Theresa May, Brexit için kabine desteğini aldı

Theresa May, Brexit için kabine desteğini aldı
İngiltere Başbakanı Theresa May, AB ile üzerinde uzlaşılan Brexit planının bakanlar kurulu tarafından onaylandığını açıkladı.

İngiltere Başbakanı Theresa May, Brexit planının bakanlar kurulu tarafından onaylandığını söyledi. Theresa May, beş saat süren kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada, AB'den çıkış anlaşmasının "müzakere edilebilecek en iyi anlaşma" olduğunu söyledi ve "Kabinenin ortak kararı hükümetin çekilme anlaşması taslağına destek vermesi yönünde oldu" dedi.

May, "uzun, ayrıntılı ve tutkulu" geçtiğini söylediği toplantıdan sonra basına yaptığı kısa açıklamada, "Bu tamamen ulusal çıkarlarımıza uygun ve referandumdaki vaadi yerine getiren bir anlaşma. Bu karar istihdamı ve Birleşik Krallığı koruyor. Bu karar yoğun bir şekilde incelenecek, ancak karar ülkemiz için bir gelecek inşa etmek ve başa dönüp, referandumdaki vaadi yerine getirmemek arasındaydı" dedi.

May ayrıca, yarın parlamentoya da bir açıklama yapacağını kaydedip, başbakanlık konutuna geri döndü. May'in kabinenin "ortak karar aldığı" vurgusuyla, herhangi bir istifa olmayacağının sinyalini de verdiği belirtiliyor.

May, salı akşamı Başbakanlık konutunda teker teker ağırladığı kabine üyelerine anlaşmanın detaylarını sunmuştu. Bakanların yanlarına Brexit anlaşmasının metnini almasına izin verilmezken, en az 500 sayfa olan anlaşmaya şimdiden yüksek sesli itirazlar yöneltiliyor.

Özellikle de koyu Brexit taraftarı olan kabine üyeleri May'in başını ağrıtıyor.

İngiliz liderin sadece kabinesini değil, daha sonra İngiltere parlamentosunu da ikna etmesi gerekecek ki bu aşama daha da çetrefilli.

Diğer yandan İngiltere'nin para birimi sterlin, Brexit konusunun kesinliğe kavuştuğuna dair piyasa beklentileriyle dolara ve euroya karşı değer kazandı.

Haberlerin ardından sterlin dolar karşısında yüzde 1,4 yükseldi.

Bundan sonra Brexit ile ilgili atılan her adım piyasalar için de bir sınav niteliğinde.

BBC Türkçe, bu aşamadan sonra neler olabileceğini ve sürecin nasıl işleyeceğini derldi:

ANLAŞMADA NE VAR?

İngiltere'nin AB'den çıkış tarihi olarak belirlenen 29 Mart 2019 tarihinin ardından nasıl bir geçiş döneminin olacağı ve geçiş döneminin ne kadar süreceği, bunun ardından İngiltere ve AB arasındaki ilişkilerin nasıl şekilleneceği bu anlaşma sayesinde belirlenecek.

Henüz May ve AB arasında mutabakata varılan anlaşmanın detayları belli değil.

Ancak Brüksel'e dayandırılan ve basına sızdırılan birtakım bilgiler var.

Şimdiye kadar May'in üzerinde çalıştığı taslağa en büyük tepki, Brexit yanlısı isimlerden geliyordu.

May'in AB ile serbest ticaret koşullarını sürdürme arzusu en çok eleştirilen noktaydı.

Sürdürülen müzakerelerde bir diğer anlaşmazlık noktası ise İrlanda ve Kuzey İrlanda sınırına fiziksel sınır kontrolleri getirilmeden ilişkilerin nasıl sürdürüleceğine dairdi.

İLGİLİ HABER: AB VE İNGİLTERE BREXIT KONUSUNDA ANLAŞTI

İRLANDA SINIRI NEDEN SORUN OLUŞTURUYOR?

Bir ada ülkesi olan Birleşik Krallık'ın Brexit sonrasında AB  ile tek sınırı, Birleşik Krallık içinde yer alan Kuzey İrlanda ile AB içinde yer alan İrlanda Cumhuriyeti arasındaki kara sınırı olacak.

Bu sınır, Kuzey İrlanda'nın İrlanda ile birleşmesini savunan Cumhuriyetçiler ile İngiliz hükümeti ve destekçileri arasında on yıllar süren çatışmalara tanıklık ettiği için Brexit'in en önemli konularından biri olarak görülüyor.

1998'de Birleşik Krallık, İrlanda ve Kuzey İrlanda'daki siyasi partiler arasında imzalanan Hayırlı Cuma Anlaşması, adadaki çatışmalara son vermişti.

Birleşik Krallık ve İrlanda'nın AB içinde yer alması, İrlanda ve Kuzey İrlanda'nın ortak bir ekonomik pazarda yer almasını, sınırın iki tarafındaki insanların da diğer tarafta serbestçe yaşaması, dolaşması ve çalışmasını sağlamıştı.

