyledi. Ayrıca eski ekonomi bakanı zafer Çağlayan'ın da bu toplantılara katılarak defalarca İranlılarla görüştüğünü söyledi.

ÇİN, HİNDİSTAN VE JAPONYA DA AMBARGOYU DELDİ
Dünkü ifadesinde bir şema üzerinde altın ticareti ile İran'a yönelik petrol ambargosunun nasıl delindiğini anlatan Zarrab, bugünkü ifadesinde Türkiye'nin yanı sıra Hindistan, Çin, Japonya ve İtalya'nın da ambargonun delinmesinde rol oynadığını söyledi.  İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) ve Naftarian yöneticileriyle gerçekleştirdikleri bir toplantıya katıldığını belirten zarrab, bu toplantıda  Hintli iş adamlarının da bulunduğunu söyledi. 

İRANLILAR HALKBANKASI'NA BASKI YAPTI 
Zarrab, dünkü ifadesinde kullandığı şemanın bir benzeri üzerinden Hindistan ile İran arasındaki para trafiği hakkında bilgi verdi. Buna göre, Hindistan'daki ham petrol aracısı parayı doğrudan Halkbank hesabına yatırıyordu. Daha sonra başka bir Türkiye bankasına giden bu paralar- zarrab alarak altına çeviriyor daha sonra da bu altınları tekrar nakite çevirip uluslararası ödemelerin yapılmasıı sağlıyordu. 

İranlılarla yapılan toplantılardan birinde, Hindistan'a yapılan ham petrol satışından elde edilen paraların gündeme geldiğini, İranlıların paranın transferinin hızlandırılması için Halkbank yetkililerine baskı yaptığını söyledi. 
 

'ASLAN'A RÜŞVET İÇİN ÇAĞLAYAN'DAN İZİN'
Süleyman Aslan'ın aldığı riskten dolayı rahatsız olduğunu belirten Zarrab, Aslan'ın kendisinden para istediğini ancak bunun için Zafer çağlayan'dan izin istenmesi gerektiğini söyledi. 

'ÇAĞLAYAN'IN BİLGİSİ DIŞINDA HİÇBİR ŞEY YAPMIYORDUK'
Zafer Çağlayan'ın kendi şirketine ait banka işlemlerini gün ve gün takip ettiğini söyleyen Zarrab, "Çağlayan'ın bilgisi dışında hiç bir şey yapmıyordum" dedi. 


TOPLANTIYA YETİŞMEK İÇİN EMNİYET ŞERDİNİ KULLANMIŞ
Zarrab İranlılarla katıldığı toplantılarla ilgili dikkat çekici bir detay da verdi. Bu toplantılardan birine geç kaldığını belirten Zarrab, trafik müdürünü arayarak emniyet şeridini kullanmak için izin istediğini açıkladı. 

'İRAN, ARADAN ÇEKİL 'DEMİŞ AMA HALKBANK ONAY VERMEMİŞ
Gazeteci Adam Klasfeld  de mahkeme salonundan Zarrab'ın şu ifadesini aktardı: "İranlılar tarafından verilen uluslararası para talimatlarını yerine getiriyordum. İranlılar (benim yerime) Halkbank'ın bunu yerine getirmesini talep ediyordu. Eğer Halkbank buna onay verseydi, o zaman ben tamamen bertaraf edilirdim.

DÖNEMİN BAŞBAKANI ERDOĞAN

Zarrab, Vakıfbank ile Ziraat Bankası’nın da Halkbank gibi "para aklama operasyonunda" kullanılması için onay aldığını söyledi. Savcı "O dönemde Türkiye'nin Başbakanı kimdi" diye sordu.  Zarrab buna "Recep Tayyip Erdoğan. İşlemlere direkt Başbakan (Erdoğan) onay verdi" " yanıtını verdi. 

Reza Zarrab, "Dönemin Başbakanı ve Maliye Bakanı Ali Babacan, Ziraat Bankası ve Vakıfbank'ın İran'la ticaretinin başlaması için şahsen talimat verdiler" diye konuştu.  Zarrab bu talimatın verildiğini eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'dan öğrendiğini aktardı.


Davayı izleyen gazeteci Pate Brush da "Zarrab, Erdoğan'dan bir kaç defa bashetti ve onun petrol/para komplosunu onayladığını ima etti. Fakat bunu ikinci kişilerden duyduğu bilgilere dayandırıyor" diye tweet attı.

SÜLEYMAN ASLAN RÜŞVET İSTEDİ
Zarrab, Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın kendisine, "El eli yıkar, el de yüzü yıkar" dediğini belirtince bu cümle İngilizceye tam olarak çevrilemedi bunun üzerdine hekim ne demek istediğini sordu. Zarrab da "Bu, Süleyman Aslan'ın yardımına karşılık rüşvet istediği anlamına geliyor" cevabını verdi.

Gazeteci Katie Zavadski, Zarrab'ın İranlıların ticareti bankalar aracılığı ile direkt transferler yoluyla yürütülüp, kendisinin aradan çıkarılmak isteneceği konusunda endişeli olduğunu, bunun yaşanmaması için de Süleyman Aslan ile çalıştığını açıkladığını paylaştı.

Duruşmayı izleyen gazeteci Katie Zavadski, Zarrab'ın "Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan'a verilen rüşvet, Zafer Çağlayan'a verilenden daha önemliydi, çünkü Süleyman Aslan nihai bekçiydi. (Musluğun başında o vardı)"  dediğini aktardı. 

ÇAĞLAYAN'A YÜZDE 50
Mahkemede Zarrab'ın şirketinin iç muhasebe kayıtlarına bakıldı. İran petrol ticaretinden alınan ve ödenen paraların yer aldığı kayıtlarda ambargoyu delereek elde edilen karın yüzde 50'si Çağlayan'a gidiyor.

ASLAN'A VERDİĞİ RÜŞVETİ AÇIKLADI 
Zarrab ifadesinde verdiği rüşvetlerle ilgli miktar da belirtti. Aslan'a bir keresinde 2 milyon Euro verdiğini söyledi. 

Pek çok rüşvet verdiğini söyleyen Zarrab, bazen rüşvellerin karıştığını, Çağlayan'a gidecek paranın, Aslan'a gittiğini söyledi. 

ATİLLA'YA RÜŞVET VERMEDİM
Savcı Süleyman Aslan dışında, örneğin Levent Balkan ya da Hakan Atilla gibi Halkbank'tan başka kimseye rüşvet verip vermediği sorusuna Zarrab "hayır" cevabını verdi. Buna gerekçe olarak da "Zaten Türk Ekonomi Bakanı'na rüşvet veriyordum. Halk Bankası'nda başka birine rüşvet vermeme gerek yoktu." dedi. 

ZARRAB: MUAMMER GÜLER'İN OĞLUNDAN YARDIM İSTEDİM
Verilen aranın ardından duruşmaya devam edildi. Duruşmanın ikinci bölümünde Zarrab Çin'le yapılan para alışverişini anlattı. Çin'deki şirketi üzerinden yaptığı transflerin İran’la bağlantısından endişe ettiklerini söyleyen Zarrab, dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’den yardım istediğini söyledi. Güler'in oğlu Barış Güler'in Çağlayan için danışmanlık yaptığını beliten Zarrab, Barış Güler'i şahsen tanıdığını ve telefon ile pek çok görüşme yaptığını söyledi. Zarrab, "Babasına, Çin’deki bankalara benim için referans mektubu yazdırması için Barış Güler’e 100 bin dolar verdim" dedi.

Zarrab, Çinlilerin ticaretin İran'la ilgili olduğunu anladığında bunu durdurduğunu söyledi.

Druşmada Zarrab ile Halkbank yetkilisi Levent Balkan arasında geçen telefon görüşmlerinin tapeleri  de okundu. Konuşmada HSBC üzerinden yapılan bir işlemden söz ediliyor.