Brexit'le birlikte Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılması, son yıllarda varlığı hissedilmeyen bu sınırı daha belirgin hale getirecek. Sorun, bu sınırın nasıl işlemesi gerektiği konusunda tüm tarafların uzlaşabildiği bir çözümün bulunamamış olması.

Sert Brexit yanlıları Birleşik Krallık'ın sadece AB'den değil, aynı zamanda Avrupa ortak pazarı ve gümrük birliğinden de çıkmasını savunuyor. Fakat bu senaryoda İrlanda ile Kuzey İrlanda arasındaki ticaretin gümrük vergisine tabi olması, sınır geçişlerinin kontrol edilmesi ve adanın iki tarafındaki halkın diğer tarafta yaşama ve çalışma hakkının kısıtlanması gündeme geliyor.

Yumuşak Brexit yanlıları ise Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılıp Avrupa ortak pazarı ve gümrük birliğinde kalmasını savunuyor. Bu senaryoda adanın iki tarafındaki halkın iki tarafta da çalışması ve serbestçe ticaret yapması mümkün. Fakat bu senaryo Birleşik Krallık'ın hem AB'den ayrılıp hem de gümrük birliği ve ortak pazar nedeniyle AB'nin kurallarına tabi olmasını ve üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması imzalayamamasını gündeme getiriyor. Bu da Birleşik Krallık'ın AB yönetimindeki söz hakkını bırakıp kurallarına tabi olmaya devam ettirmesi nedeniyle sert Brexit yanlıları tarafından eleştiriliyor.

Birleşik Krallık'ı gümrük birliği ve ortak pazardan ayırıp Kuzey İrlanda'ya gümrük birliği veya ortak pazar içinde özel bir statü verecek bir anlaşma senaryosu ise Kuzey İrlanda'daki Birleşik Krallık yanlısı DUP tarafından kabul görmüyor. DUP, Kuzey İrlanda ile Birleşik Krallık arasındaki bağı zayıflatacak, daha fazla özerklik getirecek herhangi bir anlaşmaya karşı çıkıyor.

Birleşik Krallık'ta Başbakan Theresa May'in partisi Muhafazakar Parti parlamentoda azınlıkta olduğu için DUP'nin desteğine muhtaç.

Hem AB hem Birleşik Krallık adada "fiziki bir sınır" istemediklerini söylüyor.

Tüm tarafları memnun eden bir anlaşmaya varılamaması durumunda Kuzey İrlanda'daki İrlanda ile birlik yanlıları ile Birleşik Krallık ile birlik yanlılarının arasındaki gerilimin artmasından endişe ediliyor.

İngiltere'nin bir anlaşma olmadan AB'yi terk etmesi durumunda, Kuzey İrlanda için 'backstop' denen uygulamanın devreye girmesi konusunda daha önce mutabakat sağlanmıştı.

May ve AB arasında varılan anlaşmada, bu backstop denen sürecin ve işlemin nasıl işleyeceği yer alıyor.

Guardian gazetesine göre, İngiltere ve AB'den eşit sayıda üyelerin olacağı bir kurul, 'backstop' denen sürecin ne zaman sona ereceğine karar verecek.

Yine Guardian'a göre Temmuz 2019'da İngiltere'nin ticari olarak geçiş sürecinde mi kalması gerektiği yoksa serbest ticaret koşullarına tamamen geçmeye hazır mı olduğu gözden geçirilecek.

Gazeteye göre, backstop sürecinin işlemesi takdirinde kabine kaynakları Kuzey İrlanda'ya özel bir statü verilmeyeceğini öne sürüyor; ancak Brüksel'deki kaynaklar ise gümrük birliği ve tek pazar cephesinde bölgenin özel bir statüsü olacağını belirtiyor.

Anlaşmaya da en çok bu açıdan karşı çıkılıyor. Brexit yanlısı isimler, Kuzey İrlanda'yı AB'ye daha çok yakınlaştıracak bir anlaşmaya karşı.

Anlaşmada ticaret ve Kuzey İrlanda dışında da başlıklar yer alıyor.

29 Mart 2019'dan sonra AB ve İngiltere vatandaşları için hakların nasıl düzenleneceği ve İngiltere'nin AB'den 'boşanmak' için ödemesi planlanan 39 milyar sterlinlik bütçenin de detayları belli olacak.

MAY'İN KABİNESİ DESTEKLEYECEK Mİ?

May'in 22 kişilik kabinesinde en az 10 bakan sıkı bir Brexit destekçisi.

May'in hükümetini oluşturan kendi partisi Muhafazakar Parti'nin Brexit destekçileri ile Demokratik Birlik Partisi (DUP), anlaşmayı reddedebileceklerine dair önceden sinyal vermişti.

Brexit yanlısı kabine üyeleri ile diğer parlamento üyeleri, AB'ye boyun eğen bir anlaşmanın Brexit referandumuna ihanet olacağını ve İngiltere'yi AB'nin boyunduruğuna sokacağını öne sürüyor. İtirazlarının en temel noktasını bu oluşturuyor.

Kabinedeki Avrupa yanlısı bakanlar ise sakin olunması gerektiğini ve May'in bu krizin üstesinden geleceğini düşünüyor.