ATİLLA'NIN SES KAYITLARI DİNLETİLDİ

Duruşmanın seyri yeniden Süleyman Aslan- Zarrab bağlantısına döndü. İkili arasındaki Whatsapp görüşmelerinin kayıtları, kanıt olarak sunuldu. Zarrab, Süleyman Aslan'la neler konuştukları sorulduğunda "Hassas konular, özel konular, önemli meseleler" dedi.

Tutuklu sanık Halkbank eski GenelMüdür Yardımcısı Hakan Atilla'nın avukatı Whatsapp görüşmelerinin delil olarak sunulmasına itiraz etti.

Savcılar, Zarrab ve Hakan Atilla arasında geçen ve İran'la para ticaretinin konuşulduğu belirtilen bir görüşmenin ses kaydını dinletti. Zarrab, "Hakan Atilla'ya ulaşmamız gerektiği ya da onun bize ulaşmaya ihtiyaç duyduğu birçok durum oldu" dedi. 

ALTIN TİCARETİ ABD'NİN MÜDAHALESİYLE SONLANDI

Zarrab ifadesinde Süleyman Aslan ile "gıda ticareti" gibi yollarla para transferini sürdürmeyi tartışmaya başladı.
"Peki ondan sonra ne yapmaya karar verdiniz?" sorusuna Zarrab, "Nisan 2013'ten itibaren yeni bir yöntem, yeni bir sistem bulmamız gerekecekti" cevabını verdi.

ZARRAB-HAPPANİ TELEFON GÖRÜŞMESİ

Zarrab'ın şirketlerinde çalışan Abdullah Happani'yle telefon görüşmesi kaydı da delil olarak dosyaya konulmak istendi. Kayıtlara göre Happani Zarrab'a gıda alım satım işlemlerinden bahsederken şöyle diyor: "İstersen (Zarrab'a ait) şirket üzerinden hemen başlayalım şu işe." Ancak Zarrab, bunu hayata geçirmediğini söyledi.

'SEVGİLİ MÜDÜRÜM, GIDA TİCARETİNE BUGÜN BAŞLADIM'

Zarrab ile Süleyman Aslan arasında geçen WhatsApp mesajlaşmalarından biri şöyle: "Sevgili müdürüm, gıdayı (gıda ticaretini) bugün başlattım." 

GIDANIN ALTIN TİCARETİNDEN FARKLI OLACAĞINI ANLATMAYA ÇALIŞTIM’
Duruşmada Zarrab ile Mehmet Hakan Atilla’nın telefon görüşmesinin ses kaydı dinletildi. Zarrab kayıtlarda Atilla'ya "Gıda işi altından biraz farklı" diyor.
Zarrab kayda ilişkin ise "Hakan Süleyman Bey'le olan görüşmemin sonucunda gıda ticaretinin başlayacağını biliyordu. Ancak burada (Hakan) Atilla'ya gıda ticaretinin çok daha farklı olacağını açıklamaya çalışıyorum. Çünkü altınla Türkiye'den dışarıya ihracat yapılabiliyor. Gıda işindeyse, Dubai'den transit yollarla İran'a gönderiliyor gibi görünecekti." diye konuştu.

‘KARDAN ZAFER ÇAĞLAYAN'A PAY VERDİĞİMİ BİLİYORDU'

Zarrab kuyumcu Ahmet Alacacı'yla rekabete dönüşen ilişkisini de şöyle anlattı: "İlk başta onun şirketlerini de kullanıyordum, daha sonraları İran'la kendi ticaretine başladı. Alacacı, kârdan Zafer Çağlayan'a pay verdiğimi de biliyordu, ücretimin onundan daha çok olduğunu da… Kimseye ödeme yapmadığı için pazara bizimkinden çok daha düşük bir fiyat koyuyordu."

HAMAMA GİREN TERLER

Duruşma yarına erteledi. Yarınki yarım gün görülecek. 

Gazetecilerin aktardığına göre, Yargıç Richard Berman duruşmaya son vermek istediği sırada savcılar Atilla’nın da adının geçtiği bir mesajı okumak için biraz daha devem etti; Berman bunun üzerine, "Türk hamamına giren terler" dedi.

Öne Çıkanlar