May, Avrupa karşıtı 9 bakanının eninde sonunda anlaşmaya onay vereceğine yönelik hesaplar yapıyor.

KİM NE YORUM YAPTI?

Brexit'in önde gelen isimlerinden, eski dışişleri bakanı olan Muhafazakar Parti milletvekili Boris Johnson ve yine Muhafazakar Parti milletvekili Jacob Rees-Mogg, hızlı bir şekilde anlaşmaya karşı olduklarını açıkladı.

Muhafazakar Parti'nin eski liderlerinden olan Iain Duncan Smith, 'May'in başbakanlığının sayılı günleri kaldığını' öne sürdü.

Muhafazakar Parti milletvekili Julian Smith ise anlaşmanın parlamentodan geçeceğine emin olduğunu, Ulaşım Bakanı Chris Grayling de 'biraz sakin olunması gerektiğini' ifade etti.

DUP milletvekili Sir Jeffrey Donaldson, taslak anlaşmanın Birleşik Krallık'ın kendi içindeki ekonomik bütünlüğünün temelini dinamitlediğini söyledi.

Brexit'i desteklediklerini fakat bu anlaşmanın "doğru Brexit" olmadığını söyleyen Sir Jeffrey, "Birleşik Krallık AB'den ayrılmaya karar verirse hem gümrük uygulamaları hem de ortak pazar açısından Kuzey İrlanda ülkenin geri kalanından farklı bir muameleye maruz kalacak" dedi ve ekledi:

"Uzun vadede Birleşik Krallık dünyanın geri kalanıyla serbest ticaret anlaşması yaptığında bundan Kuzey İrlanda faydalanamayacak. Bu Birleşik Krallık'ın parçalanması demek."

MUHALEFET NE DİYOR?

İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, "Bu müzakerelerin çılgın bir şekilde yürütülmesinden anladığımız üzere bu anlaşmanın ülke için iyi olması ihtimali bulunmuyor" yorumunu yaptı.

Çarşamba günü Avam Kamarası'nda Başbakan May'e seslenen Corbyn, hükümetin halka iyi bir Brexit vaat ettiğini fakat varılan anlaşmanın bunun çok uzağında olduğunu ve destekleyemeyeceklerini söyledi.

Theresa May ise bunun mümkün olan en iyi anlaşma olduğunu söyleyerek kendini savundu.

Telegraph gazetesine göre dört muhalefet partisi ortak bir mektup yazarak, "anlaşma üzerine gerçekten anlamlı bir oylamanın" yapılması talebinde bulundu.

PARLAMENTODAN GEÇER Mİ?

May'in kabinesinin onay vermesi halinde anlaşma parlamentonun önüne gelecek.

Avam Kamarası'ndaki matematik çok da May lehine görünmüyor.

DUP ve İşçi Partisi'nin anlaşmaya karşı oy vereceği düşünülüyor. Muhafazakar Parti'den de 25 milletvekilinin anlaşmaya karşı çıkacağı düşüncesi aritmetiği zorluyor.

O yüzden May, öncelikle DUP'un oylarına ardından da İşçi Partisi'ndeki muhaliflerin oyuna ihtiyaç duyacak.

GEÇMEZSE NE OLUR?

Bu noktada İngiltere'nin AB'den anlaşmasız ayrılması gündeme gelir. Bu da özellikle piyasalar ve iş dünyası için büyük bir belirsizlik anlamına geliyor.

Bu durumda hükümetin ne yapılacağına karar vermesi gerekecek.

Brexit kapsamında yürürlüğe konan kanunlara göre 21 Ocak 2019, AB ile anlaşmanın yapılması için belirlenen son tarih.

Eğer bu tarihe kadar Brexit cephesinde ne yapılacağı konusunda bir kesinlik sağlanamazsa, hükümetin 5 gün içinde sonraki planının ne olduğunu açıklaması gerekiyor.

Ancak olayların bu aşamaya gelmesi, May'in başbakanlığının sona ermesi ve ülkede yeni seçimlerin yapılması anlamına gelebilir.

29 Mart'a kadar AB ile yeni bir anlaşmanın yapılması, İngiltere'nin AB'den anlaşmasız ayrılması ya da yeni bir referandumun yapılması bile söz konusu olabilir.

AB'DE DURUM NE?

Brüksel bu aşamada Londra'dan gelecek haberleri bekliyor.

Eeğer Londra'da kabine onay verirse anlaşmaya sonlandırılmış gözüyle bakılacak.

Financial Times, Brüksel'deki kaynaklarına dayandırdığı haberinde bugün AB büyükelçilerinin bir toplantı yapacağını yazdı.

Londra'dan yeşil ışığın gelmesi takdirinde ise Pazartesi günü AB bakanlarının katılacağı bir toplantı düzenlenecek.

Eğer olur da Londra'da işler anlaşma lehine giderse 25 Kasım'da Avrupa liderleri düzeyinde özel bir zirvenin yapılması planlanıyor. (DIŞ HABERLER SERVİSİ)

Öne Çıkanlar